İstanbul Zeytinburnu Kazlıçeşme alanında on binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ‘İrademe Dokunma’ mitinginde baştan sona, AKP ve devletin tüm baskı ve sindirme politikalarına karşı ‘direneceğiz’ mesajları verildi.

BDP’nin adeta çıkarma yaptığı miting, tüm Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri ve yüzlerce sivil toplum kuruluşu, dernek ve siyasi partinin desteğiyle yapıldı.

EDP, EMEP, ÖDP, DÖH, ESP, Yeşiller Partisi, Halkevleri, SDP, SODAP, Kaldıraç, HDK, Güneydoğu Dernekler Federasyonları, Sine-Sen’in de aralarında bulunduğu onlarca kuruluşun genel başkan veya üst düzey yöneticilerinin de katıldığı mitingte KCK tutuklularının rehine statüsünde olduğu belirtilerek, cezaevlerinde bulunan yaklaşık 4 bin KCK tutuklusunun isimleri okundu. Her okunan isimden sonra, alanda bulunan on binlerce kişi ‘Li vir e’ (Burada) diye haykırdı.


BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. Demirtaş konuşmasında şunları söyledi:

“Zor bir dönemde sizlerin direnciyle mücadele sürüyor. Bizler bu operasyonlarla iradeyi kırdık, teslim aldık, halkı korkuttuk diyenlere iyi bir mesaj veriyoruz. Bu meydanın sesi, sloganı, coşkusu, bu operasyonları yürütenlerin kulağına küpe olsun diyoruz. Biz bu halkı tutuklayıp, soykırıma tabi tutup teslim aldık diyenler bir kez daha yanıldılar. Biz korkunun kölesi değil korkunun efendisiyiz. Bizim gençlerin sloganı budur. Bu alana gelerek siyasi iradesine sahip çıkan bütün dostlarımıza teşekkür ediyorum.

'İDRİS NAİM ŞAHİN BU PLANA UYMUYOR'

AKP polisleri sahte delillerle dosya hazırlıyor ve götürüp AKP savcılarının önüne koyuyor. Onlar da arkadaşlarımızı AKP cezaevlerine koyuyor. AKP medyası bu yalanları halka yansıtıyor. AKP Başbakanı en son çıkıp kendisi veriyor son kararı. Kendileri açısından zekice hesaplanmış bir tezgah. Ama bu plana birisi uymuyor, İdris Naim Şahin. Yaptığı tüm konuşmalarda bu planları tezgahladıklarını itiraf ediyor. Kendisini buradan kutluyorum.”

'BAŞBAKANI KINIYOR, ŞAHİN'İ KUTLUYORUM'

“Kendini mahkeme yerine koyup arkadaşlarımıza hakaret edip, bu planı kendilerinin yaptığını itiraf ediyor, bunu herkes yapamaz. Kendisini kutluyorum. Başbakanı da kınıyorum bu cevheri 9 yıldır bizden sakladığı için. Şimdi bu bakanın yaptığı her konuşmadan ve açıklamadan yola çıkarak AKP’nin ne olduğunu, ne olmadığını görüyoruz. Şahin, AKP’nin gerçek göstergesidir. Arıyorum arıyorum Kürt sorununu bulamıyorum diyor. Kanepenin, masanın altına bakıyor bulamıyor. Sen aramaya devam et. Sen masanın koltuğun altına bak belki bulursun. Biz Kürt sorunun çözdük senin haberin yok. Kürt halkı kendi ana diliyle alanlarda, yerel yönetimlerde kendi sorununu bütün dünyaya göstere göstere çözdü, sen hala kanepenin altında sorun arıyorsun, aramaya devam et. Kürt halkı özerkliğini ilan etti, sen aramaya devam et. Böyle bir zeka ürünü işte bu siyasi operasyonları yapıyor. Az önce isimleri okunan her bir arkadaşımızın zekası bu bakanınkinden daha üstün.

Ellerindeki sınırsız gücü ne kadar kullanırlarsa kullansın tek adım geri atan namerttir. Bu bakanın bir adamı, belediyemiz Orhan Doğan ismini parka verecekti, yasaklıyor. Gerekçesi şu, ‘Her ne kadar Orhan Doğan eski bir milletvekili olsa da devlete karşıydı diyor’ evet Orhan Doğan devletin bütün gerici faşist zihniyetine karşıydı. Ama belediyemiz Orhan ismini devlete vermiyor ki sokağa veriyor. O sokağa karşı değildi ki devlete karşıydı. O sokağın adı bizim için Orhan Doğan’dır. Sen ister kabul et ister etme. Orhan Doğan ismini yasaklamaya sizin gücünüz, aklınız, zekanız yetmez.

