HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, erken seçime ilişkin değerlendirmede bulundu.

Muhafazakar Kürt oylarının HDP'ye geleceğini söyleyen Fırat, "Eskiden muhafazakâr Kürtler bir şekliyle HDP dışında AKP’ye oy veriyorlardı. Bu partiyi kendilerine yakın görüyorlardı. 2007 yılında yaptığımız hesaplara göre AKP’nin aldığı oyun yüzde 20’ye yakını Kürt oylarıydı. Fakat Irak Kürdistanı’ndaki referandum sırasında Sayın Barzani’ye ve bu arada Kürt halkına karşı söylemler, muhafazakâr kesimin AKP’den kopuşunu sağladı. Bu kopuş söz konusu kesimin HDP’ye sıcak bakmasını beraberinde getirdi" dedi.

Demirtaş'ın adaylığına ilişkin de konuşan Fırat, "Adayımızın Selahattin Bey olması gerektiği kanısındayım. Selahattin Bey’in yüzde 15-20 arasında bir oy potansiyeline sahip olduğunu söyleyebilirim. Kaldı ki ona karşı halkımızın büyük bir sevgisi ve saygısı var. Selahattin Bey’e yapılan haksızlığı halk kendisine karşı yapılmış bir haksızlık olarak görüyor" diye konuştu.

Üç dönem AKP milletvekilliği yaptıktan sonra Genel Başkan Yardımcısı iken bu partiden ayrılan ve 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde HDP'den Mersin milletvekili seçilen Dengir Mir Mehmet Fırat, Artı Gerçek'ten Fehim Işık'ın sorularını yanıtladı.

Fehim Işık'ın Dengir Mir Mehmet Fırat ile ropörtajının bir bölümü şöyle:

ABDULLAH GÜL BUNDAN SONRA SİYASETİN İÇİNDE OLMAZ

Kişi siyasi hayatını devam ettirmek istiyor ise siyasette mutabakat aramaz. Siyasette böyle bir şey olmaz. Siyasette mutabakat olsa o zaman tüm partiler tek parti olmalı. Fikir ayrılıkları farklı partilerin oluşumunun nedenidir. Kaldı ki Sayın Gül’e Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı gönderdiler. Bu bir tehdittir. Bunu da ileri sürerek mutabakatı değil, Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmiş olsaydı öyle sanıyorum ki istediği mutabakat da sağlanırdı. Ama siz görüşmelerle bir mutabakatın sağlanacağını düşünüyorsanız bu mümkün değil, çok zor bir iş. İkinci turda mecburen bir mutabakat sağlanır. Buna ilişkin bir hesap yapılabilirdi. İkinci tura kalınır mı, kalınmaz mı? Mesele bu olmalıydı. Bana göre Abdullah Bey, gerek stratejik, gerek taktik yönden yanlış bir davranışın içinde oldu. Bu nedenle Abdullah Gül bundan sonra siyasetin içinde olamaz, kaybetti, diyorum.

‘HDP BÜYÜK FEDAKARLIK GÖSTERDİ’

- Birçok normal olmayan durum arasında bir de HDP’ye dönük bir dışlanmışlık var.

HDP’ye dönük tutum ilginç tabi. Kendisine dönük bir dışlanmışlığa rağmen ortak hareket edilmesi için HDP’nin bir ön kabulü vardı. Mühim olan Türkiye’deki anormal durumun normalleşmesi için herhangi bir birliktelik olmasa bile ortak olmayı başarmaktı. HDP, bu yönlü bir desteğinin olacağını taraflara açıkça ifade etti. Çok büyük bir fedakârlık gösterdi.

HDP ve Kürtler başından beri hedefte. Öylesine bir anti propaganda yaşama geçirildi ki muhalefette bile HDP’yle işbirliği yapması durumunda zarar göreceği kanısı hasıl oldu. Şunu söyleyeyim. HDP’nin bir baraj sıkıntısı yaşadığına inanmıyorum.

