Arat Saadetyan / Demokrat Haber

Apostol Harizanos, 1941 İstanbul doğumlu. Zorafyan Lisesi mezunu. Kendi deyimiyle uzun zamandır “kulüpçülük”le uğraşıyor. Belki en zengin değil ama Türkiye’nin en köklü, en eski spor kulüplerinden birinin başkanlığını yapıyor: Beyoğluspor

Bugün Süper Lig’de üzerine bahisler oynanan, milyon Dolarlık transferlerle adından söz ettiren bir kulüp değil Beyoğluspor. Ama 1884’e dayanan kuruluş tarihi ile Türkiye Cumhuriyeti’nden daha yaşlı.

Apostol Harizanos ile bir spor kulübünün Türkiye tarihine tanıklığını; savaşa, göçlere, 6-7 Eylül’deki pogroma ve son olarak parasızlığa rağmen nasıl ayakta kaldığını konuştuk.

***

Başkanlık öncesinde kulüple mesainiz var mıydı?

Dört senedir başkanım. Eskiden İdare Heyeti'ndeydim, Kulüp'te İkinci Başkan olarak çalıştım. Amatör kümede uğraşıyoruz. Zorafyan Lisesi’nden beri Beyoğluspor taraftarlığımız var tabi.

Beyoğluspor'un çok köklü bir tarihi olduğunu biliyoruz biraz behsedebilir misiniz. Nasıl kuruluyor?

İSTANBUL’DA KAYBEDİLEN! TAKIM

Beyoğluspor 1884'de Ermis adıyla kuruluyor. Ondan sonra Pera adını alıyor. 1923 yılında resmileşip Beyoğluspor adını alıyor. Yıllarca Milli Lig'de yer alıyor.

Hiçbir kulübün bu kadar branşı yoktu o zamanda, Beyoğluspor'da vardı ve her branşta başarıları da vardı. Pinpon Türkiye ve Avrupa Şampiyonluğu, basketbolda Türkiye ve İstanbul Şampiyonlukları var.

Azınlık kulübüdür bilindiği gibi. Rumların kurduğu bir kulüptür. Azınlıklar yavaş yavaş kaybolunca kulüp de kaybolmaya başlıyor. Şu an amatör kümedeyiz ve bereket versin ayakta kalabiliyoruz. Basketbol, voleybol, futbol, U 17 grubu takımı ile idare ediyoruz.

BEYOĞLUSPOR’DAN PAOK VE AEK’E

Beyoğluspor, 1914'de Kostas Vasiladis ve birkaç arkadaşının girişimiyle Pera Kulübü adıyla, İstanbul'daki Rum azınlıklarının kulübü olarak kurulur. I. Dünya savaşı sırasında pek faaliyet göstermeyen Pera Kulübü, İstanbul'un İşgali sırasında İstanbul Pazar Ligi’ne dahil olur. 1923'te Pera Kulübünün üyelerinin İstanbul’un işgalinin son bulmasıyla tedirginlikleri artar ve Türkiye’yi Fransa’da bir turnuvaya katılma bahanesiyle terk ederler, ardından Yunanistan’a yerleşirler.

İstanbul’da ayrıcalıklı bir kesim kalıyor onlar da Beyoğluspor kulübü adıyla Pera Kulübünün devam etmesini sağlıyorlar. Ancak Yunanistan’a gidenler de  boş durmuyor bir grup Atina’da AEK kulübünü kuruyor, bir başka grup da PAOK’u kuruyor. AEK Kulübünün renkleri Beyoğluspor’la aynı, Sarı-Siyah.

PAOK’unki siyah-beyaz,  siyahın Peralılar olarak İstanbul’dan göç etmelerin temsil ettiği, beyazın ise tertemiz umut olduğu söylenmekte.

PAOK isminin açılımı İstanbulluların Selanik Spor Kulübü. AEK’nın Türkçe açılımı ise İstanbul Atletik Birliği anlamına geliyor.

AEK ve PAOK Türkiye’de kurulup Yunanistan’a göçmüş tek kulüp değil. İzmir kulüpleri Apollon ve Panionios aynı isimle varlıklarını Atina’da sürdürüyorlar. Apollon Kalamarias ise Yunanistan’a göç eden Karadeniz Rumları’nın kulübü.