HEP BİRLİKTE DİRENECEĞİZ

“Bunlar yine meydan meydan dolaşıp, sanki kendi ve bakanlarının yaptığı haltlar azmış gibi her şeyi bize yıkmaya çalışıyor. Türkiye’deki tüm olumsuzlukların faturasını bize çıkarmaya çalışıyor. Medyası da onların istediği şekilde yazıyor. O yüzden hep beraber bunların hepsine direneceğiz. Bütün bu operasyon, tehdit ve sindirmelerin en büyük nedeni, halkı sessiz, soluksuz bırakmaktır.

İşte böyle bir dönemde Kürtlerin, Alevilerin işçilerin sesi çıkmasın istiyorlar. Cezaevlerine tıkalım ki biz bildiğimiz bir anayasayı istediğimiz gibi yapalım diyorlar.

Mademki BDP’yi bitirmek istiyorlar, o halde biz de bütün ailemizle birlikte BDP’ye resmi üye olalım. BDP’nin milyonlarca resmi üyesi haline gelelim ki BDP tutuklamalarla bitiyor mu bitmiyor mu gösterelim. İçerideki arkadaşlarımız ne suç işlemişse biz her gün aynısını yapmaya devam edeceğiz. Onların yaptığı tek şey özgür ve demokratik siyasetti. Biz de bunu yapıyoruz ve kendimizi ihbar ediyoruz.

AKP MEDYASININ ÇİRKİN İTİRAFI

Naim Şahin diyor ki, ‘orada ülke nasıl bölünür halk nasıl ayaklanır dersleri vermişler’ Büşra Ersanlı halkın ayaklanma dersi vermiş güya. Tabi bu AKP medyasının çirkin bir iftirasıdır. Bu ders bizzat Başbakan tarafından veriliyor. Onun her konuşması halkımızı ayaklandırıyor, ülkeyi biraz daha bölüyor. Sen önce kendi genel başkanına bak. Ülkeyi bölünme noktasına getiren, sizin ırkçı, faşizan ayrıştırıcı dilinizdir. Bizim akademilerimiz milli eğitime bağlı bir okul değildir, orada kurbağaların sindirim sistemi dersi ve inkılap tarihi dersi verecek halimiz yok. Orada elbette her konuya ilişkin dersi veririz. KCK’yi de tartışırız, Sayın Öcalan’ın fikirlerini de tartışırız, AKP’yi de CHP’yi de tartışırız. Ama oralarda konuşulanları kes kopyala yapıp savcıların önüne koyarsanız, biz orada daha fazla ders veririz. Büyük bir akademisyen grubu akademilerimizde ders verecek, sizleri de bekliyoruz. Basını da bekliyoruz. Canlı yayın yapmak isteyenler gelip yapsınlar. Öyle gizli kapaklı, polis eliyle yapmaya gerek yok. Özellikle İdris Naim Şahin ve Başbakanı da davet ediyoruz ki belki gençlerimizden siyaset nasıl yapılır öğrenirler.

Bütün bu konuştuklarımızın doğrudan, barış süreciyle de ilgisi vardır. Biz siyaset yaparak, barışı sağlamaya çalışıyoruz. Bu siyasetin önünü tıkayıp siyaset yapmamızı engelleyenler de barışın önünü tıkıyorlar. Ülkenin dört bir yanına hala cenazeler gidiyor. Hala Malatya morgunda kimyasallarla çürütülen bedenler toprağına kavuşmayı bekliyor.

KÜRT SORUNU ORTADOĞU'NUN EN BÜYÜK SORUNU

Bir kez daha tekrarlıyoruz. Kürt sorunu sosyal, siyasal, ekonomik sorundur. Barzani’nin altında aranmakla sınırlı değildir. Ortadoğunun en büyük sorunudur. Ve bu sorunun muhatapları vardır. Ancak onlarla konuşursanız çözersiniz. Bu çağrılarımıza geçmişte hakaretlerle cevap verdiler. Ama aynı zamanda görüşmeleri de yaptılar. Kandil’e gidip görüştüler, Oslo’ya gittiler. İmralı’ya gidip sayın Öcalan ile görüştüler. Diyalogdan görüşmeden kimse zarar görmez. Şimdi bir kez daha çağrı yapıyoruz. Biz karşılıklı bir ateşkesin olmasını istiyoruz. Silahların karşılıklı susmasını istiyoruz. Bunun için de diyalog ve müzakerenin yeniden başlamasını istiyoruz. Bu heyetleri bir kez daha muhataplarına gönderin. Bu tecridi kaldırıp Sayın Öcalan ile görüşmeyi başlatın. Kandil ile görüşün.

