Yeni Şafak yazarı Abdulkadir Selvi, HSYK'daki değişikliğe karşı çıkmanın tek sebebinin Başbakan Erdoğan'a karşı beslenen düşmanlık olduğunu ileri sürerken çarpıcı bir iddiada daha bulundu.

Selvi, "Gülen Cemaati ile kavga Hakan Fidan'ın atanmasıyla başladı" dedi ve "Cemaat, Fidan'ın yerine Ramazan Akyürek'i getirecekti" diye belirtti.

İşte Selvi'nin o yazısının ilgili kısmı:

"Bu kavga MİT Müsteşarlığı'na Hakan Fidan'ın atanması ile başladı. Polis istihbaratta MİT için iki isim hazırlanmıştı.

İlkini söylemeyeyim ama ikincisi çok önemli bir isimdi. Zaten önce bir ismi ileri sürecek bir süre sonra onu geri çekip Ramazan Akyürek'i getireceklerdi.

İlk sorun orada başladı. Ama asıl yol ayrımı GES Komutanlığı'nın MİT'e devredilmesi üzerine yaşandı.

GES demek, bölgesel dinleme demekti.

Paralel yapının ilk kalkışması 7 Şubat MİT olayı ile geldi.

Başbakan'ın ameliyatta olacağı an hesaplanarak, 'Zaman ayarlı' bir operasyon yapılmıştı.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı dayanışması ile MİT Müsteşarı 'Feriştahı gelse alamaz' diyenlerin kursağından çekip alındı.

Şimdi dönüp sormak istiyorum. İstihbarat savaşı gibi kirli bir yapının cemaatle, hizmetle ne ilgisi var?

DERSHANE TARTIŞMASI

Dershaneler tartışması başlatıldığında, 'Hiçbir meşru sınırımız yok. Sizi bir günde sokağa çıkamaz hale getiririz' demişlerdi.

Kurusıkı atmadıkları kısa sürede görüldü.

Dershane unutuldu, fişlemeler, MGK belgeleri ve kasetler piyasaya sürüldü.

Evrensel çapta iman ve Kur'an hizmeti yapma iddiasındaki bir yapılanma, kavgasını istihbaratçıların yöntemleriyle veriyordu.

Bunlar hizmet erenleri mi istihbarat savaşçıları mı demeye kalmadan yargıyı cepheye sürdüler.

17 ve 25 Aralık dalgaları o sırada başladı.

Gücünü istihbarat, yargı, iş dünyası, bürokrasi gibi devletin operasyonel güçlerinden alan, 'Paralel devlete' karşı ilk hamle HSYK düzenlemesi ile geldi.

O bir de ne görelim.

CHP-Cemaat el ele...

CHP, cemaat adına komisyonda meydan kavgası veriyor.

Yumruk yumruğa.

En son Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatının ders olarak konulduğu 4+4+4'e karşı kavga vermişti CHP...

Şimdi de HSYK için meydan muhaberesi veriyorlar.

Bizde askeri vesayetin en büyük dayanak noktası yargı vesayeti oldu.

Görülüyor ki cemaat vesayetinin en önemli dayanak noktasını da yine yargı oluşturuyor.

HSYK hem birinci derece mahkemeler, hem Yargıtay, Danıştay ve Bölge İdare mahkemeleri açısından, 'ana üs' işlevini görüyor.

Hükümet doğru yere çomak sokmuş.

AK Parti ile Gülen hareketi arasındaki gerilimde ilk sınav Meclis'teki HSYK oylaması olacak.

HSYK oylanırken kaç fire olacak?

Gülen hareketinin gücünü göreceğiz."