MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğini duyurmuştur. Kimi zaman sığınmacı, kimi zaman göçmen, kimi zaman mülteci denen bu kişilerin hukuki statüleri belirli değildir.

“Oy hesabıyla gündeme getirmek sorumsuzluktur. Madem Suriyelilere verilecek TOKİ konutları var idiyse bu milletin asil evlatlarından niçin esirgenmiştir?” ifadelerini kullandı.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

Geçmiş bayramınızı tebrik ediyorum. Gönül isterdi ki bayramı huzur içinde geçirelim. Yüzler gülsün, gönüller coşsun. Zincirleme felaketler durmadı. Bizleri derinden yaralayan olaylarda bir zayıflama, azalma görülmedi. Buruk geçen Ramazan ve sonrasında aradığımız ortama ulaşabilmiş değiliz.

 ‘KUTUPLAŞMA SERTLEŞMEKTİR’

İnsanlık terör ve şiddet karşısında tarihi bir imtihandan geçmektedir. Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle Avrupa’da başlayan karanlık çağın bir benzeri yaşanmaktadır. Kutuplaşma sertleşmektedir. Küresel adalet yerlerde sürünmekte, karşılıklı hoşgörü ve saygı kriz geçirmektedir.

Beşeriyet kan ve revan içindedir. Tahammülsüzlük, vicdansızlık, vandallık yayılmaktadır. ABD’de polis dehşeti, Avrupa’da ırkçılık, Ortadoğu’da etnik ve mezhep gerilimleri, her ülkeyi saran ekonomik ve sosyal çalkantılar küresel huzursuzluğun göstergesidir.

Terör örgütleri küresel emperyalizmin güdümünde ve emrindedir. Coğrafyalar üzerinde spekülasyon ve oynamalar yapılmaktadır. İslam toprakları üzerindeki ölü toprağı hala aralanmamıştır. Yaşananlar tam bir kaostur. Arife günü Suudi Arabistan’da  teröristler bombalı saldırı düzenlemişlerdir. Bu imansız insanlık düşmanlarının İslam’la uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Aksini düşünen iblisin kölesidir.

 ‘DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ’

14 yıldır Türkiye'yi yönetenler tarih şuurundan habersizdir. Milliyetçilikten bahsenler ayaklar altına alırlar, doğruluktan dem vururlar hırsızlıktan geri kalmazlar. Dik durduklarını söylerler başları yerden kalkmaz.

Hak derler, hakikate kast ederler. Din derler diyanete suikast yaparlar. Geri adım atarlar diyalog diye açıklarlar. Boyun eğerler, işbirliği naraları atacak kadar yüzsüzleşirler. İsraille cepheleşip ceplerini doldururlar. Zoru gördüklerinde dost olduklarını hatırlarlar.

Gazze'ye giderken bana mı sordunuz diye 180 derece çark ederler. Dostları artırıyoruz derken Esad'a göz kırparlar. Nasılsa yanlış politikaların bedeli henüz ödenmemiştir. Terör bu kadar azmışsa bunun gerisinde 14 yılın ihmal ve iradesizliği vardır.

Biz AKP ile her teşhisimizde haklı çıktık. Hükümetin tarihin yanlış yerinde durduğunu söyledik. Terörle mücadeleye destek verdik. Türkiye'nin asıl meselesi açılışı yapılan köprüden geçtin geçmedin değildir. Osman Gazi Köprüsü'yle övünenler Bizans artıklarıyla yok edilmektedir.

SURİYELİ SIĞINMACILAR

Gündemdeki meselelerden biri de Suriyelilere vatandaşlık meselesidir. Bize göre bu teşekkürün içi boş, anlamı yoktur. Hepsinden önemlisi ortada teşekkürü gerektirecek bir şey yoktur. Cumhurbaşkanı Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğini duyurmuştur. Kimi zaman sığınmacı, kimi zaman göçmen, kimi zaman mülteci denen bu kişilerin hukuki statüleri belirli değildir.

Suriyelilerin hukuki statülerinin hangi kategoride olduğu belirlenmeden yapılacak her siyasi tasarruf sorgulanacak ve ters tepecektir. Komşuluk hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapalım. Oy hesabıyla gündeme getirmek sorumsuzluktur. Madem Suriyelilere verilecek TOKİ konutları var idiyse bu milletin asil evlatlarından niçin esirgenmiştir?

Sayın Erdoğan’a tavsiyem, önce kendi vatandaşlarımızın ibretlik ve hazin hallerine bakmasıdır. Türk vatandaşları Almanya’ya ülkelerinden kaçarak değil, bilakis davet üzerine gitmişlerdir. Türk vatandaşlığı Cumhurbaşkanlığı keyfine bırakılmış bir unvan değildir. Siyasi düşünce ve parti farkına bakmadan herkesi Türk vatandaşlığı konusunda demokratik itirazını göstermeye çağırıyorum.