HDP Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım ve DTK Eş Başkanı Hatip Dicle,  ‘yeni çözüm’ süreci iddialarına yanıt verdi.

İddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Hatip Dicle, “Kürt halkı içinde kafa karıştırmaya yönelik yaklaşımlardır, bunlar. Özgürlük hareketine karşı tavır geliştirmek istiyorlar. İstediklerini alamadılar referandumda, şimdi hile hurda peşindeler” ifadelerini kullandı.

HDP’li Yıldırım ise iddiaların gündemi saptırmaya yönelik olduğunu savunarak, “Süreç ancak sayın Öcalan ile başlar. Sürecin temel muhatabı PKK ile başlar, demokratik kurumlardan başlar. Fakat görünürde ve gündemde böyle bir şey yok” dedi.

Artı Tv’de Ahmet Nesin’in programına telefonla bağlanan HDP Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, Yeniçağ yazarı Ahmet Takan’ın gündeme getirdiği ‘yeni çözüm’ süreci iddiası için “Hani bir deli kuyuya taş atar bin akıllı çıkarmaya çalışır ya öyle bir şey” değerlendirmesini yaptı.

Gündemin saptırılmaya çalışıldığını söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

“Çünkü farklı bir çerçevede yeni bir sürecin başlama ihtimali şu an yok. Süreç ancak sayın Öcalan ile başlar. Sürecin temel muhatabı PKK ile başlar, demokratik kurumlardan başlar. Fakat görünürde ve gündemde  böyle bir şey yok. Onun dışında AKP ve MHP ittifakının şu anda uygulamaları, gündemleri itibarıyla da böyle bir şeyin gerçekçi olmadığını düşünüyoruz.”

Yıldırım, yazıda ifade edilen isimlerle ve kesimlerle de böyle bir sürecin başlama koşulu ve kapasitesi olmadığını savundu:

“Bu yazının amacı son dönemde biraz da Hayır cephesinin açığa çıkardığı meşru olmayan referandum sonuçlarını manipüle etmeye yönelik. Yoksa diyelim ki onun koşulları bir şekliyle vardır; ama bu koşulların kısa sürede gerçekçi olmadığını düşünüyoruz.”

Böyle bir süreç olmadığı için ‘tartışmanın bile anlamı olmadığını’ ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suni gündem oluşturma amaçlı. Eş başkanlarımız, vekillerimiz, bine yakın demokratik siyasetçinin zindanlarda tutulduğu, İmralı’da mutlak tecridin uygulandığı, hiçbir şekilde haber ve bilgi alınmadığı bir durumdayken böyle bir durumu tartışmayı bile doğru bulmuyoruz. Şu nedenle şu şekilde olur mu olmaz mı tartışması bile manipülasyon amaçlı bir yaklaşımdır. Öncelikle ne olursa olsun sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecrit aşılmadığı sürece İmralı merkezli ifade edilecek her söylem gerçekçi ve doğru değildir.”

HATİP DİCLE: ÇÖKTÜRME PLANI SÜRÜYOR

Takan’ın yazısında ‘yeni çözüm’ için desteğinin alınmaya çalışıldığını iddia ettiği DTK Eş Başkanı Hatip Dicle de “Böyle bir şeyden benim haberim yok” dedi.

Dicle, söz konusu iddiaları siyasi açıdan “manipülasyon, özel savaş ve psikolojik savaş taktiği” anlamına geldiğini söyledi.

 İmralı Heyeti’nde de yer aldığını anımsatan Dicle, “O görüşmeler sırasında bile devlet, AKP ile bir çökertme planı hazırlamıştı. Buna göre PKK tasfiye edilecek yerine yapay muhataplar yaratılarak; KDP çevreleri, HÜDA-PAR gibi, bunlarla sözüm ona Kürt sorunu çözülecekti. Şimdi bunun yeniden gündemde olduğu görülüyor” dedi.

