“Türkiye’de adı değiştirilen yerleşim yerleri” sorunu, önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Norşin", ardındansa Başbakan Erdoğan'ın "Potamya" ve "Dersim" çıkışlarıyla gündeme geldi.

 

Kökleri İttihat ve Terakki'ye dayanan bu uygulama Cumhuriyetin ilk yıllarında hız kazandı. 1930’larda ve 1960’larda birçok yerleşim yerinin ismi değişti.

 

A Haber’de yayınlanan Serdar Korucu ve Sefer Ayçe'nin özel haberinde dilbilimci – yazar Sevan Nişanyan “adı değiştirilen yerleşim yerleri”yle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

 

Irkçılıkla yeni bir tarih anlayışının yaratılmak istendiğini söyleyen Nişanyan, yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinin nedeni olarak gerçek tarihin unutturulmak istenmesini gösterdi.

 

Nişanyan, Fırat’ın ve Karadeniz’in doğusunda Türkçe olmayan isimlerin yoğun olarak değiştirildiğini belirtti. İstanbul ve Ankara’nın adının orijinal isimlerinin Türkçe’ye uyarlanmış hali olduğunu söyleyen Sevan Nişanyan, “Ankara başkent olmasa Güzelyurt, İstanbul merkez olmasa adı Atakent olurdu” dedi.

 

İşte o açıklamalar: