İstanbul’da belediye otobüsünde şort giydiği için Abdullah Çakıroğlu’nun fiziksel şiddetine maruz kalan Ayşegül Terzi, yaşadıklarını anlattı.
‘ÖLMELİYDİN’ DİYEN VAR’
Ümran Avcı’nın Habertürk’teki haberine göre, Abdullah Çakıroğlu yeniden tutuklanmasını değerlendiren Ayşegül Terzi, "Yanımda biri olmadan uyuyamıyorum. Tek başıma dışarı çıkamıyorum. Uzun süre bu korkuyu üzerimden atabileceğimi sanmıyorum. O nedenle terapiye başlıyorum" dedi.
Bu süreçte herkesin yanında olmadığını, destek verenler kadar kötü yorumlar da yapıldığını söyledi.
Terzi, "İyi yorumlar kadar kötü yorumlar da var. Sosyal medyadan 'Oh olsun', 'İyi olmuş', 'Ölmeliydin' diyen var. Vicdansızca yorum yapanlar var" ifadelerini kullandı.
Ayşegül T. yaşadığı psikolojiyi, "Sürekli ağlama duygusu var ve ağlama nöbetleri geliyor. Ağlıyorum. Serbest bırakıldığında gülen suratı hep gözümün önüne geliyor.Destek olan herkese teşekkür ediyorum. Benim yaşadığımı Allah düşmanımın başına vermesin. Hiçbir kadın yaşamasın" diye konuştu.
Öte yandan zanlı Abdullah Çakıroğlu’nun ifadesi ortaya çıktı.
Hürriyet'in haberine göre, Çakıroğlu, psikolojik tedavi gördüğünü iddia etti.
Çakıroğlu, “Ailem beni Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürdü. 15 gün kadar yatarak tedavi gördüm. Tedavi bitiminde beni taburcu ettiler. Halen de kullanmakta olduğum ilaçlar vardır. Bu ilaçlar antidepresan tarzında ilaçlardır” dedi.
Çakıroğlu, saldırıya ilişkin şöyle konuştu:
“Bir anda kendimi kaybettim. Yaşadığımız ülkenin ve toplum değerlerinin ayak altına alındığını, bayan şahsın kendisi ve çevresinde bulunan insanlara giyiniş tarzı ile saygı göstermediğini düşündüm. Manevi yönüm ağır bastı. Bir anda koltuktan kalkarak yüzüne doğru bir tekme attım.”
‘MANEN TAHRİK OLDUK’
“İnsanlar başkalarının inançlarını benimsemeyebilirler ancak yok sayamazlar. Her şeyin bir oluru vardır. Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık, insanlar en azından pantolon veya eşofman giymiş olsalardı daha az tahrik olurduk.”
Abdullah Çakıroğlu, emniyette verdiği bu ifadenin ardından ‘basit yaralama’ suçlamasıyla sevk edildiği savcılıkta serbest kalmış, daha sonra oluşan tepki üzerine başka bir savcı tarafından ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ ve ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlamalarıyla önceki gün tutuklanmıştı.