Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral ve beraberindeki heyeti kabulü sonrasında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

"Her ne kadar bu salgın zorluklar getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri açıyor. Ülkemizin küresel ihracattaki payı, geçtiğimiz yılın Ocak-Ekim verileri itibarıyla yüzde 1,03 seviyesine çıktı. Geçen yıl ilk defa ihracat yapan firma sayımız 18 bin 123 olarak kayıtlara geçti.

Yılın son günlerinde İngiltere ile imzaladığımız Serbest Ticaret Anlaşması, Gümrük Birliği'nden sonraki en önemli ticaret anlaşmasıdır. AB ile Gümrük Birliği anlaşmamızı güncelleme çalışmalarımız sürüyor. Salgının seyrine ilişkin belirsizlikler, küresel ekonomideki zorlukların bir müddet daha sürdüreceği gözüküyor. Reformlarımız sayesinde bu zorlu günlerde ülkemizi diğerlerinden ayrıştırmayı başardık. Amacımız Türkiye'nin salgın sonrası güçlü girmesidir.

Ekonomimizin güçlü yönlerini sağlamlaştırırken tedbir gerektiren hususların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Tüketici Güven Endeksi Ocak'ta 83,3'e yükseldi. Kur cephesi nispeten istikrar kazandı. Merkezi yönetim borç stokumuz 150 milyar lira azaldı. Ülke risk primimiz de düşüyor. Türkiye'nin borçlanma maliyetlerini atacağımız kararlı adımlar ve güçlü politikalarla inşallah düşürmeye devam edeceğiz.

Yurt dışındaki yatırımcıların Türk varlıklarında yatırımların arttırdığına şahit oluyoruz. Türkiye'ye güvenen yatırımcılar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kazanmaya devam edecektir. Ekonomimizin sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümesini amaçlıyoruz. İstihdam oluşturmasını önemsiyoruz. Yeni hamleler Türkiye'yi değişen değer zincirinin önemli bir oyuncusu haline getireceğiz.

ÜLKEMİZİ TEKNOLOJİ ÜSSÜ YAPACAĞIZ

Uluslararası yatırımlarla ülkemizi bir yatırım ve teknoloji üssü yapacağız. Bu noktada sizlerin gayretini çok önemsiyorum. Yatırım ortamının daha da iyileştirileceği, yatırımcıların beklentilerinin daha yüksek düzeyde karşılanacağı iklimin tesisleri için gereken adımları atacağız.

Uluslararası gerek yatırımcı, gerek şirketleri biz senede bir hatta iki kez ülkemize davet edip, onlarla ülkemizde bazı görüşmelerimizi yaparız, hatta hatta onlara ülkemizdeki yatırım imkânlarının neler olduğunu, ne gibi yatırımlar yapabileceklerini anlatmak suretiyle onları bu yatırımlara finans sektöründe, sanayide olduğunu anlatmamızda fayda var.

Ekonomi ve hukuk alanındaki reform konusunda yoğun hazırlığını geride bıraktık. Yakında kapsamlı reform paketini kamuoyuyla paylaşacağız. Kur istikrarı enflasyonla mücadelede önemli bir yer tutuyor. Cari açıkta yapısal önlemlere hız veriyoruz. Yüksek faize kesinlikle karşıyım. Bu konuda sizlerin mesajları önem arz ediyor. Siz şu anda yatırımcı konumundasınız. Siz bu yatırımları düşük faizli kredi imkanına sahip olursanız yapabileceksiniz. Bu yatırımı yaptığınız zaman istihdamı sağlayacak. Üretimi sağlayacak. İhracatı sağlayacak. Bütün bunlar aynı zamanda uluslararası piyasada rekabet imkanını sağlayacak. Bunları başaracağız ki devlerle yarışabilir hale gelelim.

YÜKSEK FAİZLE ÜLKENİN KALKINACAĞINA İNANMIYORUM

Dünyada şu anda eksi faizle kredi veren finans kuruluşları var mı? Var. Buyrun Japonya'ya bakın, eksi faiz. İsrail kendi içinde eksi faiz. Avrupa'ya gelin 1 civarında. Bize ne oluyor da 20'lerin üzerine çıkıyoruz. Bizim arkadaşlar da bana kızıyor biliyorum. Ama kusura bakmasınlar ama ben bu ülkenin Başkanı, Cumhurbaşkanı isem bunu anlatmaya devam edeceğim. Yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum.

Biz yatırımı güçlendirirsek, işsizlik diyoruz, istihdamı güçlendirip, üretimi, ihracatı arttırırsak dışarıdan imkanlar gelir, cari açığı azaltmış olalım, hatta hatta bitirmiş olalım. Buna ihtiyacımız var. Ve savunma sanayi. Başarıyı getiren yönetişim modelini imalat sanayinin alt sektöründe uygulayacağız. Üzerimizdeki büyük faiz yükünden önemli ölçüde kurtulacağımıza inanıyorum. Bankalar şu kadar kâr ettim diye övünüyor. Bu konuda reel sektördekilerin kârı bizim için önemli. Reel sektör başarıyı elde edemiyorsa demek ki iyi yolda değiliz.

Kamu maliyemiz nispeten düşük borçluluk oranlarımız sayesinde bugün bizi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırıyor. Yılı yüzde 3,6 ile yüzde 4,9'luk bütçe açığı hedefinin altında kapatmış olacağız. Sağladığımız bu başarı takdire şayandır. Sağlık harcamalarındaki ilave artışlar sebebiyle, bütçeye gelen ilave yüklere rağmen mali disiplinden taviz vermemekte kararlıyız. Bütçe açığını milli gelirin yüzde 3,5 seviyesinde tutmayı hedef olarak belirledik.

Hizmetlerimizi arttırırken kamu olarak vatandaşın bize emanet ettiği vergileri ekonomik ve verimli şekilde kullanacağız. Kamuda tasarrufları arttırmanın etkili yolu da dijital dönüşüme hız vermekten geçiyor. Verimsiz oranları kesinlikle tashih edeceğiz. Vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temele oturtacağız. Kayıt dışı ile etkin mücadelemizi devam ettireceğiz."