Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB ülkelerinin itirazlarına rağmen "sismik araştırmalar" yapan Oruç Reis gemisinin, AB ile yapılan görüşmelerin ardından limana çekilmesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Doğu Akdeniz'deki gerilimin çözümü için Türkiye'nin çabalarına Yunanistan'ın karşılık vermediğini savunan Çavuşoğlu, "Biz çok samimi şekilde Yunanistan ile var olan meseleleri çözmek için samimi tekliflerde bulunduk. İyi niyet gösterdik ama Yunanistan buna yanaşmadı" ifadelerini kullandı.

CNN Türk'te yayınlanan "Tarafsız Bölge" programında konuşan Çavuşoğlu, limana çekilen Oruç Reis gemisinin birkaç hafta içinde bölgeye yeniden döneceğini belirterek, "Gemilerde ve uçaklarda, hatta araçlarda rutin bakımlar var. Şimdi uçuş planınızı da yaparsınız ama periyodik bakımları yapmak durumundasınız. Sonuçta periyodik bakım zamanı geldiği zaman gemi limana gelir, açıklara gelir. Bakımı yapıldıktan sonra görev yerine döner. Yavuz ve Barbaros Hayrettin Paşa da bölgeye döndü çalışmalarını yapıyor. Bakım birkaç hafta sürer" şeklinde konuştu.

'FRANSA'NIN GÜNDEMİNE ALMANYA KATILMIYOR'

Avrupa Birliği ve Fransa'nın gerilime ilişkin yaklaşımlarını da yorumlayan Çavuşoğlu, "Fransa'nın kendi gündemi var ama Fransa'nın bu gündemine Almanya'nın katılmadığını görüyoruz. Ne kadar haklı olursak olalım Yunanistan ile Türkiye arasında bir tercih yapmaları gerekirse Yunanistan'ı tercih ederler. Objektif ülkeler var, Almanya'da bunların başında geliyor" dedi.

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşması özetle şöyle:

"Öncelikle Yunanistan'ın maksimalist davranışlarından vazgeçmesi lazım, Herkesle müzakere edebileceğimizi söylüyoruz. Yunanistan ön koşul koymaya başladığı zaman bizim de ön koşullarımız var. Bizim de ortaya koyacağımız tezlerimiz ve taleplerimiz var. Yunanistan'da koşullarımızı yerine getirmek zorunda. Biz Yunanistan ile var olan meseleleri çözmek için samimi tekliflerde bulunduk. İyi niyet gösterdik ama Yunanistan buna yanaşmadı.

'GEMİNİN PERİYODİK BAKIM ZAMANI GELMİŞTİ'

Enerji Bakanlığımız bir bölgede gemimizin ne kadar araştırma yapacağını söylüyor. Sondajda tahmin biraz daha farklı oluyor. Sismik araştırmada gemi doğudan batıya kuzeyden güneye giderek o kablolarla gemi röntgen çekiyor. Navtex'i bölge bölge yayımlamak durumundasın. 90 gün yaklaşık bu faaliyetler sürecek dedik. Gemilerde ve uçaklarda, hatta araçlarda rutin bakımlar var. Şimdi uçuş planınızı da yaparsınız ama periyodik bakımları yapmak durumundasınız. Sonuçta periyodik bakım zamanı geldiği zaman gemi limana gelir açıklara gelir. Bakımı yapıldıktan sonra görev yerine döner. Yavuz ve Barbaros Hayrettin Paşa da bölgeye döndü çalışmalarını yapıyor. Bakım birkaç hafta sürer.

'BİZİM HAKKIMIZ SAKLIDIR'

Rum kesimi ve Yunanistan yıllardır Mısır'la İsrail ile anlaşma imzalayarak kendi bölgelerinde değişik firmalara lisanslar vererek faaliyetlerine devam ettiler. Türkiye'yi dışlamaya çalıştılar. Baktık ki uyarılarımız bizim hiçbir şekilde dinlenmiyor, biz kendi sondaj gemilerimizle faaliyetlerimize başladık. Bizim haklarımızı yok saydıkları için bu adımları attık. Biz bu dönemde bile bizzat Cumhurbaşkanımız söyledi. Rum kesimi hariç herkesle oturalım. Cumhurbaşkanımızın Merkel'e söylediği gibi bizim hakkımız saklıdır.