“ELİMİZİ DEĞİL, KELLEMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HAZIRIZ”

Bu görüşmeler kalıcı barışa dönüşsün istiyorsanız, bir önerimiz var. Görüşmeleri İmralı’da yapmayın. Sayın Öcalan’ı çıkarın, bu görüşmeleri dışarıda yapın. Bu önerimizi ciddiyetle tartışın ve milliyetçi fikirlerle saldırıdan vazgeçin. Cesaretle bunu yapın diyoruz. Kürt sorununda önemli muhataplardan biri de biziz elbette. Blok hareketidir. Biz AKP’ye açık çek veriyoruz. Bunları yapmaya hazırsan, parlamentoyu 24 saat çalıştıralım. Gelin tüm engelleri aşalım. Asker ve gerilla anaları elleri bellerinde beklemesinler. Bizler bu sorunun çözümü için elimizi değil, kellemizi taşın altına koymaya hazırız.

Bir barış sürecini başlatmak için bu yol temizliğini hep beraber yapalım diyoruz. Darbe, faili meçhul, ne varsa bunlarla yüzleşmek kardeşliği güçlendirir. Toplumun birbirine karşı olan güvensizliğini ortadan kaldırır. Faşizmi ortadan kaldırır. Bu nedenle toplumsal barış için ilk yol geçmişle yüzleşmektir. Ama siyasi rantı düşünmeden herkesi daha ciddi ve samimi olmaya davet ediyoruz. Devlet arşivleri elinizde. Bu katliamları kim yaptı açıklamaları için hiçbir engel yok.

'CHP O DÖNEMDE NE KADAR PAYI VARSA BUGÜN DE SENİN O KADAR PAYIN VAR'

Meclise verdiğimiz önergeler dair bir çağrı daha yapıyoruz. Devlette devamlılık esastır. CHP’nin o dönem ne kadar payı varsa, bugün de senin o kadar payın var. Seyit Rıza’nın yaşı nasıl küçültüldü, oğlu Hüseyin’in yaşı nasıl büyütüldü. Mağaralara sığınanlar nasıl bombalandı. Sorumlularına ne yapıldı hep birlikte ortaya çıkaralım. Tarihte yaşananların hepsini birlikte araştıralım. Ermeni katliamını da, Maraş Çorum’u da araştıralım. Cesaretiniz varsa hep birlikte araştıralım. Ama siyasi hesaplar adına birbirinize ucuz kahramanlık yapmayın.

Seyit Rıza’nın saati ve 40 kuruşu oğluna verilsin diye alındı. Ama oğlu da idam edildi. Biz o saat ve o 40 kuruş haram olsun size diyor sorumluları istiyoruz. Bütün bunları yapmaya hazırsanız parlamento orada, 24 saat çalışalım. Kimse birbirini kandırmasın bu acılar üzerinden kirli bir siyaset ürütmesin. Sanki hiçbirinin payı yokmuş ve aynı katliamları bugün yapmıyormuş gibi birbirini suçluyorlar. Tencere dibin kara seninki benden kara. İkiniz de birbirinizden daha suçlusunuz.

'BUNLARIN ANLAYIŞI DERSİM KATLİAMI ANLAYIŞIDIR'

Bunların anlayışı tam da Dersim katliamı anlayışıdır. AKP’nin o katliamı yapanlarınkinden farkı yoktur. Bunlar kurtla birlikte kuzuyu yedikten sonra gidip çobana ağlayan bir zihniyettir. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi halkımızı kandıramazlar. Kadın arkadaşlarımıza karşı başbakanın kullandığı seviyesiz dil bunun dışavurumudur. BDP’li kadınlar ve analar, sokaklarda meydanlarda kendi emeğiyle mücadelesiyle kendi kimliğini var etmiş bir gelenekten geliyorlar. Sen buradan gelen kadın mücadelesini asla anlayamazsın. Bunu sana anlatmakla zaman kaybetmeyeceğiz. Ama senin anlaman için kadınlarımız mecliste de sokakta da ne yapmaları gerekiyorsa yapacaklar. Onlar mücadelenin öncüsüdür. Özür dile desem de dilemeyeceksin. Ben kadınlarımızın onurlu duruşları ve tek adım geri atmadan her platformda şiddet karşıtı olduklarını belirttikleri için, cesaret ve başarılarından dolayı kutluyorum.

Onlar sadece devletin zulmüne karşı değil erkeğin zulmüne karşı da direniyorlar. Bir de üstüne böyle bir başbakanın böyle bir dili var karşılarında. O dilini buradan kendisine iade ediyorum. Size hayırlı uğurlu olsun diyorum.