HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Ankara'daki saldırının, partilerinin hedef gösterilmesinin sonuçlarından biri olduğunu belirterek, "Ne yazık ki saldırının organize edildiği merkez, siyasi iktidarın kendisinden başka bir yer değil. AKP hükümeti ve hükümetin başı olduğunu iddia edenler, günlerdir savaş ve kışkırtma diliyle konuşuyorlar. Onlara eşlik eden yandaş medya karalama ve manipülasyonlar üzerinden tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka partimizi hedef haline getirdi" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu.

Konuşmasına, PM üyeleri Ahmet Karataş'ın Ankara il binasında uğradığı saldırıyı kınayarak başlayan Yüksekdağ, "Bu güne oldukça uğursuz bir saldırıyla başladık. Aslında gelişi ilan edilen bir saldırı. Saldırıyı, öfkeli bir kişinin geliştirdiği bir saldırı olarak görmüyoruz, partimiz üzerinde geliştirilen basıncın ve hedef gösterilmenin sonuçlarından biridir bu saldırı" dedi. Partilerine dönük bir aydan bu yana saldırıların tezgahlandığını vurgulayan Yüksekdağ, "Ne yazık ki saldırının organize edildiği merkez, siyasi iktidarın kendisinden başka bir yer değil. AKP hükümeti ve hükümetin başı olduğunu iddia edenler, günlerdir savaş ve kışkırtma diliyle konuşuyorlar. Onlara eşlik eden yandaş medya karalama ve manipülasyonlar üzerinden tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka partimizi hedef haline getirdi" dedi. Başta Kobanê'yi sahiplenmek olmak üzere barışın ve çözümün yanında bir siyaset geliştirdiklerini vurgulayan Yüksekdağ, "Ancak karşımızdaki zihniyet bu dilden anlamıyor. Bu dilden anlamadığını bir kez daha gösterdi" dedi.

'ÖNCE SİZ HÜKÜMET GİBİ DAVRANIN’         

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "HDP siyasi parti gibi davranmıyor, siyasi gibi davransın aksi durumda muhatap alınmaz" sözlerini hatırlatan Yüksekdağ, "Sayın Davutoğlu ve hükümete sesleniyoruz; Bize siyasi parti gibi davranıp davranmamayı öğretmeden önce siz hükümet gibi davranın. Bir hükümet, kritik ve gerilimli süreçlerde bir ülkenin, halkların barış ve çözüm sorumluluğu üzerindeyken şiddet dilini besmele haline getirebilir mi? Yatıp kalkıp HDP ile uğraşmayı temel devlet meselesi haline getirmişler. Sizin göreviniz bu değil, halkların barışını, geleceğini, güvencesini oluşturmaktır" diye konuştu.

HDP'nin, hükümetin göstermediği siyasi sorumluluğu gösterdiğini belirten Yüksekdağ, "Siz HDP ile uğraşırken bu memlekette çözüm süreci askıda bekliyor. Gerilim ve savaş dili devreye giriyor. İşçilerin başına maden çöküyor, günlerdir çıkaramıyorsunuz. Bir hafta da kırka yakın işçi ölüyor" değerlendirmesinde bulundu.

'HÜKÜMET KENDİ YARATTIĞI KAOSUN ESİRİ OLDU’          

Ülkenin zor süreçlerden geçtiğine işaret eden Yüksekdağ, HDP'nin üzerine düşen görevleri en ileri düzeyde yaptığını ifade ederek, "Peki hükümet ne yapıyor? Bizleri ve Türkiye halklarını masayı sallamakla tehdit ediyor. HDP'yi tehdit ediyor. Bu memlekette ele güne karşı, içeriye- dışarıya karşı, elinizde tutacağınız bir dal kalmış, demokrasiyi o dalı sıkı kavrayarak geliştirebilirsiniz, o da çözüm sürecidir. Şimdi o dalı kırmaya çalışıyorsunuz" dedi. Yüksekdağ, hükümetin kendini gerilim ortamına adapte ederek, kendi yarattığı kaosun esiri haline getirdiğini söyledi.

'POLİS MÜDAHALESİ OLMADIĞI İÇİN EYLEMLER DEMOKRATİK OLDU’            

1 Kasım Kobani günü yapılan eylemlere de değinen Yüksekdağ, 39 ülkede olduğu gibi Türkiye'de de sokağa çıkma çağrısı yaptıklarını ve demokratik zeminde eylemlerin gerçekleştirildiğini belirterek, hükümetin Kobanê gününü krize dönüştürdüğünü söyledi.

Eylemlerin asker ve polis müdahalesi olmadığı için barış içerisinde geçtiğine işaret eden Yüksekdağ, yandaş medyanın ve hükümet yetkililerinin halktan özür dilemesi gerektiğini ifade etti. Yüksekdağ, halkın geliştirdiği demokratik eylemler ile hükümete büyük bir demokrasi dersi verdiğini sözlerine ekledi.

'KOBANİ’DE KERBELA ZULMÜ YAŞANIYOR’         

12 İmamlar orucuna da değinen Yüksekdağ, Hz. Hüseyin'in Kerbela'da yezidlere adalet için karşı çıktığını belirterek, "Bugün de halklarımız bir taraftan ihaneti, acıyı, yası yaşarken diğer taraftan Hz. Hüseyin'in ve ehlibeytin direniş geleneğini sürdürüyor. Kobanê'de Kerbela zulmünü görüyoruz. Dün ehlibeyte saldıranlar Müslümanlık adına yola çıkmışlardı, bugün Kobanê'de vahşet uygulayanlar da Müslümanlığın adını kullanıyor" dedi.

'SİYASET GİTTİKÇE MİLİTARİSTLEŞİYOR’       

Hükümet yetkililerin süreçle ilgili olarak kullandıkları, "Çözüm sürecine mecbur değiliz" şeklindeki ifadelerini değerlendiren Yüksekdağ, "Madem bu tartışmaları yapacaktınız, niye 2 yıl boyunca sürecin ekmeğini yediniz? Halk size oy verirken barışı getirirsiniz umudu ile oy verdi. Bu ifadeler sorumsuzluktan, aymazlıktan başka bir şey değildir. Sözünüzde durun" dedi.

Kimsenin mevcut süreçte ucuz siyaset söylemlerini ortaya koymaya hakkının olmadığını belirten Yüksekdağ, "Somut adımlar atılmalı, müzakere askıda tutulmaktan vazgeçilmeli. Hükümet ne olması gerektiğini biliyor. Hedef saptırmaktan vazgeçmelidir" dedi.

Yüksekdağ, son olarak cumhurbaşkanının "yeni Türkiye" söylemlerinde bulunduğunu ve bu ifadeleri dilinden düşürmediğini belirterek, "Bir de bakıyoruz ki eski Türkiye'den hortlayıp çıkmış gelişmeler var karşımızda, siyaset gittikçe militaristleşiyor" dedi. (DİHA)