Başbakan Erdoğan seçimlerden sonra Meclis'te ilk grup konuşmasını yaptı. Erdoğan'ın hedefinde muhalefet partileri ve isim vermese de Gülen cemaati vardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 'ağzından salyalar akıyor'diyen Erdoğan, 'Çıksınlar balkondan nasıl kaybettiklerini açıklasınlar' dedi. Erdoğan konuşmasında twitter ve YouTube yasağına da değindi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Meclis'te grup toplatışında konuşuyor.

30 Mart seçimlerini geride bıraktık. 13 yılda girdiğimiz 8’nci seçimi de tartışmasız bir zaferle kazandık. Gerçekten çok zorlu bir seçim sürecinden geçtik. En meşakkatli seçimini yaşadık. Büyük Türkiye’den rahatsız olanların, Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyenlerin kirli ittifak yaptıkları, ahlak dışı kampanya yürüttükleri seçim sürecine şahit olduk. Gezi olaylarından başlayarak demokrasinin ekonomi ve dış politikanın yani büyüyen Türkiye’nin acımasızca hedef alındığını gördük.

Hedef hükümetimizden çok AK Parti’den çok Türkiye’ydi. Türkiye’nin birliği kardeşliği ülkemizin hedefleriydi. Her yöntemi kullandılar. Terörü vandallığı faşizmi ırkçılığı nefret ve ayrımcılığı en azami şekilde kullandılar. Yaşam tarzlarını inançları mezhepleri acımasızca istismar ettiler. Uluslararası platformlarda yatak odalarına girip görüntüleri kaydetmeye kadar insaf dışı her yöntemden medet umdular.

'ASLA UNUTMAYACAĞIZ'

Biz bu yaşananları asla ve asla unutmayacağız. Arkadaşlar bu ülkede birileri gittiler, terör örgütlerini silahlı eylem yapma yönünde teşvik ettiler. Dağa mesaj gönderenler oldu. Silahları elinize alın diye çağrı yapanlar oldu. Eli kanlı terör örgütlerini Ankara’da İstanbul’da sokaklara dökmek için her türlü teşviki her türlü tahriki yaptılar.

Ekonomiyi durdurma çağrısı yapanlar oldu. yatırımcılara Türkiye’ye gelmeyin diye akıl verenler oldu. Türkiye’nin uçağı düşürüldüğünde saldırganların yanında yer aldılar. Suriye’deki Türkmenlere yardım malzemesi götüren TIR’ların önünü kesecek kadar büyük bir ihanetin içinde yer aldılar. Bu ülkenin dışişleri bakanı MİT müsteşarı genelkurmay ikinci başkanı son derece önemli bir görüşme yaparken kaydettiler servis ettiler.

Binlerce kişinin telefonlarını hukuksuzca dinlediler. Mahrem görüşmelerini ahlaksızca yayınladılar. Ben gazeteciyim, köşe yazarıyım diye çıkanlar, devletin sırları üzerinden haftalarca ahlaksız bir şekilde yorum yaptılar.

İnsanların iffetini namusunu şerefini aile yaşantısını kurdukları kurtlar sofrasına meze yapıp tüketmenin mücadelesini verdiler. Bir süre sonra fırlatacak bir şey bulamayınca kendi şereflerini namuslarını haysiyetlerini dahi gözden çıkarıp onları bile fırlatmaktan çekinmediler. İnsanların vefat etmiş annelerine hakaret etmekten tutun, milleti aşağılamaya kadar, ahlaksızlığın alçaklığın her çeşidini sergilediler. Anketlerle manipülasyon yaptılar. 30 Mart akşamından itibaren postal gitmiş haber ajanslarını da kullanarak sonuçları çarpıtmaya çalıştılar. Kendi yenilgilerini konuşmak yerine günlerce hile iddiaları üzerinden sokakları kan gölüne evirmenin hesabını yaptılar.

Evet bunları biz asla unutmayacağız. Bu ihaneti alçaklığı asla unutmayacak. O atılan manşetleri unutmadık unutmayacağız. Basın ahlak ilkeleri ayaklar altına alınarak, manşetlerin sütunların köşelerin vahşilerin elindeki mızrak gibi nasıl kullanıldığını asla unutmayacağız. Muhalefet partilerin hainlerle yaptığı işbirliğini asla unutmayacağız.

