İHD İstanbul Şubesi, Taksim yasağının kaldırılması için yaptığı başvuruların reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı. İHD İstanbul Şubesi eski Başkanı Ümit Efe adına yapılan başvuruda, toplantı ve gösteri özgürlüğü ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiği belirtilerek, 100 bin lira tazminat ödenmesi talep edildi.

İHD İstanbul Şubesi eski Başkanı Ümit Efe adına başvuru yapan avukatlar Gülizar Tuncel ve Fazıl Ahmet Tamer, Haziran isyanın ardından Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nın İstanbul Valiliği tarafından basın açıklamalarına kapatıldığını hatırlattı.

İHD'nin en son Dünya İnsan Hakları Haftası'nın açılış günü olan 10 Aralık 2013'te Gezi Parkı merdivenlerinde yapmak istediği açıklamanın polis tarafından engellendiği ve İstanbul Valiliği'nin bilgi edinme yasası kapsamında yapılan başvuruya, "Böyle bir yasak yok" ve "Zaten valiliğin konusu suç olan, yasalara açıkça aykırı bir karar almış olması da mümkün değildir" yanıtının verildiği hatırlatıldı.

Valiliğin verdiği yanıtta, kendilerine bağlı olan polisin, dayanağı kanunda bulunmayan, hukuka uygun bir işlemden kaynaklanmayan eylemde bulunduklarını itiraf ettiğine dikkat çekilen dilekçede, "Valiliğin yasalara uygun olarak ilgili kurullarını toplamadan, yetkili kişilerin iradelerine dayanmadan, herhangi yazılı bir işlem yapmadan Taksim Meydanı'nı basın açıklamalarına, toplantı ve gösterilere fiilen yasakladığı verdiği cevapla ortaya çıkmıştır" denildi

İstanbul Valiliği'nin açıkça "hukuka aykırı bir karar aldığını, fiili durum yaratarak, insanları sakatlamak, onlara şiddet ve işkence uygulamak, hatta ölümlerine neden olmak pahasına Taksim Meydanı'nda basın açıklaması yapma, toplantı düzenleme hakkını" ihlal ettiğine dikkat çekildi.

'BİZZAT BAŞBAKAN ERDOĞAN SORUMLUDUR'

Bu hukuk dışı engelleme ve polis saldırısının daha sonra da tekrarlandığı hatırlatılan açıklamada, hukuk dışı yasaktan bizzat Başbakan Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın sorumlu olduğu kaydedilerek, Erdoğan'ın her fırsatta, Gezi eylemlerinin ardından halka yönelik saldırı için polise bizzat emir verdiği hatırlatıldı, "İdari açıdan hükümete ve bakanlara bağlı olan, onların hiyerarşik astı konumundaki valinin ülkenin gündemini bu derece etkileyen, açıkça hukuka, yasalara ve uluslar arası sözleşmelere aykırı durum oluşturan bir konuda tek başına karar alma cesaretini göstermesi de zaten mümkün değildir" denildi.

Daha önce Başbakan Erdoğan ve bakanlar Güler ile Ala hakkında yapılan başvuruların takipsizlikle sonuçlandığı hatırlatılan dilekçede, başvurucunun toplantı ve gösteri hakkının, etkili başvuru hakkının ihlal edildiği kaydedildi.

Dilekçede, şu talepler sıralandı:

-Başvurucunun Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerden olan 34. madde 40. madde ve dolayısıyla aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 11 kapsamındaki toplantı ve gösteri özgürlüğü, madde 13 kapsamında etkili başvuru haklarının ihlal edildiğinin kabulüne,

-Bu süreçte başvurucu müvekkilimizin uğradığı zararın tazmini için 100.000 TL. manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ederiz."

(ETHA)