Başbakan Binali Yıldırım, AKP Kocaeli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yıldırım, "Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ'cülere görevi devretti. Ama yağma yok bu partinin adı AK Parti, Türkiye partisi, milletin partisi, pabuç bırakır mı? Bırakmaz. Biz de gereğini yaptık" dedi.

Marmara Depremi'nin 18'inci yıl dönümü olduğuna değinen Yıldırım, her yıl Gölcük'te yaşanan acıları hatırlamak, depremin oluşturduğu tahribatı canlı tutmak ve bundan sonraki yıllar için buna benzer acı olayların yaşanmaması için anma toplantıları düzenlendiğini dile getirdi. Yıldırım, depremde hayatını kaybedenlere rahmet diledi.

Yıldırım’ın açıklamaları şu şekilde:

"2002'de ülkenin içinde bulunduğu karanlık günlere bir güneş gibi doğan AK Parti'nin lokomotif şehrinin adı Kocaeli'dir. Kocaeli, 2002'de başlayan kutlu yürüyüşün en güzel temsilcisi olan şehrimizdir. Kocaeli, size bir teşekkürüm daha var. 16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliği için sandık başına gittiniz ve yüzde 56 'evet'le Türkiye için çok yüksek bir katılım gerçekleştirdiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum."

"Kalkınmada Türkiye'nin nereden nereye geldiğini hepimiz gördük, bir Türkiye'yi 3 Türkiye yaptık, Türkiye'yi 3'e katladık. Dış borçlarını ödeyemeyen, IMF borcu altında adeta can çekişen bir ülkeden bugün sadece dışarıda ihtiyaç sahiplerine yılda 6 milyar hibe destek yapan bir Türkiye haline geldik. Dünyadaki bütün dış desteklerde ABD'den sonra ikinci ülke Türkiye.

"Bir şeyi daha gerçekleştirdik. O da vesayetlerle, kumpaslarla, engellerle mücadele etmek. Adeta şeytan taşlamaktan vakit kaldıkça yol yaptık, havaalanı yaptık, tünel yaptık, hızlı tren yaptık, hastaneler yaptık, adliye sarayları yaptık; tarımda, ekonomide, turizmde, sosyal desteklerde çığır açtık.

"15 yılda neler oldu hafızamızı tazeleyelim. AK Parti iktidara geldi, 'Tek başına iş başına', 'Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın', 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik ve iktidara geldik. Ancak gördük ki iktidarı bize veren bu millet, Ankara'ya gönderdi, Ankara'da gizli ortaklarımızın olduğunu gördük.

"Milletin ayağına gitmeyen, milletten destek isteme zahmetine katlanmayan vesayet odakları, Ankara'da AK Parti'nin önünü kesmek, hızını azaltmak için kıyasıya mücadele etti. Cumhurbaşkanı seçilecek, Türkiye'nin en büyük partisi Cumhurbaşkanını seçemiyor, 363 milletvekiliyle Cumhurbaşkanını seçtirmiyorlar. Neymiş '367 vekil Meclis'te olması lazım'mış. Yeni bir icat; maksat Cumhurbaşkanını seçtirmemek. Bu da yetmezmiş gibi elektronik muhtırayla, bildirgeyle AK Parti iktidarına ayar vermeye çalıştılar, ama yanlış adrese geldiler. O gelen elektronik bildirgeyi iadeli taahhütlü olarak sahiplerine geri gönderdi AK Parti ve dedi ki 'Ey arkadaşlar, biz talimatı düsturu sadece milletten alırız, halka hesap veririz, hakka hesap veririz. Bu vesayet odaklarının uslanacağı yok. 'Cumhurbaşkanını vekiller seçemezse, asıllar seçer' dedik, millete geldik. Kocaeli ne dedi? Cumhurbaşkanının doğrudan seçilmesine yol verdiniz."

"Bu sefer ne yaptık? Dedik ki 'Biz Anayasa'yı değiştireceğiz. Bu yargı vesayetini de ortadan kaldıracağız.' Bunu da gerçekleştirdik, ancak bir baktık ki başka bir tehlike söz konusu. Bu sefer 15 Temmuz'un FETÖ teröristleriyle karşılaştık, FETÖ'cüler bu sefer önümüze çıktı. Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ'cülere görevi devretti. Ama yağma yok bu partinin adı AK Parti, Türkiye partisi, milletin partisi, pabuç bırakır mı? Bırakmaz. Biz de gereğini yaptık.

17-25 Aralık yargı darbesi, gezi olayları... Gezi olaylarında 'Mesele ağaç meselesi değil' diyor, 'Mesele AK Parti iktidarını iş başından uzaklaştırmak, Recep Tayyip Erdoğan'ı tarih sahnesinden silmek'. Ama ne oldu? Niye gezi olayları başlatıldı? Türkiye'de faizler 100 yıl sonra yüzde 4,6'ya inmiş, IMF ile borç sıfırlanmış, dünyanın en büyük havalimanının ihalesi gerçekleşmiş ve üçüncü köprünün ihalesi gerçekleşmiş, Türkiye her bakımdan büyümede dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmiş, bu durum bazılarının tabii ki keyfini kaçırdı rahatsız etti. Çare AK Parti iktidarını uzaklaştırmak, tekrar Türkiye'yi o güçsüz, vesayetlerin musallat olduğu bir ülke haline getirmek. 'Yağma yok, sizlerin kuru gürültüsüne pabuç bırakmayız'. dedik."