Utanmadan sıkılmadan bizim kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşmasını yapmamızı istediler. Bütün yapılanları sineye çekecektik. İnsana yakışmayan o alçakça ahlaksızca saldırıların üzerine güya üzerini çizecektik. Hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edecektik. Bizden her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Hayır, beyler biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. Biz bu yapılan ihaneti alçaklığı sineye çekmeyeceğiz.

Açık açık söylüyorum. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, ihanet casusluk ve edepsizlik asla karşılıksız kalmayacak. Buradan açık açık söylüyorum 30 Mart çok ama çok önemlidir. 30 Mart vesayet defterinin dürüldüğü tarihtir. Kibir abidelerinin artık yıkıldığı tarihtir. Bir mürebbiye edasıyla kendini beğenmişlikle milleti terbiye etme küstahlığına girişen imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir.

'ÇIKSINLAR BALKONDAN ÖZÜR DİLESİNLER'

Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun bunu CHP yapsın. Buyursun bunu MHP yapsın. Çıksın bunu BDP yapsın. Çıksınlar balkondan özür dilesinler.

İşte daha bu sabah MHP’nin genel başkanı çıkmış hala adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor. Bir yılı aştı isimlerini ağzıma almadım. Seçim kampanyasında zaman zaman almak durumunda kaldım. Demek ki bunlar başka dilden anlıyorlar. İnsanlara akıllarının anlayacağı şekilde hitap etmek durumundayız.
Çıksınlar balkona nasıl kaybettiklerini izah etsinler. Yandaşları çıkıyorlar, dedikleri şu “Erdoğan 55 niye alamadı, 55’e karşı kendini izah etmek durumunda” Bize bunu söyleyenler kalkıp da genel müdüre neden bunu söylemiyorlar “Sen niçin 73’ü alamadın” niye demiyorlar?

Gelip bize akıl vermeye kalkıyorlar. Sizin bu kadar aklınız varsa onu kendinize saklayın da bu ülkede birinci parti olun. Milletimiz bize ne diyor? Yürü biz sizin arkanızdayız diyor. Ne diyor? Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan diyor. Bizde şu anda yürüyoruz. Biz balkon konuşmasını milletimizin diliyle sandıkta yaptık. Zaten bize de sandıkta alınan netice yaraşır. Eğer yürekleri yetiyorsa, şimdi CHP, MHP, BDP çıksınlar 77 milyonu kucaklayan bir konuşma yapsınlar.

'MİLLETİMİZ DİKTATÖRLERE BU KADAR SEVDALI MI?'


Utanmadan hala bize diktatör diyor. Bizim milletimiz diktatörlere bu kadar sevdalı mı ya. Nasıl oluyor da gelip partimizin peşinde? Bize diktatör diyen o kalemlerin bu koltuğuna gömülenlere söyleyecek bir çift sözü olmadı. İdeallerini arkadaşlarını satıp CHP’ye oy vereceğini ilan eden gazeteciler acaba CHP’ye hesap soracaklar mı?
Burada şu hususun altını özellikle çiziyorum. Aziz milletimiz gezi olaylarının iç yüzünü gördü 17 ve 25 Aralık darbe girişimini gördü. Gerçek niyetini çok iyi anladı. Ancak milletimiz sabretti. Gezi olayları karşısında sabretti. 17 ve 25 Aralık darbe girişimi karşısında sabretti. Adeta dişini sıktı. Allah’a hamdolsun bütün tahriklere rağmen milletimiz sokağa çıkmadı. Saldırılara karşılık vermedi. Oyuna gelmedi, tuzağa düşmedi.

Önce miting meydanlarında milletimiz gövde gösterisini yaptı. Ardında sandıkta söyleyeceğini çok net söyledi. Bu mesajı CHP alamadı MHP alamadı BDP alamadı. En önemlisi halkımız bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi.

Vatana ihaneti ajanlık faaliyeti artık tescillenen bu yapının tasfiyesi için millet bize yetki verdi. tekrar ediyorum, yapılan ihaneti asla unutmayacağız. MİT TIR’larına yapılan saldırıyı, en gizli görüşmeyi yayınlamasını, şahsıma aileme arkadaşlarıma yapılan saygısızlıkları asla sineye çekmeyeceğiz. Sorumluların hepsi yargı önünde hesap verecekler.

