HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, OHAL kapsamında muhalif kanalların kapatılması ve OHAL sürecinin uzatılması sürecine  ilişkin açıklamalarda bulundu.

Baluken, "Fiili bir Türk işi başkanlık sistemi OHAL maskesi altında Erdoğan ve AKP tarafından tüm topluma dayatılmaya çalışılıyor. CHP'nin de kendi pozisyonunu hızla gözden geçirmesi gerekmektedir. Bugün OHAL üzerinden fiili bir rejim değişikliğinden bahsediyorsak, bir diktatöryel yeni yönetim anlayışından bahsediyorsak, bunun en büyük sorumlularından birisi CHP'dir. CHP çıkıp açık bir şekilde Türkiye'yi bu fiili rejim değişikliğine götüren kirli ittifakın içerisinde yer alıp almayacağını mutlaka açıklamalıdır."dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

HDP’nin çağrılarına AKP'nin savaş ve darbe iradesiyle cevap verdiğini savunan Baluken, "Dün MGK'de bir kez daha OHAL'in uzatılması kararı alınmıştır. Bu tavsiye falan değildir. MGK'de Türkiye'nin temel politikaları belirleniyor. Bakanlar Kurulu sadece MGK'nin vermiş olduğu emirleri yerine getiren bir emir eri pozisyonu haline getirilmiştir" ifadelerini kullandı.

'AKP TÜRKİYE’Yİ FİİLİ BİR DİKTATÖRLÜK SİSTEMİNE GÖTÜRMEK İSTİYOR'

OHAL adı altında demokrasi, barış ve emek mücadelesi yürütenlere karşı büyük bir saldırı gerçekleşeceğini ifade eden Baluken, "AKP, iktidara gelirken kaldırma sözü verdiği darbe kurumlarının arkasına saklanarak OHAL rejimi üzerinden Türkiye'yi fiili olarak bir diktatörlük sistemine götürmek istemektedir. AKP OHAL'i kaldırmakla övünüyordu. Son seçimler öncesi Türkiye'nin dört bir yanındaki billboardlarda AKP'nin 'OHAL kalktı, baskılar bitti, köyümde özgürce yaşıyorum' şeklinde hazırladığı afişler vardı. Bugün AKP OHAL'i Türkiye'ye geri getirmekle kalmadı, zamanı belirsiz bir şekilde bir diktatörlük rejiminin aracı yapmaya çalışmaktadır" diye konuştu.

OHAL'in uzatılma sebebini değiştirilen fiili rejimin Erdoğan tarafından sürdürülmek istenmesi olarak değerlendiren Baluken, "OHAL uygulamaları ile bir fiili rejim değişikliğine gidilmiştir. Fiili bir Türk işi başkanlık sistemi OHAL maskesi altında Erdoğan ve AKP tarafından tüm topluma dayatılmaya çalışılıyor" dedi.

‘CHP TUTUMUNU AÇIKLAMALIDIR’

OHAL uygulamasının derhal kaldırılması, bu süreçte devreye girmiş tüm KHK'lerin hızla geri çekilmesi gerektiğini belirten Baluken, şöyle konuştu:

"Burada görev bütün demokrasi ve barış güçlerine, özgürlüklerden yana olan tüm toplumsal dinamiklere düşüyor. Demokrasiden, özgürlüklerden, barıştan ve emekten yana olan tüm toplumsal kesimlerin, tüm STK'ların, DKÖ'lerin ve siyasi partilerin mevcut durumlarını gözden geçirmesi ve buna denk düşecek bir mücadele hattı, bir siyasi hat ortaya koyması son derece önemlidir.

Bu anlamıyla CHP'nin de kendi pozisyonunu hızla gözden geçirmesi gerekmektedir. Bugün OHAL üzerinden fiili bir rejim değişikliğinden bahsediyorsak, bir diktatöryel yeni yönetim anlayışından bahsediyorsak, bunun en büyük sorumlularından birisi CHP'dir.

CHP gerek Saray'ın arka kapılarında yürütmüş olduğu gizli pazarlıklar gerekse de milliyetçi mesajların verildiği Yenikapı'daki mitingde olduğu gibi, Baluken, OHAL adı altında demokrasi, barış ve emek mücadelesi yürütenlere karşı büyük bir saldırı gerçekleşeceğini söyledi. CHP çıkıp açık bir şekilde Türkiye'yi bu fiili rejim değişikliğine götüren kirli ittifakın içerisinde yer alıp almayacağını mutlaka açıklamalıdır."

' YAYIN KURULUŞLARININ KAPATILMASI '

"Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiği bir dönemde demokrasiyi dillendiren barışı dillendiren, emeğin hakkını dillendiren ya da ana dilde yayıncılıkla ilgili misyonunu yerine getiren yayın kuruluşlarının kapatılması tarihe büyük bir kara leke olarak geçmiştir.

Jiyan TV, BM'nin yok olmakta olan diller statüsüne dahil ettiği ve koruma altına alınması gereken bir kültürel miras olarak tanımladığı Kürtçe'nin Zazaca lehçesinde 24 saat yayın yapmaktaydı. BM'nin koruma listesine aldığı Zazacayı belli ki Erdoğan bir tehlike olarak değerlendirmektedir.

Kürt çocuklarının kendi anadillerinde çizgi film izlemiş olduğu Zarok TV'nin de kapatılması Kürtçeye karşı Erdoğan'ın ve AKP'nin duymuş olduğu korkunun hangi boyutta olduğunu ortaya koymaktadır.

Erdoğan ve AKP Kürt çocuklarının kendi ana dillerini öğrenmesinden korkuyor. Bundan sonra anadille ilgili Türkiye'de var olan bütün kazanımlara yönelik saldırılarda bulunacağını tüm topluma göstermektedir.

AKP'nin uyguladığı fiziksel soykırım operasyonuna yeni bir kültürel soykırım halkası eklendiğini çok rahat ifade edebiliriz"

(Kaynak: DİHA)