1921'den itibaren buradan ayrılan arkadaşlar, sporcular ve idareciler olmak üzere Selanik'te PAOK, Atina'da AEK takımlarını kuruyorlar. İkisinin sonunda da K harfinin açılımı, İstanbul yani Konstantinapolis demektir.

CEPHEDE SAVAŞ SAHADA FUTBOL

Savaş zamanı futbol takımı kurmak kolay olmasa gerek, hele bir azınlık kulübü?

Savaş dönemiydi elbet, zorlu bir dönemdi. O zamanlar azınlıklar faaldi ve herkes uğraşıyordu, bu kulübü ayakta tutuyordu. Mahalli lig varken, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Adaletspor, Emniyet, Beykoz, İstanbulspor, Beyoğluspor mücadele veriyordu. Takım bu kulüpler arasında başarılı olmuştur. İlk gece maçını Fenerbahçe ile oynadık, 4- 2 yenildik. Milli Takım'ın antrenman takımıydık. Milli Takım antrenman maçlarını bizimle oynuyordu.

O dönemde Müslümanların futbol oynaması yasak olduğu için Müslümanların azınlık isimleriyle bu takımlarda top koşturdukları söyleniyor.

Evet, böyle denir, ispatlayamam ama böyle bir şey var…

Unutamayacağım olaylardan birini anlatmak isterim. Galiba 1956 ya da 1957'de İstanbul mahalli liginden düşme hattına geliyoruz. Son maçımız Emniyetspor ile Mithatpaşa Stadyumu'nda. Maçı alırsak kümede kalıyor, verirsek kümeden düşüyoruz. O gün bütün azınlık okulları tatil oldu. Herkes Mithatpaşa Stadyumu'na koştu ve son dakika golü ile Günay diye bir arkadaşımız frikik golü attı. Böylece kümede kaldık. Unutamayacağım anılarımızdandır, 14- 15 yaşındaydım sanırım.

Takımda sadece azınlık oyuncular oynamıyor değil mi? Hatta daha çok Müslüman oyuncular var sanırım?

Azınlık kulübü olarak devam ediyoruz. İki üç tane azınlık oyuncumuz var geri kalan oyuncularımız hepsi sağ olsunlar Müslüman çocuklar. Artık Beyoğluspor Beyoğlu'nun bir takımı oldu. Böyle de devam ediyor. Kendi yağımızda kavruluyoruz.

Bu arada ilişkilerin iyi olduğu dönemlerde 1950‘lere kadar AEK sık sık İstanbul’a gelmiş ve maçlar oynamış anladığım kadarıyla. Buradan da birçok takım Yunanistan’a gitmiş AEK’nın Türk bayrağıyla maçlara çıktığı olmuş?

Evet, bir dönem ilişkiler oldukça yoğunmuş ancak şu an az, artık kurumsal kulüpler bunlar. Nesiller değişiyor. Geldikleri zaman mutlaka bizi görürler, bize her zaman 'annemizsiniz' diye hitap ederler, formalarını getirirler. Futbolcuların formlarını bırakırlar, imzaları vardır.

BEYOĞLUSPOR’UN KADERİNİN DÜĞÜMLENDİĞİ YER: KIBRIS

AEK’in diğer Türkiye kökenli Yunan kulüplerinden farkı, Türkiye’yle olan bağını hiç koparmamış olması.

1950′lerin sonuna kadar İstanbul’un en önemli kulüplerinden olan Beyoğlu, bu yıllarda Kıbrıs bahanesiyle azınlıkların sindirilmesinden çok etkilenir. Türkiye’de yıllardır yaşayan, hiçbir yasadışı faaliyeti olmayan Yunan vatandaşlarının 1964′te yine aynı bahaneyle sınırdışı edilmeleri ve beraberlerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ailelerini de götürmek zorunda kalmaları Rum azınlığa ve Beyoğluspor’a büyük darbe vurur. Aynı yıl takım küme düşer. Beyoğlu’nda oynamayan Rum futbolcular da birer birer dışlanırlar. Beyoğlusporlu Yordan ve Beşiktaş’lı Sofiyanidis’in AEK’e transferi ve sudan sebeplerle vatandaşlıktan çıkarılmaları, Lefter’in futbolu bırakması, bu efsane futbolcuya ellinci kez millî formayı giyen ilk oyuncu olduğu için söz verilen ödüllerin verilmemesi, Güney Afrika’da teknik direktörlük yapmasının engellenmesi hep bu dönemde rastlayan olaylar.