Kendi paralel yargıları önünde değil milletin yargısı önünde hesap verecekler. Hukuk dışı ekonomik faaliyetin tamamını inceleme altına alacağız. Kayıtsız şeklinde toplanan paralarında, haraçların da hesabı tek tek sorulacak.

Buradan halkımıza çağrı yapıyorum. Bu paralel yapının bu şekilde kayıtsız para toplamasına, samimi duyguları istismar etmesine artık müsamaha göstermeyelim. Elinizdeki bilgileri lütfen bizimle paylaşın diyorum. ve unutmayın namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça başarıyı elde edemeyiz.

'KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYACAĞIZ'

Yolsuzluklar konusunda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı tekrar ilan etmek istiyorum. Biz yola çıkarken 3Y ile mücadele dedik. Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk. AK Parti yolsuzluklarla mücadele kararlılığıyla iş başına gelmiş 12 yıl boyunca bunu sürdürmüştür. Samimi her iddiayı ciddiye alırız, ciddi her iddianın üzerine kararlılıkla gideriz. Bu konuda da hiç kimsenin endişesi olmasın. Her iftiraya da boyun eğecek değiliz. Bu işi malum ana muhalefetin genel müdürü iyi başarıyor. Hayatı bu tezgahlarda geçmiş. Biz seni 3,5 yıllık o koalisyon hükümetinle ilgili yapınla iyi biliyoruz.

Yüce divanla sizler yargılandınız. Aklandık diyeceksiniz, bırakın onları. Şimdi yavuz hırsız ev sahibini bastırılmış diye attığınız adımları görüyoruz. İkinizde bunu yapıyorsunuz. Bununla milleti aldatacağız zannediyorsunuz. Rahşan affıyla kurtulan bir kişi durumundasınız. Yolsuzluk klasörü önünde poz verdiğin kişiye ne oldu? İstanbul’da tarihi bir tokadı Osmanlı tokadını yediniz.

Şimdi ne yapıyorlar? Arada yaklaşık 700 bin fark var acaba iptal ettirebilir miyiz? Mantık bu kafa yapısı bu. Her seferinde bu millet size bu tür adalet tokadını atmaya devam edecek.
Paralel yapının algı operasyonlarına göz yumacak değiliz. Her iddianın da incelenmesinden kaçınmayacağız. TBMM’nin iddiaları soruşturmasını bizzat iddiaların hedefi olan arkadaşlarımız istedi. Gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacağız. AK Parti genel merkezinde resmi olmayan sonuçlara göre veriler değerlendirildi.

AK Parti 2004 yerel seçimlerinden yüzde 41,7 oranında oy almıştı. 2009’da oy oranımız yüzde 38,4 olarak gerçekleşti. 30 büyükşehir başkanlığı ile 51 ildeki, oy oranımız yüzde 45,5 oldu. Geçerli 45 milyon oyu 20 milyon 540 binini AK Parti aldı. CHP yüzde 27,8 ile 12 milyon 500 bin oy aldı. MHP yüzde 15 ile 6 milyon 871 bin oy aldı. BDP’de yaklaşık 2 milyon oy aldı.

CHP ve MHP oylarını topladığınızda AK Parti’nin oylarına yetişemediğini görürsünüz. Yani AK Parti, CHP ve MHP’nin toplamından daha fazla oy oranına ulaşmıştır. AK Parti rakiplerine açık ara fark atmıştır. Bu verilerde seçimin yenilenmesi kararını alan Ağrı’yı dışarda tutuyorum. Türkiye genelinde 1394 belediyenin 823 tanesini AK Parti adayları kazanmıştır. 30 büyükşehirden 18’ini, yani yüzde 60’ını AK Parti kazanmıştır. Geriye kalan 51 ilden 30’unu yine AK Parti almıştır. 919 ilçeden 562’si yani yüzde 61’i yine AK Parti’de.

Daha neyi konuşuyorsunuz ya? Siz nasıl köşe yazarısınız ya? Siz nasıl yorum yapıyorsunuz ya? Sosyal değerlendirmeden vazgeçtiniz, psikolojiden vazgeçtiniz. Hiç değilse iki kere ikinin dört olduğunu anlayın ya. Ama etmeyecek, bakın yedi ilde, Bayburt, Gümüşhane, Kocaeli, Ordu, Sakarya’da AK Parti tüm ilçeleri kazandı. Antalya, Artvin, Balıkesir, Gümüşhane, Ordu ve Uşak daha önce bizde değilken 30 Mart’ta AK Parti’yi tercih ettiler. AK Parti 81 vilayetin 48’inde birinci parti. 29’unda ikinci parti, sadece dördünde üçüncü parti olmuştur. Boş yok her yerde derece var.

