Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklamalarda bulundu.

Hollanda ile Türkiye arasındaki diplomatik kriz nedeniyle, "Üst düzey ilişkiler askıya alındı" dedi.

Hollanda Büyükelçisi’nin sorun çözülünceye kadar Türkiye’ye girişine izin verilmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, “İzinli olarak yurtdışında bulunan Hollanda Büyükelçisi'nin bizim söylediğimiz hususlar yerine getirilene kadar Türkiye'ye dönmesinin yasaklanması kararlaştırıldı. Hollanda yaptıklarını telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin askıya alınması kararlaştırıldı. Resmi ziyaretler için Türkiye'ye gelecek diplomatların gelmesi engellenecektir. Türkiye, Hollanda'nın yaptıklarını telafi edene kadar diplomatik uçuşlara izin vermeyecek. Ayrıca TBMM ile Hollanda parlamentosu arasındaki dostluk grubunun Türkiye kısmının lağvedilmesinin TBMM'ye tavsiye edilmesi kararı alındı" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş açıklama yaptı.

Kurtulmuş’un açıklamaları şu şekilde:

"Ne insan haklarına uygundur, ne demokrasiye uygundur, ne Avrupa'nın ortak değerleri denilenlere uygundur. Bakanımıza yapılan hadsiz tavır, sivil vatandaşlarımızın üzerine vahşice ve barbarca atlarla yapılan tavır kabul edilemez. Bu davranışı kabul etmediğimizi bir kere daha dile getirmek istiyoruz"

"Hollanda'da yaşadıklarımız Avrupa'nın birçok ülkesinde gelişen aşırı ırkçı, İslam ve göçmen karşıtı, Türkiye düşmanı zihin yapısının dışarı vurmuş şeklidir. Tesaadüfi olmadığını görüyoruz. Bilinçli bir karşıtlığın sonucudur. Aşırı sağın ayak seslerinin yükseldiği bütün Avrupa ülkelerini etkisine aldığı dönemde Avrupa'nın siyasetçileri bu gidişe dur demezse korkarım ki birkaç sene sonra Avrupa'nın mutedil siyasetçileri kendi kampanyalarını yapamayacak duruma gelebilirler"

‘BUNUN SORUMLUSU TÜRKİYE DEĞİLDİR’

"Hem Türkiye'nin hakkını, onurunu koruyacak kararlılığa sahibiz. Hem de bütün reaksiyonları devlet aklıyla ortaya koyuyoruz. Bu gerilim adına ne derseniz deyin bizim çıkardığımız bir kriz değildir. Ama Türkiye bu krizin sorumlusu olmamasına rağmen sorumlu ama kararlı bir şekilde hareket edecek, iki ülke halkının karşı karşıya kalmaması için gayret sarf edecektir"

"Dışişleri Bakanlığımız nota verdi. Bu notada yaşananları kabul etmediğimizi, davranışları kınadığımızı ve özür dilemeleri gerektiğini ifade ettik. Bu olayların ortaya çıkmasına neden olan yetkililer hakkında idari ve hukuki soruşturma başlatılması taleplerimizi ilettik. Türk diplomatlarının ve diplomatik misyonumuzun güvenliğinin garanti altına alınması gerektiğini söyledik. Bugünkü toplantımızda siyasi çerçevede kalmak şekliyle alınacak tedbirleri paylaşmak istiyorum"

HOLLANDA'YA KARŞI ALINAN TEDBİRLER

"İzinli olarak yurtdışında bulunan Hollanda Büyükelçisi'nin bizim söylediğimiz hususlar yerine getirilene kadar Türkiye'ye dönmesinin yasaklanmasına kararlaştırıldı. Hollanda yaptıklarını telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin askıya alınması kararlaştırıldı. Resmi ziyaretler için Türkiye'ye gelecek diplomatların gelmesi engellenecektir. Türkiye, Hollanda'nın yaptıklarını telafi edene kadar diplomatik uçuşlara izin vermeyecek. Ayrıca TBMM ile Hollanda parlamentosu arasındaki dostluk grubunun Türkiye kısmının lağvedilmesinin TBMM'ye tavsiye edilmesi kararı alındı."

‘HOLLANDALI VATANDAŞLARI İLGİLENDİREN HUSUS DEĞİLDİR’

"Geçen yıl, 27 Aralık 2016'da diplomatik uçuşlara toptan verilmiş olan yani Hollandalı resmi zevatı Türkiye'ye getirecek olan uçuşlara verilmiş olan izinler, bugün itibarıyla iptal edilmiştir. Bu yanlış anlaşılmasın, Hollandalı vatandaşları ilgilendiren bir husus değildir, resmi ziyaretler için Türkiye'ye gelecek ya da Türkiye hava sahasını kullanacak diplomatlarla ilgili bir kısıtlamadır. Hollanda, bu yaptıklarından vazgeçip yaptıklarını tamir edene kadar Türkiye, diplomatik uçuşlara izin vermeyecektir."

"Türkiye bundan zarar görmez. Türkiye kendi onurunu korur ama bundan en büyük zararı Hollanda başta olmak üzere Avrupa'daki birçok ülkenin göreceğini belirtmek isterim. Irkçılıktan, faşizmden hiç kimseye fayda gelmez. Avrupa'da büyük bir yıkımın sinyalleridir bunlar. Kendi içinde birkaç sene içerisinde çok çatışmalı bir hale gelebilir. Avrupalıların da bu durumu gözden geçirmelerini ve artan ırkçılığa karşı tedbir almaları gerektiğini dostça ifade etmek istiyorum. Ümit ederiz ki bu akıl tutulması Hollandalı siyasetçilerin atacağı adımlarla sonlandırılmış olur."

MÜLTECİLER KONUSU

"Bizim için mülteciler meselesi insanlık sorunuydu ama Batı için şark sorunuydu hala da öyledir. Ne zaman kendilerini rahatsız etmeye başladılar, Türkiye sizle anlaşalım onun karşılığında serbest dolaşımı verelim dediler. Müzakereler yapıldı sözleri yerine getirdik ancak AB yerine getirmedi. Kusura bakmasınlar, biz mültecilerin hepsini kardeşimiz olarak görür, her birisini Hazreti insan olarak görür, kimse görmese yardım etmeyi insanlık vazifesi biliriz. Batı ile bu konuşulacaksa bütün coğrafyanın ortak sorunudur. Mülteciler meselesinde takındığımız tavrı gözden geçiririz"

‘MİNBİÇ'TE OLDU-BİTTİYE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

"Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin olmasından rahatsız değiliz. Sözde kantonların, sözde özerklik ilanlarının hiçbir anlamı yoktur. Minbiç'te oldu-bittiye müsaade etmeyeceğiz. Bütün muhattaplarıyla irtibattayız. DEAŞ'ı oradan çıkartalım derken demografik yapıyı değiştirecek şekilde başka bir silahlı terör örgütünü yerleştirmek Suriye barışına katkı sağlamaz. İlan edilen sözde özerklik ilanlarının değeri olmadığını söylemek isterim"

"Bu krizi biz çıkarmadık. Biz planlamadık. Hollandalıların bu işi telafi edecek adımları atacağını düşünüyorum. Ümit ediyorum ki en kısa süre içerisinde bu adımları atarlar"

(Kaynak: Haberürk)