Erdoğan’ın ‘Pirus zaferinden sonra hem dış dünyada hem de iç kamuoyunda prestij kazanmak’ peşinde olduğunu ifade eden Dicle, şöyle devam etti:

“Gerçekle ilgisi yoktur. Bunlar Erdoğan’ın oyununa geliyorlar. Her ne kadar muhalefet yapmak için söylüyorlarsa da Erdoğan’ın değirmenine su taşıyorlar. Kürt halkı içinde kafa karıştırmaya yönelik yaklaşımlardır, bunlar. Özgürlük hareketine karşı tavır geliştirmek istiyorlar. İstediklerini alamadılar referandumda, şimdi hile hurda peşindeler.”

Çökertme planının bir parçasının sürdüğünü savunan Dicle, Öcalan’ın son görüşmelerden birinde söylediği sözleri de anlattı:

“Sayın Öcalan bu konuda son toplantılardan birinde şöyle demişti, ‘Bu Dolmabahçe mutabakatıyla müzakereler başlamazsa, siz buraya gelseniz bile bizim görüşmelerimiz ancak bir sohbet toplantısı olur, hiçbir resmiyeti olmaz.’ Öcalan bunu da bize söylemişti. Bu nedenle tamamen özel savaş taktiği.”

AHMET TAKAN’IN İDDİALARI

Ahmet Takan’ın Yeniçağ’da Öcalan ile birlikte yeni "çözüm süreci" makası!” başlıklı yazısında iddiaların bazıları şöyle:

"Bu seferki "çözüm süreci"nin ön yüzünde PKK olmayacak. Sürecin ortasına "sivil inisiyatifler" yerleştirilecek. Bu sivil inisiyatiflerin başında sosyalist bloklar öncü olmak üzere Barzani ağırlıklı yapılar olacak. Yeni sürecin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki sivil toplum kuruluşlarıyla götürülmesi Öcalan ile görüşmelerin ardından kesinleşti. Şu anda Erbil, Diyarbakır hattında mekik dokuyan Leyla Zana sahaya iniyor. Leyla Zana süreci Barzani ile birlikte götürecek. Bölgede Barzani ağırlıklı yapılarla temas trafiği artacak. Öte yandan eski solcu, sosyalist tüfekler toplumun tümüne ulaşmak için kullanılacak. Yeni, az kullanılmış "akiller" geliyor anlayacağınız!.. İktidarın derin mahfillerinde, bunun için, sosyalisit blok oluşturma çalışmaları yapılıyor. HÜDA-PAR'dan çok bu yapı ile geniş tabanlı bir "çözüm süreci"nin başlatılması planlanıyor. Oslo sürecinin Türkiye ayağında olduğu gibi gizli görüşmeler bile başlatıldı. HDP'nin içinde bugüne kadar adları pek ön plana çıkmayan eski Marksist, sosyalist isimlerle bu oluşumun gerçekleşmesi için temaslara başladı. Dev-Yol'un eski yöneticilerinden ünlü isimlerinde işin içine dahil edilmesi planlanıyor. Dev-Yol ile bölgedeki Halk Evlerine ulaşılması hedefleniyor. Halk Evlerinin aynı zamanda büyükşehirlerdeki yapılanmasının da buna destek atması planlanıyor. Eski sosyalist tüfekler ve yakın çevreleri, Avrupa'da bazı girişimlerde, bulunmaları için sürekli teşvik ediliyor. PKK'nın Avrupa'daki isimleri, özellikle Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal da unutulmadı!.. Ankara-Erbil özel iktidar hattında yeni çözüm sürecinin kamuoyu oluşturma çabaları çerçevesinde PKK'nın lider kadrosundan kelle alınması için yardım talep ediliyor. Barzani'nin de referandum çalışmalarına "PKK tasfiye ediliyor" görüntüsü ile birlikte devam etlmesi isteniyor."

(Kaynak: Artı Gerçek)