MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart 2019'da yapılması planlanan yerel seçimlerde AKP ile ittifak arayışlarının kalmadığını söyledi. Bahçeli daha sonra "Cumhur İttifakı devam ediyor" dedi.

Bahçeli, "Parti olarak mahalli idareler seçimlerine yönelik ittifak arayışımız artık kalmadı. Oyalamaya, ümitlerle oynamaya gerek yoktur. Kendi yolumuzu yalnızca kendimiz çizeceğiz. Kendi adaylarımızla katılıp Türkiye'nin her seçim bölgesinde yer alacağız" diye konuştu.

Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"İçinden geçtiğimiz, içinde kontrolsüzce sürüklendiğimiz zamanda insanlık 4. endüstri devrini yaşamaktadır. Teknolojik sıçramalar ahlaki ve sosyal gelişmelerin önündedir. İnsanlık 5. toplum aşamasına süper akıllı toplum evresine geçmiştir. Süper akıllı toplum aşamasına geçilse de muhatap olunan sorunlar artmıştır. Çağımızın değerleri hıyanet çarkındadır. Yalan revaçtadır. İhanet taltif görürken, sadakat telin edilmektedir. Bu düpedüz mankurtluktur. Hem imandan bahsedip hem şöhret batağına saplanmak iffetsiz bir gafilliktir. İslam adalet, barış dinidir.

Bugün İslam toplumları akıl, adalet, merhametten uzaklaşarak yozlaşmanın pençesinde düşmüşlerdir. Empati ve erdem damarları kurumuştur. Yemen'de 13 milyon kişi karnını doyuracak imkandan yoksundur. İslam ülkelerinde milyonlarca insan yerinden kopmuştur. Yerin altı zengin, yerin üstü harap haldedir. Bu tablonun neresinde efendimizin mesaj ve ilkeleri vardır? Yaşananların neresi İslamın tevhid inancının hükümlerine uygundur. Var olan kördüğüm nasıl çözülecektir. 

"CİNAYET PRENSİ İŞARET ETMEKTEDİR"

Günlerdir Cemal Kaşıkçı'yı konuşuyoruz. Yapılan yorumları, görüşleri duyuyoruz. Kaşıkçı uluslararası krize dönüşmüştür. Suudi Arabistan yönetimi Kaşıkçı'nın kayboluşundan 18 gün sonra çıkan bir arbedede hayatını kaybetmiştir. Boğulduğu, cesedinin gizemli adli tıp uzmanı tarafından parçalandığı ileri sürülmüştür. Ortada bir vahşet, karşımızda bir cinayet vardır. Cesedinin nereye gömüldüğü belli değildir. Ancak tüm oklar veliaht prensi işaret etmektedir.

"MUTLAKA CEVAPLANMASI GEREKEN SORULAR VAR"

Sayın Cumhurbaşkanı'nın bugün yapacağı açıklamalar kafa karışıklığını telafi edecektir. Bizim için muamma olan ilişki ağları ve mutlaka cevaplanması gereken sorular vardır. Evlilik belgesinin Washington'da verilmeyip İstanbul'a yönlendirilmesi hangi karanlık akla hizmet etmektedir? Neden İstanbul seçilmiştir? Sadece muhalif kimliğinden mi hedef alınmıştır? Başkonsolos tıpkı papaz gibi ülkesine nasıl dönebilmiştir? Suç mahali Türkiye'dir, yargı sahası da Türkiye olacaktır. Kimlerin dokunulmazlık zırhından istifade edeceği bellidir. Kaşıkçı cinayetinin sır perdesi aralanmalıdır. Katillerin, azmettiricilerin, Türkiye üzerindeki hesapların netlik kazanması mecburdur. Kim dost kim düşman bilelim. Türk milletinin sabrını hiç kimse hafife almasın. 

