DİB, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışılan 2021 güvenlik bütçesine ilişkin yaptığı açıklamada içte ve dışta yürütülen savaş politikalarının tahribatlarına dikkat çekerek, tüm operasyonların durması çağrısı yaptı.

Demokrasi İçin Birlik (DİB), Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışılan 2021 güvenlik bütçesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

Ülke kaynaklarının, yurttaşların ihtiyaçlarına değil, savaşçı politikalara ve saray rejiminin sürmesi İçin güvenlik harcamalarına ayrıldığı ifade edilen açıklamada, “Savunma Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na, Jandarma Genel Komutanlığı’na, Sahil Güvenlik Komutanlığı’na, doğrudan Saray'a bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı’na, İletişim Başkanlığı’na, Savunma Sanayi Başkanlığı'na 150 milyar liradan fazla kaynak ayrıldı.  Üstelik bu kurumlar ‘ödenek üstü harcama’ ve ek ödenek talep etmede bütün bakanlıklardan öndeler. 2021 yılı için ayrılan Milli Savuma Bakanlığı bütçesi, Adalet, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabi Kaynaklar, Gençlik ve Spor, Dışişleri, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları olmak üzere 9 bakanlığın bütçesini geride bıraktı. Ülke içinde güvenlik devleti ve dış ilişkilerde savaş politikaları, Milli İstihbarat Teşkilatını büyüttü; istihbaratın yanı sıra operasyonel bir örgüte dönüştürdü. Yeni Bütçesi birçok bakanlığı aşan Diyanet İşleri Bakanlığı da bu değişimden payını alarak ideolojik bir aygıt halini aldı” denildi.

‘KAYNAKLAR SARAY İÇİN KULLANILIYOR’

Halkın sağladığı milyarlarca liranın iç güvenliğe aktarılarak, halkın demokratik ifade hakkını engellemek ve saray rejiminin iktidarda kalmasını sağlamak için kullanıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu kaynaklar, haklarını arayan maden işçilerine, nehirlerini, ormanlarını savunan köylülere, eşit yurttaşlık ve anadilinde yaşam ve yerel demokrasi talep eden Kürt halkına uygulanan zalimce, baskıcı, hukuk dışı uygulamalara, demokrasi güçlerine yapılan polis operasyonlarına aktarılıyor. Halkın vergileri gösteri yapanlara biber gazı, daha fazla polis, özel hayatın bekçiler yoluyla kontrolü olarak geri dönüyor. Geçtiğimiz aylarda helikopterden atılarak linç edilen Servet Turgut ve Osman Şiban cezasızlık politikalarıyla, İçişleri bakanının koruması altında denetimsizce kullanılan bu kaynaklarla zulme ve ölüme maruz kaldı” ifadeleri kullanıldı.

‘TÜM OPERASYONLAR DURSUN’

İçte ve dışta savaş ve güvenlik politikalarının büyük yıkımlara neden olduğu belirtilen açıklamada, “Bu savaşçı politikalar yalnızca büyük toplumsal kaynakları savaş sanayine aktarmıyor, sürekli yeni işgalleri ve savaş siyasetlerini zorunlu kılıyor. Ülkeyi yıkıma, bilinmezliğe ve uçuruma sürükleyerek toplum için büyük bir tehdit oluşturuyor. Halkın; salgından ölümlerle, hastalıkla, işsizlikle, yoksullukla boğuştuğu bu çoklu kriz koşullarında, ülkeyi uçuruma sürükleyen İhvancı, yayılmacı, saldırgan dış politikaya son verilmelidir. İçerde ve dışarıda bütün operasyonlar durdurulmalıdır. Savaşa, silaha, ölüme, yıkıma, yandaş savaş sermayesi yaratmaya, halkın demokratik taleplerini zor gücüyle boğmaya ayrılan kaynaklar salgını önlemeye, yurttaşlara doğrudan gelir desteğine, yurttaşların sağlık, eğitim, barınma, beslenme, ulaşım ihtiyaçlarına aktarılmalıdır” diye belirtildi.