CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, hükümetin referandumdaki 'Evet' oylarını artırmak için dışarıda düşman yaratma uğraşına girdiğini söyledi.

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, Cumhuriyet gazetesinden Kemal Göktaş'a verdiği mülakatta, referandum ve Türkiye ile bazı Avrıupa ülkeleri arasında yaşanan gerilimi değerlendirdi. Cihaner, " Tarihin gördüğü en anti demokratik iktidara bir düşünce özgürlüğü mağduriyeti payesini vermememiz lazım" dedi.

"Sizce referandumda ne çıkacak?" sorusu için Cihaner şunları söyledi:

"Eğer 'hayır'ı savunanlar arasında çok radikal, fahiş bir taktik hata yapılmazsa, ana yönelim belli. AKP'nin çıkarmak istediği yapay marazalardan uzak durup, olayın teknik boyutunu anlatarak, bunun yaratacağı sorunları yurttaşlara anlatarak 'hayır'ı büyütmek gerekiyor. Ama bu arada fahiş bir hata olmazsa 'hayır'ı savunanlar arasında ya da 7 Haziran — 1 Kasım arasında olduğu gibi Türkiye toplumunun siyasi davranışını etkileyecek ağır bir travma olmazsa, travmaya yol verilmezse, travma yaratılmazsa ben hayır'ın çıkacağını düşünüyorum. Ama herhalükarda cin şişeden çıkıyor. Popüler kültürden alıntı yapayım: Winter is coming!

Cihaner, "Almanya ile başlayan gerilim Hollanda’nın son kararları ile iyice tırmandı. Bu durumun referanduma etkisi ne olur?" sorusu için şu değerlendirmelerde bulundu:

"Özellikle antidemokratik, despotik hükümetlerin krizlerden 'milli çıkar' söylemi ile çıkma stratejileri eski bir hikayedir. İç politikadaki gözü kara hamlelere rağmen düşman yaratmadaki başarısızlıkları gözlerini dışarıya çevirmelerine neden oldu. Şimdi herkesi etraflarında toplanmaya çağırıyorlar ama ne için? Tabii ki ‘Evet’ için… Bu tuzağa düşülmemesi gerekir. Bu aldatmacaya ‘Bayrak etrafında toplanma/yarış etkisi’ (rally around the flag effect) deniyor.

Hiçbir olgusal karşılığı olmayan bu yapay ve zorlama kriz doğrudan iç politika hamlesidir. Tüm propaganda aygıtlarıyla hayır diyenlere terörist, çukur, vs. derken içeri atarken, yasaklarken dönüp utanmazca bizleri 'bayrak etrafında toplanmaya' çağırıyorlar. Bir kez daha bayrak aracılığıyla yanlışların üstünü örtmelerine yardım etmemek gerekir. Asıl ‘milli çıkarlara ihanet’, bakanların engelleneceklerini bile bile bu sorunu çözmeden Avrupa ülkelerine gitmeleridir. Sorunu çözmeden gittiklerine göre, demek ki bakanların istedikleri budur. Ama olan orada yaşayan yurttaşlarımıza ve ulusal onurumuza oluyor. Sanırım hiç bir dönem hiç bir ülke bu kadar aşağılanmamıştır."

'UMARIM BU APTALCA TAKTİKTEN VAZGEÇERLER'

"AKP’lilerin mağduriyet üretmek yerine şapkalarını önlerine koyup ‘Bizim etkinliklerimize niye bu kadar şüpheyle yaklaşıyorlar?’ diye düşünmeleri lazım. Referandumda birkaç puan çıkarırsanız ama sonra ne olacak? Referandum geçecek ve Nazi suçlaması yaptığınız Alman toplumuyla oradaki yurttaşlarımız baş başa kalacak. Hollanda’yla kriz çıktı, sırada Avusturya var. Anlaşılıyor ki ciddi bir sorun var. Bu sorunun bir kere ortaya konulması lazım.

Türkiye’nin ticaretinin yüzde 70’ini AB ülkeleri ile yapıyor. Şunu görüyor olmaları lazım. Özellikle Gezi’den bu yana artan yabancı düşmanlığı, her şeyin altında İngiltere, Almanya, üst akıl, Belçika’yı filan aramaları topluma nasıl bir yabancı düşmanlığı olarak yansıyor? Bunun yurt dışında da karşılık bulduğunu ihmal ediyorlar. Siz bir Alman yurttaşı olsanız, Türkiye cumhurbaşkanının sabah akşam sizi suçlamasına ilişkin ne düşüneceksiniz? Bunun sizin tercihlerinizde yer etmemesi mümkün değil. Bunun turizmden tutun, ticarete kadar, orada entegre olmaya çalışan yurttaşlara kadar yansımaları olacaktır. Orada çok büyük sorun var. Umarım bu aptalca taktikten vazgeçerler."

'TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN ANTİ DEMOKRATİK İKTİDAR'

"Burada bizim de Almanya'yı, Hollanda’yı ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü açısından eleştirenlerin de dikkatli bir dil kullanması lazım. Tarihin gördüğü en anti demokratik iktidara bir düşünce özgürlüğü mağduriyeti payesini vermememiz lazım. Bu olayları değerlendirirken herkesin Türkiye'deki yasaklar ve çifte standartları hatırlatarak konuşmaya başlaması lazım."