10 gündür CHP’nin Ankara’daki MHP’li adayı hezimeti gölgelemeye çalışıyor. Yenilgiyi hazmetmek gerekir. Çok bağırmakla hile var diye iftira atmakla yalan söylemekle seçim kazanılmaz. Hele hele Pensilvanya’nın medyasına, ajanslarına sırtını dayayıp insanları sokağa dökmekle seçim hiç kazanılmaz. Ankara’da hile var dediler, itiraz ettiler. Bazı sandıklar sayıldı AK Parti’nin oyları daha da arttı.

Şimdi hemen süratle, yapacağımız iş şu. Deneyimli büyükşehir belediye başkanlıklarımız, merkez almak suretiyle yeni büyükşehir belediyelerimiz, diğer il ilçe belde belediyelerimiz ile yeni bir eğitime inşallah onları alacağız. Bu sabah çıkmış. İşçi ne yapıyor, emekli ne yapıyor, sanayide durum nedir, hala bizi eleştirmeye kalkıyor. Açıklanan rakamlardan da bihaber. Üretimdeki artışlardan bihaber.

'SAYGI DUYMUYORUM'

Twitter, YouTube ve Facebook gibi uluslararası şirketlerin kuralsız biçimde Türkiye’ye yönelik saldırılarda araç olarak kullanıldığını herkes gördü. biz özgürlükleri kısıtlamak gibi bir yaklaşımın içinde olmadık. Biz niçin okullarda hedefimiz şu anda 10 milyonu aşkın, iPad dağıtımı yapacağız. Bütün bunları niye yapıyoruz?

Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda bile bu şirketlerin sorumsuzca hareket ettiklerini gördü. bu şirketler bir çok ülkenin kurallarına uyduğu gibi Türkiye’nin de kurallarına uymak zorundadır. ABD İngiltere Rusya ile nasıl işbirliği yapıyorlarsa bizimle de yapacaklar. Gelecekler burada vergilerini ödeyecekler. Yasaya saygı gösterecekler.

Birileri çıkıp bu çıkarları milli çıkarlarımızın üzerinde görebilir. En acil hukuki sorunlarını gündeme almayanlar, alelacele kararlar verebilir. Biz kişilik haklarını ve mahremiyeti savunmaya devam edeceğiz. 30 Mart’ın ardından sanal tartışmalara çekmek isteyenlere karşı son derece dikkatli olunmasını

Bireysel başvuruyu getiren iktidar biziz. Adı üzerinde bireysel başvuru. Eğer siz kalkar, üçüncül bir anlam taşıyan, yasa veya bir orada uygulamayı getirme kararını alacak olursanız tarih sizi affetmez. Siz sadece ticari şirketlere hizmet etmiş olursunuz. Bu kararı siz bir kişi için verebilirsiniz. Ama bütünü kapsayacak şekilde bu kararı veremezsiniz.

Ha bize düşen neydi, bu karara uymak, bizde uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim ve saygı duymuyorum. Ve ben milletimizi de özellikle, bakın yasa başkadır hukuk başkadır. Hakla hukukla yasayı birbirine karıştırmayalım. Burada hukuk tecelli etmemiştir. Onun da tecelli edeceği gün temenni ederim ki yakındır.

Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, yeniden gerilim isteyenlere biz böyle bir fırsatı tanımayacağız. Türkiye halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçecek. Ana muhalefetin liderine bak ya, biz diyor, sivil cumhurbaşkanı istiyoruz. Şu anda siyasi partilerin milletvekillerinin teklifiyle cumhurbaşkanlığı adayı olunabiliyor mu? Olunabiliyor, bu iş bitmiştir. Bunun kim olacağı konusundaki kararı sen veremezsin.

Aday olacaksan seni aday yaparlar. Eğer yavru muhalefetin başındaki aday olacaksa o aday olur. Çıkarsınız meydana, millet takdir eder. Garip garip şeyler söylüyor. İki kişi oturacakmış konuşacakmış. Olabilir bundan daha doğal daha tabi ne var? Nihayetinde kararı verecek olan millet. Millet nasıl karar verirse herkes ona uymak zorundadır. Sen de uyacaksın.