78'liler Girişimi, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun ''Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi 'İnsan Hakları Müzesi' olsun" talebiyle Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingte konuşan Ahmet Türk, "Bizim istediğimiz kardeşlik safsatası değil. Kimseden bir şey istemiyoruz. Biz hakkımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz" diye konuştu.

 

Miting bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, mitingi düzenlemelerinin amacını şöyle sıraladı: "Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'ndeki vahşeti yaşayanlardan ve Kürt halkından özür dilenmelidir. Cezaevi İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmelidir. Diyarbakır Cezaevi'nde vahşeti uygulayanlar yargılanmalıdır." Can, sözlerini "Kahrolsun faşizm, kahrolsun sömürgecilik" diyerek tamamladı.

 

Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı ve Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Kürt sorunu konusunda herkesin muhatap alınmasını isteyerek, "Kürt halkının tamamını muhatap alacaksınız. Önderlerini muhatap alacaksınız. İmralı ve Kandil ile görüşeceksiniz ve BDP ile DTK ile görüşeceksiniz, muhatap alacaksınız" dedi. Adalet ve eşitlik için mücadele ettiklerini belirten Türk, "Bizim istediğimiz kardeşlik safsatası değil. Kimseden bir şey istemiyoruz. Biz hakkımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz" diye konuştu.

 

Diyarbakır’da 78’liler Derneği tarafından düzenlenen ve çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütünün desteklediği, "Diyarbakır 5 nolu Askeri Cezaevi İnsan Hakları Müzesi Olsun" mitingi, İstasyon Meydanı’nda yapıldı. Mitinge yaklaşık 5 bin kişi katılırken, katılımcılar arasında 12 Eylül döneminde yakınları Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan bazı aileler de yer aldı.

 

Mitingde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı ve Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, milletvekilleri Ayla Akat Ata, Nursel Aydoğan ve Altan Tan da katıldı.

 

Pankartların açıldığı sırada sık sık Öcalan lehine sloganların atıldığı mitingde konuşan DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Cezaevi’ni anlatmak için kelimelerin yetmeyeceğini belirterek, "Keşke o kanlı duvarların dili olsaydı da konuşsaydı. İşkenceye, zulme karşı direnenler vardı. Bu zulmün bitmesi için halkımız yollara düştü. Ama faşist ve ırkçı mantık, asla ve asla bu halkın taleplerini dikkate almadı. Bugün de aynı mantıkla karşı karşıyayız" dedi.

 

'SELAHADDİN-İ EYYUBİ’NİN KEMİKLERİ SIZLIYORDUR’

AK Parti kongresini de değerlendiren Türk, Hükümeti ikiyüzlü politika izlemekle suçladı. Türk, "Sayın Erdoğan, ’Ben bunlarla diyalog kurmam, Selahaddin-i Eyyubi’nin, Ahmede Hani’nin, Fekiye Teyran’ın, Melaye Ciziri’nin torunlarıyla barış yaparım’ diyor. Peki biz kimiz? Biz Selahaddin-i Eyyubi’nin, Ahmede Hani’nin, Fekiye Teyran’ın, Melaye Ciziri’nin torunlarıyız. Hak sahibiyiz, imtiyaz sahibiyiz diyoruz. Eğer bugün İslam alemini ve Ortadoğu halklarını esaretten kurtaran Selahaddin-i Eyyubi, kendi halkının dilinin, kimliğinin inkar edildiğini görseydi, bilseydi kıyametler koparırdı. Ben inanıyorum ki Erdoğan’ın bu söylediklerinden dolayı Selahaddin-i Eyyubi’nin kemikleri sızlıyordur" dedi.

 

"İMRALI VE KANDİL İLE GÖRÜŞECEKSİNİZ"

Barış konusunda da çok açık bir siyaset izlediklerini ifade eden Türk, "Kürt halkının tamamını muhatap alacaksınız. Önderlerini muhatap alacaksınız. İmralı ve Kandil ile görüşeceksiniz ve BDP ile DTK ile görüşeceksiniz, muhatap alacaksınız. Ama bugün birileriyle görüşüp birilerini dışlayan bu politikayı halkımız asla samimi bulmaz. Tarih bize birçok şey öğretti. Bugün Erdoğan’ın kongresinde bulunan Halid Meşal bir zamanlar teröristti. Dünya onu terörist ilan etmişti. Yaser Arafat, Mandela terörist ilan edilmişti. Ama bugün Meşal kongrede en saygın kişi. Eğer siz samimiyseniz Kürt halkı hazırdır. Ortadoğu’nun en kadim halkı Kürtler, bugün 4 parçada yaşıyor. Eğer Türkiye Kürtler’in yaşadığı her parçada siyasi statülerini desteklese, onlarla dostluk ilişkisi kursa, Kürtlerin yüzü Türkiye’ye dönüktür" diye konuştu.

 

"BU ÜLKEYİ KANA BOĞARSINIZ"

Adalet ve eşitlik için mücadele ettiklerini belirten Türk, "Bizim istediğimiz kardeşlik safsatası değil. Kimseden bir şey istemiyoruz. Biz hakkımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz. Bizim amacımız halkımızın hakkına sahip çıkmaktır. Adalet ve eşitlik için mücadele ediyoruz. Bunu görmez, anlamazsanız bu ülkeye barış getiremezsiniz. Bu ülkeyi kana boğarsınız. Biz asla halkların kardeşliğine zarar verecek bir anlayışa destek vermeyiz. Ama biz köleliği de kabul etmeyiz" diye konuştu.

 

'BU ORTADOĞU’NUN SORUNU'

Başbakan Erdoğan’ın İmralı ile yapılan görüşmelerin devam edebileceği ile ilgili sözlerini hatırlatan Türk, şöyle konuştu:

"Ama halkın iradesiyle seçilmiş gruba karşı tampon koyuyor. Aslında ’Samimi değilim, zaman kazanmaya çalışıyorum’ diyor. Biz artık oyuna gelmeyiz. Bu sorun sadece Kürtlerin sorunu, sadece Türklerin sorunu değil. Bu sorun Ortadoğu ve halklarının sorunudur. Biz ne Türk ne Kürt halkının sömürgecilerin oyuncağı haline gelmesini istiyoruz. Bizim mücadelemiz Türk halkıyla değil. Türk halkı özgürleştiği zaman, Kürt halkı da özgürleşir. Kürt halkı özgürleştiği zaman, Türk halkı özgürleşir. Kürtler eşitliğe, adalete, hakka, hukuka sahip olmadan Ortadoğu’ya istikrar gelmez. Kürt halkı hem istikrarın, hem istikrarsızlığın nedenidir."

 

Konuşmasında Diyarbakır Cezaevi’nin zulmün kalesi olduğunu ifade eden Türk, "Burası insanlık müzesine dönsün. Çocuklarımız o zulmü unutmasın diyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız gitsin orayı gezsinler. Faşizme karşı, zulme karşı, doğru bir duruş göstersinler diyoruz. Faşizme, zulme karşı hep mücadele etsinler diyoruz" ifadelerini kullandı.