‘HİLE OLACAKSA SEÇİMİN NE ANLAMI VAR?’

- Seçime hile karıştırılacağına, adil bir seçim olmayacağına dair birçok iddia var. Buna rağmen mi HDP barajı aşar?

Kanımca normal olmayan bir durumdan söz ediliyor. Eğer öyle olacaksa o zaman zaten bu seçimin bir anlamı kalmaz. Şimdiden seçimde kim kazanır, kim kaybederi net ifadelerle söylemenin gayreti içinde olmamak lazım. Bir şeye hile karıştığı takdirde ki Anayasa oylamasından sonra bu görüldü, normal seçimin yapılabilmesinin mümkün olmadığını ben de görüyorum. Yani ben de normal bir seçim olacağı kanısında değilim. Zaten seçimlerin yasal alt yapısı da iktidar tarafından buna uygun olarak hazırlandı. Buna rağmen böyle davranmamak lazım.

- Bu kaygılar varken normal davranmak nasıl mümkün olacak?

Bilirsiniz, savaşı kaybeden komutana sormuşlar, ‘Neden kaybettin?’ O da ‘5 tane sebebi var’ demiş. ‘Say’ demişler. ‘Birincisi, barut bitti’ diye başlayınca saymaya, ‘Ondan sonra saymana lüzum yok’ cevabını almış. Hakikatten Türkiye’de adil bir seçimi yapacak ortam yok ise artık onun ötesini tartışmanın da bir anlamı yok.

‘KÜRT OYLARI AKP’DEN KOPUP HDP’YE GELİYOR’

- Seçimlere ilişkin Kürtlerin tutumu da merak ediliyor. AKP’ye giden Kürt oylarına ilişkin ne dersiniz?

Geçmiş dönemde Kürt halkına yapılanları göz önüne getirince, birçok şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünüyorum. Gerek Türkiye’deki Kürtler, gerekse Irak ve Suriye’deki Kürtlere yapılmış olan hakaretleri halkımızın içselleştirebileceği kanısında değilim. Eskiden muhafazakâr Kürtler bir şekliyle HDP dışında AKP’ye oy veriyorlardı. Bu partiyi kendilerine yakın görüyorlardı. 2007 yılında yaptığımız hesaplara göre AKP’nin aldığı oyun yüzde 20’ye yakını Kürt oylarıydı. Fakat Irak Kürdistanı’ndaki referandum sırasında Sayın Barzani’ye ve bu arada Kürt halkına karşı söylemler, muhafazakâr kesimin AKP’den kopuşunu sağladı. Bu kopuş söz konusu kesimin HDP’ye sıcak bakmasını beraberinde getirdi. HÜDA-PAR’ın da HDP’den oy alabileceğini düşünmüyorum. HDP’nin mevcut tabloda önceki seçimlerde aldığı oyu koruyacağına, hatta artıracağına inanıyorum.

‘DEMİRTAŞ’IN ADAY OLMASI GEREKTİĞİ KANAATİNDEYİM’

- Selahattin Demirtaş’ın adaylığına ilişkin toplum sanırım resmi açıklamayı bekliyor artık. Ne dersiniz? HDP’nin başka aday çıkarması olası mı?

Cumhurbaşkanlığı için aday olarak tüm talepler Selahattin Bey üzerinden dillendiriliyor. Partinin yetkili kurulları bu durumu değerlendirir elbet ama tahmin ediyorum ayın 4’ünde yetkili kurulların aldığı veya alacağı karar, aynı anda Diyarbakır ve İstanbul’da açıklanacaktır. Bana da sorarsanız, adayımızın Selahattin Bey olması gerektiği kanısındayım. Selahattin Bey’in yüzde 15-20 arasında bir oy potansiyeline sahip olduğunu söyleyebilirim. Kaldı ki ona karşı halkımızın büyük bir sevgisi ve saygısı var. Selahattin Bey’e yapılan haksızlığı halk kendisine karşı yapılmış bir haksızlık olarak görüyor.