Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, MYK üyeleri ve belediye eş başkanlarının katılımıyla DBP Diyarbakır İl Örgütü'nde, belediyelere kayyum atanmasını görüşmek üzere toplandı.

Toplantı öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Sebahat Tuncel, toplantının hem bugün için önemli planlamalar hem de önümüzdeki günlere dair görevlendirmeler yapılacağını söyledi. Geçen hafta DBP olarak yaptıkları çağrılara halkın, emekçilerin işe gitmeyerek tepki gösterdiğini dile getiren Tuncel, tüm engellemelere rağmen halkın kayyumlara karşı tavrını ortaya koyduğunu ifade etti.

Sebahat Tuncel'in açıklamalarından satır başları şöyle:

'KAYYUM HEDEFLERİNDEN BİRİ EŞ BAŞKANLIK'

"Batman Belediyesinde polisin 'Yönetime el koyuyoruz' söylemi darbedir. Darbeyi tanımamak darbeye karşı direnmek de en demokratik hakkımızdır. 28 belediyeye kayyum atandı. DBP'li belediyelere atanan kayyumların tamamı ya kaymakam ya da il vali yardımcısıdır. Devlet sömürge politikasını yayarak kendini ortaya koymuştur. İdil Belediyesi'ne de kayyum atandı. Sonra da gözaltına alındı. 25 belediyemize kayyum atandı. Kayyum en önemli hedeflerinden biri de eş başkanlık sistemi olduğunu söyleyebiliriz. Iğdır ve Lice'de eş başkanlara kayyum atandı.

'AİHM'E BAŞVURULACAK'

"Kendi anayasasını hiçe sayan bir durumla karşılaşıyoruz. İtiraz hakkını kaldırarak, kanunsuzluğu kanun haline getirdiler. KHK'larla yönetilen bir ülke gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ortada bir faşizm var. Bunun karşısında tek direnen Kürt siyaset hareketidir.

“CHP, KHK Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. Biz de bireysel başvuruda bulunacağız Anayasa Mahkemesi'ne. AİHM ve Danıştay'a başvuruda bulunacağız. Hukuk mücadelesini de vereceğiz. Halkımızın da başvuru hakkı var. Onlar da başvurabilir. Seçtikleri belediye eşbaşkanları ve meclis üyelerine kayyum atanmış, buna karşı başvuru hakları vardır.

'800 KİŞİLİK BİR DOSYA HAZIRDA BEKLETİLİYOR'

“Terörle Mücadele Kanunu adı altında gazeteciler tutuklanıyor, eğitimciler tutuklanıyor. Kürtlere karşı bir yaklaşım var. Kürt belediye eş başkanları görevden alınıyor. Kürt öğretmenler açığa alınıyor. Amed'te (Diyarbakır) 800 kişilik bir dosya olduğunu biliyoruz. Bekletiliyor.

"Etnik bir temizliktir bunun adı. Neden sadece Kürtlere karşı böyle bir uygulama yapılıyor. Böylesi bir uygulama kabul edilebilir mi? Etmeyeceğiz.

'İLK İŞLERİ BAYRAK ASMAK, TABELALARI SÖKMEK OLDU'

"İlk iş işgal ettikleri belediyelere bayrak astılar. Sonra Kürtçe tabelaları indirdiler. Şimdi de belediyeleri karakola çevirdiler. Kayyum atanan belediyeler karakol haline getirildi. Van'da meclis toplantısına uzun namlulu silahlarla katılıyor. İl Genel Meclis toplantısı yapılamamıştır bu görüntü karşısında. OHAL adı altında terör estiriliyor. Türkiye'nin bunu kabul etmemesi gerekir. AKP'nin darbesine karşı boyun eğecek değiliz. Direnmek boynumuzun borcudur.

'DBP BİNALARIMIZIN TAMAMI BELEDİYE BİNASI OLARAK KULLANACAĞIZ'

“Onun için belediye eşbaşkanlarımız görevlerinin başındadır. DBP binalarımızın tamamı belediye binası olarak kullanacağız. Halkımızın sorunlarına çözüm bulma konusunda yapacağımız daha çok şey var. Kayyum atanmayan yerlere de hizmet engellenmektedir. İçişleri Bakanı özel olarak belediyelerimizi çalıştırmamaklardır. Şu an belediyelerimizin hizmetleri devlet tarafından engellenmektedir. Halkımızın bunları bilmesi gerekir. Şu an belediyelerimizin çoğu bir müdürlük görevindedir. Her şey merkeze bağlanmış durumda. Belediye eşbaşkanlarımızı gözaltına alınıp görevden alınabilir tehdidi altında. Tüm bu koşullara rağmen halkı sahipsiz bırakmamak için mücadele veriliyor. AKP iktidarı yerel demokrasiyi ortadan kaldırmıştır. Devleti polis devletine dönüştürmüştür.

“Açıklama yaptığımız yerin her yerini tutmuşlar. Bizim güvenliğimizi sağlamak için değil bizi tehdit etmek için gövde gösterisi yapılıyor. Bizi mücadelemizden vazgeçirmeye çalışılıyor. Ama vazgeçecek değiliz.

“MYK üyemiz Halil Aksoy dün tutuklandı. Dün Saray Belediye eşbaşkanımız gözaltına alındı. Erzurum'da 29, Batman'da 80 kişiden fazla gözaltında. Devlet sistematik olarak partimize şiddet uyguluyor. Gözaltına alınarak, tutuklatarak, dayatmalarla çalışmalarımız engellenmek isteniyor. AKP hükümeti iktidarını korumak için tüm bunlar yapılıyor.

'KCK ANA DAVASI'NI AKP SÜRDÜRÜYOR'

"KCK Ana Davası'nı yürütenler şimdi cemaatten tutuklu. Şimdi bu dava AKP eliyle devam ediyor. Hani bunları cemaat yapmıştı. Şimdi AKP bu davaları devir alarak sürdürüyor. Tüm davaların düşmesi gerekiyor. Basın çalışanların yurtdışı yasağı konulmuş. Benim de pasaportuma el koymuşlar. Zayi deniliyor ve pasaportlarımıza el konuluyor. Dün Hakkari'de serbest bırakılan arkadaşlarımıza 'Haftada 3 gün imza at' deniliyor. Erdoğan Saray'da otursun diye demokrasi mücadelesi verenlere karşı her türlü uygulamalar uygulanıyor.

'KAYYUMLARA KARŞI DİRENECEĞİZ VE KAZANACAĞIZ'

“AKP'nin uygulamalarına karşı direneceğiz ve kazanacağız. Bu iktidarın gitme zamanı gelmiştir. Bu halka verecek bir şeyi kalmamıştır. Ana muhalefetin de bu yaşananlardan kendileri de sorumludur. CHP başbakanla görüşecek neyi görüşecek. Kayyum atadığınız sürece sizinle görüşmem demelidir. Görüşme yapılacaksa demokrasiyi görüşmeleri gerekir. CHP o toplantılara giderek milli cephede yer aldılar. CHP'ye çağrımızdır, AKP kayyumları geri çekmeden görüşmemelidir. Halkın iradesini yok sayanlarla görüşme yapmamaları gerekir. Ana muhalefetin yapacağı çok şey var ama CHP ve MHP AKP'nin yedeğine dökmüş durumda. Kayyumlara karşı direnişlerimiz devam edecek. KHK derhal geri çekilmesi gerekir."

Kaynak: DİHA