"VERDİĞİMİZ SÖZÜ UNUTMAYIZ"

Bizim için verilen sözler dönemsel değildir. İlkelerimiz, ülkülerimiz vardır. Dik başlıyız, tok başlıyız, bozkurt duruşluyuz. yalan nedir bilmeyiz. Gerçekleştirilmeyi bekleyen hayallerimiz, tutulmayı bekleyen vaatlerimiz, kucaklanmayı bekleyen geleceğimiz vardır. Vuslat şafağı bir gün sökecektir. Verdiğimiz bir sözü unutmayız, unutamayız. Ne söylediysek arkasında dururuz. Tutarlıyız, temkinliyiz. Başımızı öne eğecek, yüzümüzü kara çıkartacak hiçbir ilişki ağının içinde olmadık. 

Töre varsa devlet vardır. Töre yani adalet devletin gücü demektir. Ne söylemişsek töreye uygundur. Adaletin ruhuyla örtüşmektedir. 24 Eylül Pazartesi günü TBMM'ye sunduğumuz kanun teklifi bir af değildir. Toplam 7 maddeden oluşmaktadır. Maksat ve muradımız halishanedir. Kanun teklifimizin 3. maddesinde hangi suçları istisna tuttuğumuz açıktır. Teklifimizin arkasındayız. Gevşeme yok, vazgeçme yok, geri dönüş yok. Kanayan, kangrene dönmesi an meselesi olan bir meseleye parmak bastık. Teklifimizi cezaevleri boşalsın diye vermedik. Kader mahkumlarının elinden tutulmasını bekliyor, Gazi Meclis'e güveniyoruz.

Bizim cezaevlerini boşaltmak için böyle bir teklif yaptığımızı söyleyenler ya ne dediğimizi anlamıyor ya da safa yatıyorlar. 2006'da doğru olan 2018'de niye yanlış olsun? 'Cezaevlerini boşaltmak istiyorlar' demek, teklifimizi sulandırmak haksızlıktır, günahımıza girmektir. Yaptığımız vicdanımızın sesini dinlemektir. Cezaevlerinden uyuşturucu suçundan toplam 50 bin 386 kişi bulunmaktadır. Bizim teklifimizi uyuşturucu eksenine endekslemek insafsızlıktır. Pişmanlık göstermeyelim mi? İstisnalar hariç cezaevlerinde bulunanlar insan değil midir? Onların topluma karışma hakkı yok mu? Hepsini vagonlara doldurup sürgüne mi yollayalım? Bunları topluma kazandırmak için siyaset sorumluluk almasın mı? Sokak araları uyuşturucu kullanan çocuklarla doludur. Uyuşturucuyla MHP'yi yan yana getirmek cehalet değilse, cinayettir. Bunları geçtik de uyuşturucu baronlarını konuşan yoktur. Bu işten servet kazanan şerefsizlerin üzerine giden yoktur. Ne isteniyor garibanlardan? Gün yüzüne çıkmak onların hakkı değil mi? Baronların yakasından tutalım, siyasetten iş dünyasına kadar uyuşturucu tacirlerine dünyayı dar edelim. Buna destek vermeyen bin defa lanet olsun.

"ARTIK İTTİFAK ARAYIŞIMIZ KALMADI"

Biz teklifimizi sunduk, karar TBMM'nindir. Kararlarına saygı duyarız ancak MHP tekliften asla taviz vermeyecek. Özgürlük bir insan hakkıdır. MHP olarak kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız.

Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, yok sayılmasıyla ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak daha diğer tarafın dayatmasıyla, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Hiçbir ittifak çatladı, çatlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ettiremeyecektir. AK Partisi içinde ittifakı dinamitlemek isteyenler taklalar atabilirler. Yasal zemin aramaya son vermenin vakti gelmiştir. Parti olarak mahalli idareler seçimlerine yönelik ittifak arayışımız artık kalmadı. Oyalamaya, ümitlerle oynamaya gerek yoktur. Kendi yolumuzu yalnızca kendimiz çizeceğiz. Kendi adaylarımızla katılıp Türkiye'nin her seçim bölgesinde yer alacağız. MHP'nin yarım asırlık mücadelesinde millet anlayışı uzaklaştırıcı olmamıştır. Kültürel eksende 'Ne mutlu Türk'ün diyecek' eksende yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda millet kavramı birleştiricidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları eşittir. Partimiz ülkemizde yaşayan kardeşlerimizi Türk milleti kavramı içerisinde kucaklamaktadır. Kültürlerin üst kimlikle buluşması asıl ve esastır.