Kürt sorunu stratejisini belirlemek isteyen CHP, Van’da toplandı. Sert tartışmalar yaşandı.

CHP’nin “Siyasette Barış Stratejisi” çalışmalarının ikincisi Van’da başladı. Kürt meselesinin masaya yatırıldığı programa kanaat önderlerinin istekleri damga vurdu.

Bugün Gazetesi’nin haberine göre, bölgedeki 5 bin kişi ile görüşülerek hazırlanan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulan raporda “Parti’de önemli görevde bulunan yöneticilerin Kürt konusunda hassasiyetleri artırılmalı. Yanlış anlaşılacak sözlerden kaçınılmalı” denilerek “Anadil serbestçe kullanılsın. Kürtçe seçmeli ders olarak okutulsun” taleplerine yer verildi.

5 bin kişiyle konuşuldu

Rapor, bölgedeki 5 bin kişiyle konuşularak hazırlandı. CHP’ye özeleştiri getirilirken bir taraftan da partiye aykırı düşecek fikirler dillendirildi. Bazı bölümlerde Genel Merkez’den istekler kaydedildi. ayrıca CHP’lilerin Genel Başkan’a yazdıkları mektuplara yer verildi. Bu bölümlerde insan hikayeleri yer aldı.

Artık gaf yapmayalım

Raporda CHP’li Onur Öymen’in bir süre önce söylediği Dersim sözlerine atıf yapıldı. Bu sözlerin Kürt kamuoyunda olumlu karşılanmadığı belirtildi. Bu sözler, “Kamuoyunda iyi algılanmadık. Benzer gaflar yapılmamalı. İmaj düzeltilme yoluna gidilmeli” şeklinde değerlendirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş’in sözlerine atıf yapılırken “Partide önemli görevde bulunan yöneticilerin Kürt konusunda hassasiyetleri artırılmalı yanlış anlaşılacak sözlerden kaçınılmalı” denildi. Bu açıklamanın altına Kürt meselesinde partide tek seslilik olsun maddesi eklendi.

“KÜRT SORUNU DEĞİL”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran “Kürt sorununu değil, Türkiye meselelerini konuşuyoruz. Sonuç bildirgesi de olmayacak” değerlendirmesinde bulundu. Tanrıkulu’nun ‘Kürt sorunu hakkında kimse bizden bildiri beklemesin’sözlerine ise Van Baro Başkanı Ayhan Çabuk’tan sert yanıt geldi: “Madem Kürt sorununu konuşmayacaktın Van’a niye geldin’ diye sorarlar; ben de sorarım.”

Van’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantı öncesinde Star’a konuşan Tanrıkulu, “Bu bir arama toplantısı. Herkes ancak bir iki cümle konuşabiliyor. Biz insanlara ‘CHP’den ne istiyorsunuz’ diye soruyoruz bunun yanıtını almaya çalışıyoruz. Elbette bölgeye ilişkin sorunlar dile getiriliyor. Fakat toplantının tamamı bölgeye ilişkin değil. Bir sonuç bildirgesi olmayacak” diye konuştu.

SONUÇ BİLDİRGESİ OLMAYACAK

CHP Başkan Yardımcısı Umut Oran da Star’a yaptığı açıklamada ilk gün toplantının saat gece 01:30’a kadar sürdüğünü söyleyerek “Kürt sorununu değil, Türkiye meselelerini konuşuyoruz. Elbette Kürt sorunu da konuşuluyor. Ama sadece onu değil. Tüm sorunları konuşuyoruz. Açıklamayı Pazar günü Genel Başkan yapacak. Sonuç bildirgesi de olmayacak. İçerde konuşulanları ne biz ne de diğer katılımcılar açıklamayacak” dedi.

VAN’A GELİYORSAN KÜRT SORUNUNU KONUŞMALISIN

Van Eski Baro Başkanı Ayhan Çabuk, Tanrukulu’nun açıklamalarına tepki gösterdi. Çabuk Van’da bir toplantı düzenlenmesi ile CHP’den Kürt sorununa ilişkin bir beklenti içine girildiğini söyleyerek, konuya ilişkin bir netice çıkmaması halinde partiye karşı var olan hayal kırıklığının artarak süreceğini söyledi. Çabuk, “CHP, Kürt sorunu hakkında Van gibi bu sorunu yıllarca yaşayan bir yerde toplantı yapıp Kürt sorunu hakkında bir bildiri yayınlamazsa o zaman bölge halkı ona ‘Madem Kürt sorununu konuşmayacaktın Van’a niye geldin?’ diye sorar. Kılıçdaroğlu bu konularda çok ürkek davranıyor. Daha cesur toplantılar ve açıklamalar yapmalı. Fakat partisi içinde de bu sorunu konuşmak için yeterli desteği olmadığının işaretlerini de veriyor” dedi.

İÇERDE DE DIŞARDA DA TARTIŞMALAR YAŞANDI

Kürt sorunu stratejisini belirlemek isteyen CHP'nin Van toplantısında sert tartışmalar yaşandı. Toplantıya alınmayan partililer "Böyle iktidara nasıl yürünür? Bu tavır, bürokratik, statükocu, akıl ve bilim dışı ahmakça bir davranış" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP'nin yeni Kürt politikasını şekillendirmek amacıyla Merkez Yürütme Kurulu'na (MYK) alınan eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu'nun 'Kürt açılımı'na yönelik önemli mesajlar vereceği Van gezisinde 'kriz' çıktı.

