CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, "Türkiye'nin en geç iki gün içerisinde Suriye'ye sokulacağını" iddia etti. Bilgiyi 'çok sağlam bir kaynaktan' aldığını söyleyen Tekin, aynı kaynağın, Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerle ilgili de kendisine bilgi verdiğini öne sürdü. Tekin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da böyle bir şey yoksa kendisini yalanlaması çağrısı yaptı.

Taraf gazetesinden Ayfer Çalıkıran'la bir röportaj gerçekleştiren CHP Genel Sekreteri Tekin'in açıklamaları şöyle:

BELKİ YARIN AKŞAM, BELKİ ÖBÜR GÜN TÜRKİYE SURİYE'YE GİRECEK

"(...) Korkunç bir iddiayı dile getirmek istiyorum. Öncelikle şunu vurgulayayım. Kaynağım çok sağlam, çok güvenilir. Bu kaynak daha önce Süleyman Şah Türbesi’ndeki askerlerimizin adeta orada mahsur kaldığını, IŞİD’in insafına teslim edildiğini de önceden haber vermişti. Bu kaynağımın belirttiğine göre, Türkiye belki yarın akşam, belki öbür gün Suriye’ye askeri operasyon yapacak. Suriye’ye girecek.

"Özellikle Süleyman Şah türbesi ile ilgili bilgileri kamuoyuyla ilk paylaşan kişi benim. O konuda da bir sürü şeyler uydurdular; sonra Süleyman Şah Türbesi’nde yaşanan maskaralığı bütün dünya gördü. Türkiye’nin tekrar bir maskaralıkla, sorunla karşı karşıya kalmaması için adeta çırpınıyoruz. Son bir haftadır yabancı gazetelere baktığımızda Musul dahil olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında bazı istenmeyen olayların yaşandığını görebiliyoruz. Türkiye bu meselelerde sorunun bir parçası olursa telafi edilmeyecek bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Değerlerimiz, inançlarımız aklımıza gelecek ne varsa seçimdeki tek bir oya tabi edilmeye çalışılıyor. Ama bir şeyi reye tabi ederseniz, özellikle yani dilim varmıyor, bu kanamalı coğrafyada Türkiye’yi bu sürecin bir parçası haline getirmeye çalışırsanız Türkiye’ye çok ama çok ağır bedel ödetirsiniz. Bu iktidarın bunu telafi etmesi mümkün olmayacaktır.

DAVUTOĞLU BİR AÇIKLAMA YAPSIN

"Hatta daha ileri gidiyorum, neredeyse gün verecek duruma gelmiş durumdayız. Ben en azından bu ülkede yaşayan bir siyasetçi olarak, bir yurttaş olarak, CHP’nin genel sekreteri olarak kendisine siyasetinde yurtta barış cihanda barış ilkesini benimsemiş siyasi parti yöneticisi olarak bu uyarıları kendime bir görev olarak görüyorum. Umut ediyorum ki bunların hiç biri doğru değildir, yanlıştır, yalandır. Ama en azından bu çerçevede ya Dışişleri Bakanı’nın ya da Başbakan Davutoğlu’nun bir açıklama yapmasını istiyorum. Ben inanıyorum ki sayın Davutoğlu en azından bizim bu yabancı basında okuduğumuz yazıları okuyordur. Bunların yalan olduğunu, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını sayın Davutoğlu’nun ağzından duymak istiyoruz.

"Ben her şeye rağmen, devletimizin kurumlarının sağduyu içerisinde olduğu inancındayım. İktidarların, siyasi partilerin bazı emelleri olabilir ama her şeye rağmen ben bu coğrafyada yaşanan, geçmiş dönemde yaşanan sıkıntılara da baktığımızda devletimizin kurumlarının buna izin vermeyeceğine inanıyorum. Bu, birbirimize yapacağımız şeyler gibi değil. Alırsınız, tutuklarsınız, bırakırsınız bir toplum olarak bunlara alıştık ama bu ne AKP’nin ne CHP’nin sorunudur. Ülkemizin, hatta coğrafyamızın sorunudur.

BU, PARTİLERÜSTÜ BİR DURUM

"Türkiye’de şu an maalesef bir devlet krizi var. Bir devlet krizinin yaşandığı olayda bu uyarıları yapmak istiyorum. Her şeye rağmen, her ne kadar Davutoğlu işlevsel olarak kendisini lağvetmiş olsa bile biz halen Davutoğlu’nu bir başbakan olarak görmek istiyoruz. Bir boş bakan değil. Sayın Davutoğlu’na bir siyasetçi, duyarlı bir yurttaş olarak olup bitenleri sunmak istiyoruz. Ben en azından Gürsel Tekin olarak tekrar sesleniyorum. Dışişleri Bakanı ya da sayın Davutoğlu iki cümle etsin. Seçim sürecine giderken, ‘Hayır kardeşim asla böyle bir şey yoktur, yalandır, biz buna izin vermeyiz’ demesi herkesi rahatlatacaktır. Bu, partilerüstü bir konudur."