HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, milletvekillerine yönelik gözaltı operasyonlarını değerlendirdi.

Gözaltına alınıp bırakılan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP’li vekillere yönelik operasyonların AKP’nin “Evet” kampanyasının bir parçası olduğunu söyledi.

Referandum sürecine girilen bir dönemde yaşanan bu gözaltıların AKP’nin “Evet kampanyasının bir parçası” olarak yorumlayan Yıldırım, dün yaşanan gözaltılarda 6-8 Ekim Kobani olaylarıyla ilgili olarak o dönem yapılan MYK açıklamasının gerekçe gösterildiği bilgisini verdi.

Yıldırım, “MYK kararı bir fezleke olarak yoktu, dokunulmazlıklar 20 Mayıs’a kadar hazırlanmış olan dosyalar için fezlekeler vardı. O güne kadar hazırlanmamış bir fezlekenin gözaltı ve operasyon konusu yapılamaz. Başından beri hukuksuz olan bu süreç bir yana bu ayrıntı dahi bunun bir hukuk garabeti olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

‘BAŞKANLIK HAYALLLERİNİ SUYA DÜŞÜREN HDP’DİR’

Operasyonlarla partilerinin gücünün kırılmak ve çalışma enerjisinin başka yere dağıtılmak istendiğini ifade eden Yıldırım, “Bu güne kadar başkanlık hayallerine müsaade etmeyen tek parti HDP idi. Ne MHP ne de CHP’de bunu başaramadı. Başkanlık hayallerini suya düşürenin HDP olmasından dolayı da HDP’nin bu süreçte yürüteceği bir kampanyanın yeniden bu hayali suya düşüreceği korkusu yaşıyorlar” dedi.

‘BUNCA OPERASYON AKP’YE YAPILSAYDI...'

Yıldırım, operasyonların sonuç alıcı olamayacağını savunarak, “Nafile bir çaba içerisindedir. Sadece parti yöneticileri ve milletvekilleriyle var olan bir parti değil, bir halk hareketiyiz. 11 milletvekilimiz, binlerce yönetici ve üyemiz tutuklu olmasına rağmen bu halk hareketi halen ayakta ve yılmadan da yürüyüşüne devam ediyor. Eğer bu kadar operasyonlar AKP’ye yapılmış olsaydı emin olun AKP şu an kapısına kilit vurmuş olurdu” ifadesini kullandı.

4 Kasım’dan bu yana yapılan tüm operasyonların “başkanlık sistemini” öngören rejim değişikliği sürecinin bir parçası olduğunu öne süren Yıldırım, “Çalınmak istenen minareye kılıf amacı taşıyor. Gerici bir rejim getirilmek isteniyor. Bunun önünde olan HDP’nin de iradesini kırarak bunu gerçekleştirmek istiyorlar” dedi.

NE OLDU?

Meclis’ten geçtiğimiz Mayıs ayında kabul edilen ve Haziran’da onaylanarak yürürlüğe giren “dokunulmazlıkların kaldırılması” düzenlemesi, HDP’li milletvekilleri için gözaltı ve tutuklamalara dönüştü.

AKP, MHP ve CHP’li vekillerin de yüzlerce dosyası bulunmasına rağmen yargı sadece HDP’liler için harekete geçti. 4 Kasım 2016’da eşzamanlı başlatılan operasyondan bu yana dokunulmazlığı kaldırılan ve aralarında eş genel başkanların da bulunduğu 54 HDP’li vekilden 26’sı gözaltına alındı, 12’si tutuklandı.

11 VEKİL HALA TUTUKLU

4 Kasım’da gece yarısı evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Grup Başkanvekili İdris Baluken, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Şırnak milletvekilleri Ferhat Encu ve Leyla Birlik, Hakkari milletvekilleri Nihat Akdoğan, Selma Irmak ve Abdullah Zeydan, çıkardıkları mahkemece tutuklandı. 13 Aralık’ta da gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ve Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca da tutuklanarak cezaevine konuldu.

HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, 2 ay tutuklu kaldıktan sonra 4 Ocak'ta tahliye edildi.

Yurtdışında bulunan Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk için ise yakalama kararı çıkartıldı.

BİR HAFTADA 10 GÖZALTI

Anayasa değişikliği teklifinin Meclis’ten geçmesinden sonra HDP’li vekillere yönelik gözaltılar yeniden başladı. Son bir haftada Sırrı Süreyya Önder, İmam Taşçıer, Ayşe Acar Başaran, Mehmet Emin Adıyaman, Osman Baydemir, Ahmet Yıldırım, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş, Altan Tan ve Ayhan Bilgen gözaltına alındı.

Hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında bugün Ankara Esenboğa Havaalanı’nda gözaltına alınan HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen ile birlikte bugüne kadar gözaltına alınan HDP'li vekil sayısı 26'ya ulaştı.

Ziya Pir, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş ve Altan Tan gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

(Kaynak: Dihaber)