HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, cezaevinde tutulan Figen Yüksekdağ'ın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Salonunda görülecek duruşması öncesinde adliye önünde bir açıklama yaptı.

"Yüksekdağ konuşmalarından dolayı tutuklu bulunmaktadır.  Kendi siyasetini topluma anlatmayıp da, konuşmayıp da ne yapacaktır? Bir siyasetçi başka ne yapacaktır" ifadelerini kullananDI. 

Kemalbay konuşmasının devamında şunları söyledi: 

"244 gün önce, 4 Kasım 2016’da sevgili Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, diğer Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş milletvekillerimizle birlikte tutuklanmıştı. HDP Türkiye’nin parlamentodaki 3. partisidir ve eşbaşkanlarının, milletvekillerinin gördüğü bu muamele kabul edilebilir değildir. 
 
Figen Yüksekdağ şahsında, büyük bir linç kampanyasıyla karşı karşıyayız, 244 gündür cezaevinde ağır koşullarda bulunuyor. Bugün burada duruşmayı takip etmek isteyen yurttaşlara ve heyetlere de ağır bir baskı var. Olağanüstü bir abluka var. İllerden buraya ulaşmaya çalışan arkadaşlarımızın otobüsleri engellenerek, otobüsleri bağlanarak Ankara girişinde ve illerde önleri kesilerek duruşmaya katılmaları engellenmiştir. Tutuklama tehditleri altında buraya ulaşmaya çalışan partililerimizle birlikte birazdan bu duruşmayı izleyeceğiz.

"HDP'LİLER KONUŞMALARINDAN DOLAYI YARGILANIYOR"
 
Figen Yüksekdağ bugün burada, kendisine yöneltilen hukuksuz ve düzmece dosyalarla, sadece yasama sorumsuzluğu çerçevesinde ele alınması gereken konuşmalarından dolayı tutuklu bulunmaktadır.  Kendi siyasetini topluma anlatmayıp da, konuşmayıp da ne yapacaktır? Bir siyasetçi başka ne yapacaktır?HDP’nin bütün siyasetçilerinin konuşmalarından dolayı suçlu ilan edilmesi, aslında iktidarın meşru olmayan yönetimini sürdürme amacı olmuştur.  

Biz HDP olarak Türkiye haklarına demokrasi ve barışı armağan etmek istiyoruz. Figen Yüksekdağ bütün konuşmalarında bunu dile getirmiştir. Bugün de burada aslında yargılanacak olan, Türkiye halklarına barış vaat eden bir partinin siyaseti olacaktır.
 
Bizler kadın eşbaşkanımızın yanındayız. Biliyoruz ki, bir ülkede kadınlar özgürleşmezse o ülkede özgürlükten söz edilemez. Bu saldırı aynı zamanda kadınların siyasete eşit katılımına, kadınların irade olmasına yapılmış bir saldırıdır. Biz kadın eşbaşkanımızı savunuyoruz, onun iradesi irademizdir diyoruz."