Listede isimleri olmadığı gerekçesiyle Kürt sorununun da konuşulacağı Merit-Şahmeran Otel'deki "Siyasette Barış Stratejisi" programına alınmayan Çatak İlçe Başkanı Ali Kemal Aras, Gürpınar İlçe Başkanı Nurettin Taşer, Başkale İlçe Başkanı Named Parlak ve CHP'nin 29 Mart yerel seçimlerdeki Van Belediye Başkanı adayı Doç. Dr. Aykut Hamdi Orhan 'kazan' kaldırdı. Bu isimlere, bölgedeki kanaat önderlerinden CHP üyesi Süleyman Ayti de katıldı.

"CHP'li olarak utanıyorum"

CHP'nin 29 Mart yerel seçimlerindeki Van adayı 100. Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Hamdi Orhan toplantıya alınmamasına sert tepki gösterdi. 2 profesör arkadaşıyla toplantıya gelen Orhan, toplantıya alınmamasına "Böyle iktidara nasıl yürünür? Bu tavır; bürokratik, statükocu, akıl ve bilim dışı ahmakça bir davranıştır" sözleriyle karşılık verdi. Orhan, toplantıya alınmaması nedeniyle "CHP'li olarak utanıyorum. 1962'den beri CHP'ye hizmet ediyorum. Gördüğüm saygısızlığın haddi hesabı yok" dedi.

“VATANDAŞIMA NE DİYECEĞİM”

Çatak İlçe Başkanı Aras, CHP'nin bu politikayla başarılı olmasının mümkün olmadığını kaydederek, "Beni toplantıya almadılar. Ben Çatak'a gittiğimde vatandaşa ne diyeceğim" diye sordu. Gürpınar İlçe Başkanı Taşer'in tepkisi ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş'e oldu. Taşer, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde CHP'yi temsil etmenin ateşten gömlek giymek olduğunu söyleyerek, "Biz çaba sarf ediyoruz, birisi çıkıp 'Kürtler kucağımıza oturacak' diyor. Hurşit Güneş CHP'nin Doğu teşkilatını bitirmiştir" dedi. "Çakma CHP'liler içeride oturuyor. Partiyi kucaklamayan isimler ön planda" değenlendirmesinde bulunan Taşer, AK Parti'nin yılda en az il ve ilçe başkanlarıyla 200 kez toplantı yaptığını kaydederek, "CHP bir kez yapıyor ona da biz giremiyoruz" dedi.

“BÖLGEDE TABELA PARTİSİYİZ”

Toplantının yapılacağı Merit-Şahmeran Otel'e 120 kilometre uzaktan gelen Başkale İlçe Başkanı Parlak da CHP'nin bu tavrına alışkın olduğunu ifade ederek, "Önemli olan hastalığı teşhis etmek ve onu tedavi etmektir. Ancak teşhis bölgeyi iyi bilenlerle başlar. Kürt sorunu kangren haline geldi. Savaş ortamından bıktık artık. Oğlum eve 1 saat geç gelince korkuyorum" dedi.

CHP parti üyesi Ayti ise CHP'nin Kürt konusunda tutarsızlık sergilediğine işaret ederek, "Genel Başkanımız başka konuşuyor, yöneticiler farklı konuşuyor" dedi. Partilerin iktidar olmak için önemli bir lidere ihtiyaç duyduğunu savunan Ayti, "CHP olarak burada tabela partisiyiz. Tutumlarından dolayı bölge halkı Baykal ve ekibinden nefret etti. Baykal gibi MHP'den de nefret ediliyor" diye konuştu.

ELEKDAĞ TOPLANTIYI TERK ETTİ

Van’daki toplantıya, eski büyükelçi ve CHP milletvekili Şükrü Elekdağ’ın tartışmaları damga vurdu. Toplantıya katılan Elekdağ'ın sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve bazı CHP’li yöneticilere programın içeriği hakkında itirazda bulunduğu ifade edildi. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği organizasyonda Elekdağ’ın bir süre sonra sesini yükselterek toplantıyı terk ettiği öğrenildi.

Basına kapalı toplantının amacı, "etnik kimlik ve dini inancın istismar edilmediği, bireysel özgürlüklere dayalı üçüncü yolun bulunması ve birlikte mutlu bir gelecek için ortak akıl üretilmesi'' olarak belirlendi. Önceden hazırlanmış herhangi bir metin veya içerik sunumu yapılmayan toplantı, katılımcıların görüşleri doğrultusunda şekillendiriliyor. Toplantı da aykırı görüşler de dile getiriliyor.

3 VANLI KATILABİLDİ

CHP Genel Merkezi'nden gelen Kadın Kolları Komitesi'nin de alınmadığı toplantı gazetecilere de kapatıldı. İstanbul ve Ankara'dan programı izlemek için gelen basın mensupları şoke oldu. Toplantıya 78 kişinin katıldığı öğrenilirken, bu kişilerden sadece 3'ünün Vanlı olduğu belirtildi. Toplantıya katılan Vanlılar'ın, Eczacılar Odası Başkanı Murat Keçeci, Van Genç İşadamları Derneği Başkanı Kadri Salas ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Van Şube Başkanı Armağan Bayraktar olduğu kaydedildi. Bayraktar'ın bürosunun Ergenekon'dan operasyonları sırasında arama yapıldığı ifade edildi. Bir ilçe başkanının, "Mustafa Muğlalı Kışlası'nın adının değiştirilmesi konusunu Meclis'te neden görüşmediniz" diye tepki gösterdiği öğrenildi.