Merkel daha sağduyu sahibi, yapıcı ve objektif, bizim haklı olduğumuzu teslim ediyor. Merkel her zaman göç konusunda da en kararlı duruşu gösterdi. Midilli'den de göçmenleri ülkesine alacak. Fransa'dan farklı bir tutum sergiliyor Avrupa'da. Fransa Avrupa'nın liderliğine oynuyor. Ortadoğu'nun da liderliğine oynuyor. 1, Barış Pınarı Harekatı, 2 Libya'da başarısız oldu. Hafter'e destek verdiler sahada başarısız oldular. Doğu Akdeniz'de yalancı duruma düştüler, NATO'da ispatlayamadılar. Bu tür tacizler NATO üyesi ülkelerin her türlü harekatı kaydedilir.

Fransa'nın kendi gündemi var ama Fransa'nın bu gündemine Almanya'nın katılmadığını görüyoruz. Ne kadar haklı olursak olalım Yunanistan ile Türkiye arasında bir tercih yapmaları gerekirse Yunanistan'ı tercih ederler. Objektif ülkeler var, Almanya'da bunların başında geliyor.

'YUNANİSTAN ADALARI SİLAHLANDIRIYOR'

Yunanistan Lozan'a ve 1947 anlaşmasına göre, silahsızlandırılmış adalardan bahsediyorum, şimdi Sakız Adası da bunlardan bir tanesi, dolayısıyla Yunanistan burada bir tatbikat yapacağını Navtex ile bildirdi. Bizde başka bir Navtex yayımlayarak bunun Lozan'ın ihlalini olduğunu bildirdik. Biz buna karşı uyarımız yaptık. Bizim dönemimizde bu adalar silahlandırılmış biz de AK Parti hükmetti olarak sessiz kalmışız gibi yorumlar var. Yunanistan 1960'tan sona bu adaları silahlandırmaya başlıyor ve Türkiye uyarılarda bulunuyor ve Yunanistan bunu hep inkar ediyor. Bunu 1974'te kabul ediyor. Hukuk dışı gerekçelerle Yunanistan buraları silahlandırdığını kabul ediyor. Bu adaların silahlandırılmasıyla ilgili Yunanistan geçmişte NATO'yu dahil etmeye çabası var. Biz hep buna itiraz ettik. Yunanistan uluslararası hukuktan ve mahkemelerden bahsediyor. Yunanistan burada 3 konuda rezerv koymuş, kendi güvenliği ile ilgili buraların silahlandırması, deniz yetki alanlarıyla ilgili Uluslararası Adalet Divanı'nın yargı yetkisin tanımıyor.

Biz bunu uluslararası toplumun gündeminde tutmaya devam edeceğiz. Görüşmelerin amaçlarından bir tanesi bu sorunu çözmektir. Ne olursa olsun, biz tabii ki itirazımızı yaptık. Kıbrıs'ta gelir paylaşımıyla ilgili bir mekanizmanın kurulması konusunda kime anlattıysak hak verdiler.

'BU MİLLİ MESELE DİYORLAR'

Doğruları söylemiyorlar, dürüst olmaları gerekiyor. Bu sorunları çözebilmemiz için samimi olma gerekiyor. Sevilla haritasından vazgeçmeleri gerekiyor. Görüşmelerde biz bunu gündeme getirince 'sizinle müzakere etmek istemiyoruz bu bir milli mesele' diyorlar. Bir kere silahlandırmıyoruz demesi de dürüst bir yaklaşım değil. 1974'te adaları silahlandırdıklarını söylediler. Türkiye'den bu adalara hiçbir şekilde saldırı olmadı. Türkiye'den askeri hamle gelecek olursa buradaki silahlandırmanın bir faydası olmaz. Tüm dünyanın bildiği konuda burada 'silahlandırmadık' diyorsa o zaman yapacak bir şey yok.

Yanı başımızda vermişiz adaları, geçmişteki anlaşmaları büyük başarı diye anlatmaya çalıştılar bizlere, ama maalesef görüyoruz... Yunanistan rutin bir görev değişimi olduğunu söyledi sonradan. Orada ağır silahlar var. Anlaşmaya uygun olmayan silahlar var. Sonuçta bazen gemilerle ve uçaklarla bu ihlali gerektiren adımlar atılınca tedbirlerimizi alıyoruz. Adaların fiili yapısıyla ilgili Kardak krizinden sonra adaların ihlal ve statüsünde değişiklik olmamıştır."