Ben de iki gündür bir klasiğe dönen "Ben de darbeye karşıyım" sözü ile başlayayım. Malum, çok hassas zamanlar ve her eleştiri karşısında bir bakmışsınız "darbe sevici" ilan olmuşsunuz, Allah muhafaza... Siz de bir şeyleri eleştirirken böyle söylemeyi ihmal etmeyin bence.

Bir gece ülkece hepimize kabus gibi çöken bir "kalkışma" ile uyuyamadık, bir çoğunuz için bu sıra dışı bir gece olabilir ama bizim son 2 yıldır neredeyse sıradanlaşan gecelerimizden biriydi. Yani siz görmemiş olabilirsiniz ama, dün gece Ankara'nın göbeğinde ve hatta Gazi Meclisin çatısında/bahçesinde patlayan o bombalar bizi alıştırarak bir süredir psikolojik olarak da, fiziksel olarak da bizim üzerimizde patlıyorlar. Sadece patlamıyorlar, kardeşlerimizi de katlediyorlar.

İşte 3 gün sonra 1’nci yılına gireceğimiz Suruç katliamı, daha bir yıl önce hayatta olan sevgi ve yaşam dolu Ferdane Abla, dimdik duruşuyla hepimize güven ve cesaret veren Nartan kardeşimiz.. Geçen yıl bu zamanlar yaşıyorlardı. Biz şimdi 3 gün sonra katledilişlerinin 1’nci yılına hazırlanıyoruz. Suruç Katliamı soruşturmasının gizliliğinin kaldırılmasını talep ediyoruz. Neden ve nasıl katledildiler; kimler işbirliği yaptı, kimler yapmadı, kimin nasıl ihmali oldu bilmek istiyoruz. Tam 362 gündür...

SİZİN SEÇTİKLERİNİZ VEKİL DE, BİZİM SEÇTİKLERİMİZ KARPUZ MU?

Demokratik siyasetin ne kadar önemli olduğunu defalarca dile getirdik, darbe teşebbüsü karşısında da elbet getireceğiz! Ne sanıyorsunuz? Biz demokratik yollarla meclise gönderilenlerin, demokratik yollarla meclisten çıkarılmasını şu 2 gündür değil, ne zamandan beri söylüyoruz biliyor musunuz?

Biliyorsunuz, biliyorsunuz ama işinize gelmiyor belki. Siz bizim demokratik yollarla seçtiğimiz vekillerin, demokratik olmayan yollarla meclisten dışarı atılmasını desteklemiyor muydunuz? Hala desteklemiyor musunuz?

Yani, sizin seçtikleriniz askeri darbeyle indirilmeye çalışıldığında hissettiğiniz öfkeyi, hatta katılmadığınız kadar ileri giden; insan kafası kesen, insan kırbaçlayan, linç eden bu öfkeyi bizi anlamak için de bir araç olarak kullanabilecek misiniz merak ediyorum.

Sizin seçtikleriniz vekil de, bizim seçtiklerimiz karpuz mu? Sizinkiler demokrasiyle geldi de, bizimkiler gökten vahiyle mi geldi meclise? Daha iki gün önceye kadar, bizim demokratik yollarla meclise yolladığımız vekilleri, yargı darbesiyle meclisten dışarı atmak için can atıyordunuz, şimdi hala atıyor musunuz merak ediyorum. Merak ediyorsanız söyleyeyim; dün askeri darbeyle demokratik siyasete ket vurulacak diye taşıdığım kaygı, iki gün önce yargı darbesiyle demokratik siyasete ket vurulacak diye taşıdığım kaygı ile aynıydı ve eşit oranda karşıydım.

ASKER KÜRDİSTAN'DA YIKARKEN KAHRAMAN, ANKARA'DA TERÖRİST

Dün kentlerimizde jetler uçtu, bomba attı.. Caddeleri tanklar kesti, askeri helikopterler insanlara ateş açtı. Sivilleri öldürdü, yaraladı, askeri darbe teşebbüsünde. Sanırım inkar edecek değilsiniz.

Peki aylardan beri; tankların, helikopterlerin, askerlerin Kürt illerinde kentleri, şehirleri yerle bir ettiğini, masum sivilleri öldürdüğünü neden inkar ediyordunuz?

Görüyorsunuz; TSK içinde küçük bir grup dahi neler yapabiliyor değil mi? Şimdi kabul edebilecek misiniz askerlerinizin devletin-milletin parasıyla alınan silahlarla kadın-çocuk demeden milletin parçası olan sivilleri katledebileceğini?

Hadi dürüst olun...

Kentlere askerler tanklarıyla-tüfekleriyle girdiklerinde Cumhurbaşkanı dahil, bütün bakanlar sokaklara çıkma çağrısı yaptı, camilerden 24 saat tekrarlandı bu. Peki başka yerlerde yine kentlere askerler tanklarıyla-tüfekleriyle girip, evleri apartmanları bombaladıklarında, bizim de sokağa çıkma çağrısı yapmamızı normal karşılayacak mısınız?

Siz hiç yorulmayın, ben sizin adınıza cevap vereyim. Hayır...

Çünkü asker Kürdistan'da yıkarken kahraman, Ankara'da yıkarken terörist oluyor.

Olsun...

Ben yine de askeri darbeye başından-sonuna kadar karşıyım. En iyi askeri darbenin, en kötü demokratik sistemden daha beter olduğuna dair düşüncem ve inancım tamdır. Bu yüzden Ankara'da kentleri bombalayan, caddeleri kesen, insanları vuran, televizyon kanallarına el koyan, bana sokağa çıkma yasağı ilan eden darbeye sonuna kadar direneceğim. İki gündür de direnmiyorum, geçen yıl haziran ayından bu yana direniyorum.

Direniyorum ama hiçbir askerin başını kesmek, onu döverek, linç ederek öldürmek veya ona zarar vermek aklımın ucundan bile geçmedi.

Direnirken bile demokrasiye inanıyorum, insanlığımı koruyorum; bazılarınız bunu hiç anlamayacak, ama olsun…