BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “24. Dönem Meclis’inin 1922 yılındaki TBMM ruhuyla çalışmasını temenni ediyoruz. Bir kurucu Meclis ruhuyla Türkiye’nin hak ettiği gerçek bir halk anayasasına, sivil bir anayasaya kavuşacağı ve herkesin kendini eşit yurttaş hissedeceği Türkiye’ye yaratma adına Meclis’e gireceğiz” dedi. Demirtaş, Meclis’in en acil görevinin savaş tezkeresi değil barış tezkeresi olması gerektiğini söyledi. Parlamentonun herşey demek olmadığını söyleyen Demirtaş, “Asıl çözümler sokakların sesiyle yükselir. Ezilen tüm kesimler sesini sokakta yükseltmeli. Parlamentoda sokağın sesine kulak vermelidir” dedi.

"BASIN NİYE MECLİS TAM KADRO TOPLANIYOR DİYE YAZIYOR?

BDP lideri Demirtaş Emek Barış ve Demokrasi Bloğu milletvekilleriyle birlikte Genel Kurul Salonu’na girmeden önce Meclis girişinde açıklama yaptı. Basın yayın kuruluşlarının “Meclis tam kadro toplanıyor” yönündeki yayınların doğru olmadığını belirterek sözlerine başlayan Demirtaş şunları söyledi:

“Her şeyden önce Hatip Dicle yok. 8 tutuklu milletvekili yok. 8 vekilin 1 Ekim’de Meclis’te olmaları içinde ilgililerin çaba sarf etmediğini bu siyasi krizin çözümü açısından da gayret göstermediğini görüyoruz. Maalesef ki Parlamento büyük eksikle çalışmalarına başlayacak.”

YEMİN ORUÇ’A ADANDI

Blok olarak yemin edeceklerini ifade eden Demirtaş yeminlerini Dicle’yle ilgili veto kararı sonrası yapılan protestolarda hayatını kaybeden lise öğrencisine adayarak şöyle konuştu:
“Biz 24. Dönemde Parlamento kapısından girerken parti olarak özellikle veto protestolarında katledilen lise öğrencisi Halli İbrahim Oruç, kaybettiğimiz bütün değerler adına bu kapıdan giriyoruz. Bugüne kadar inandığımız değerler, halkların kardeşliği adına Türkiye’nin demokratik Cumhuriyete kavuşması, Türkiye’nin eşitlik, demokratik cumhuriyet hukuku çerçevesinde bir arada yaşaması mücadelesi için Meclis’e giriyoruz.”

“BU MECLİS 1922 MECLİSİ OLSUN

24. Dönem çalışmalarının 1922 yılındaki TBMM ruhuyla Kurucu Meclis gibi çalışmasını temenni eden Demirtaş, “Türkiye’nin hak ettiği gerçek bir halk anayasasına, sivil bir anayasaya kavuşacağı ve herkesin kendini eşit yurttaş hissedeceği Türkiye’yi yaratma adına Meclis’e gireceğiz” dedi.

“LÜTUFLA BURADA DEĞİLİZ”

Parti olarak ortaya koydukları fedakarlığın diğer parti ve gruplar açısından da destek görmesini ve doğru anlaşılmasını umduklarını anlatan Demirtaş şöyle devam etti:

“Bizler halkın verdiği görevle buradayız. Lütufla burada değiliz. Burada bulunuşumuz lütuf da değil. Görevimiz halkın temsilciliğini yapmak. Diyalogu müzakereleri geliştirerek bunun önünü açacak demokratik siyasetin önünü açmak. Doğrusu 1 Ekim açılışında çok umutlu yakın geleceğe dair büyük heyecan duyduğumuzu belirtmek istemeyi isterdik. Ancak böylesi bir tabloda Meclis açılmıyor. Hergün ölümler cenazeler var. Dün gençler toprağa verildi. Bugün toprağa verilecek gençler var.”

“MECLİS’İN İLK İŞİ TEZKERE OLMAMALIYDI”

Çatışma kan, revan, gözyaşı ortamında Meclisin açıldığına dikkat çeken Demirtaş Meclis’in önümüzdeki hafta görüşmesi beklenen sınır ötesi tezkeresiyle ilgili de eleştirilerde bulundu. Demirtaş şunları söyledi:

“Parlamentonun en acil görevi savaş tezkeresi olmamalıdır. Bu parlamentonun ilk görevi barış projelerini tezkerelerini tartışabilmek cesarete öneriye sahip olarak Türkiye’nin temel sorunlarını çözmek olmalıydı. Ama her şeye rağmen umut yaşamın gıdasıdır. Biz umudu yitirmeden umudu büyütmeye çalışarak Meclis’te olacağız.”

“PARLAMENTO HERŞEY DEĞİLDİR, ASIL ÇÖZÜM SOKAKLARIN SESİYLE YÜKSELİR”

Demirtaş, BDP ve blok milletvekillerinin girişiyle Meclis’e çok önemli isimlerin girdiğini belirterek isim vermeden şunları söyledi:

“Apar topar Meclis’ten atılanlar yeniden giriş yapacak, yıllar önce Meclis’i işga edenler bugün milletvekili olarak giriş yapacak. Yıllar önce Bakanken ‘ben Kürdüm’ dediği için cezaevlerine sürgünlere uğrayanlar Meclis’e girecek. Müslüman, Süryani kimliği olduğu için dışlananlar girecek. Blok parlamentoya girerek Türkiye’nin gerçek fotoğrafını Meclis’e sokacak.”

Parlamentonun her şey demek olmadığını savunan Demirtaş, “Asıl çözümler sokakların sesiyle yükselir. Ezilen tüm kesimler sesini sokakta yükseltmeli. Parlamentoda sokağın sesine kulak vermelidir” dedi. (Gerçek gündem)