Buradan gönderilen Rum’lar Yunanistan gittiklerinde  Türk tohumları diye aşağılanmışlar, ne oraya yar olmuşlar ne buraya sanırım?

Yunan halkı İzmir'den ve İstanbul'dan giderken çok şey götürdü ve onlarla kaynaştı. Çok uzun süre buraya gelmişler. AEK 90. yılını kutlamak için İstanbul'a geldi. PAOK geçen senelerde yine Fenerbahçe ile karşılaşmak için geldi. Geldiklerinde mutlaka bize uğrarlar, hal hatır sorarlar.

Beyoğluspor Birinci Lig’de de mücadele etmiş değil mi?

Evet, fakat bir iki sene Milli Lig'de duruyor sonra tekrar amatör kümeye dönüyoruz.

Süper Lig: 1962-1964

2. Lig: 1964-1967

3. Lig: 1967-1973, 1984-1987

Amatör Lig: 1958-1962, 1973-1984, 1987

6-7 Eylül, Varlık vergisi, derken 1964 Kıbrıs olayları ve Rumların sürgün edilmesi. Bu tarihten sonra oyuncu bulmakta güçlük çektiniz mi?

Evet, bu olaylardan sonra İstanbul’da azınlık nüfusu oldukça azaldı. Dolayısıyla azınlık takımı olmaktan çıktık. Kuruluş azınlık takımıydı fakat devamında değil. Azınlık takımı olarak Beyoğluspor tarihe karıştı.

Eski sporculardan yönetiminizde olan var mı?

İdare heyeti olarak girdiler, sporcu olarak girdiler.

Savaş, işgal ve mübadele dönemleri olmasaydı muhtemelen Beyoğluspor İstanbul’un dördüncü büyüğü olurdu yorumları var, katılır mısınız?

Olabilirdik tabi.  1962-1964 yılları arasında 1.Ligde oynadık. Ancak Kıbrıs olayları ve zorunlu göçten sonra ister istemez takım düşüşe geçti, birçok oyuncumuzu kaybettik, amatör kümeye kadar düştük.


Lefter Küçükandonyadis futbol hayatının son döneminde AEK ile 5 maça çıkar ve AEK taraftarının büyük sevgisini kazanır. Öyle ki Lefter vefaat ettiği zaman tribünlerde “ver lefter’e yazsın deftere” pankartı açılmış.  Bu pankartı hala AEK tribünlerinde görebiliriz.
 

Koyu Yunan milliyetçisi Panathinaikos takımının taraftarları onlara İstanbul’dan geldikleri için “Türkosporo” yani Türk tohumu lakabını takmış.

Ne zaman yükselseler sanki başlarından birisi aşağı basmış… Hakemlerden ayrımcılık görmüşler mi, federasyondan vb.

E tabi 1923'ten sonra çok parlaktık. Yok, bir ayrımcılık görmedik, her zaman çok yardım gördük federasyonlardan.

Hiç aman yeter artık kapatalım bu kulübü dememişler mi?

Yok, hiç denemedik, prensibimiz değil. Biz anahtarı teslim etmeye kalkarsak azınlıktan kovuluruz.

Beyoğluspor’dan birçok önemli oyuncu yetişmiş, bu isimleri sayabilir misiniz, aklınıza ilk gelenler kim?

Halterde Olimpiyat Şampiyonu çıkarttık Hristov Lakov. Yunanistan'a gitti. Halter Milli Takımı'nı orada çalıştırdı.

Masa Tenisinde Türkiye’de senelerce şampiyon olmuş Vasili Alexandiridis’i yetiştirdik, Basketbolda Tomaidis önemli oyuncumuzdu. Kadir Aytaç bizden yetişti. Bizden Galatasaray'a oradan da Karagümrükspora'a geçti. Lefter de kısa bir süre oynadı. Galatasaraylı Boduri (Nikola Büyükvafiadis) bizden yetişti.

Hatta Recep Tayyip Erdoğan'ın futbola ilk Beyoğluspor'da başladım diye bir lafını duydum, haber kupürünü bulursam asacağım buraya gerçekse, biz onu Kasımpaşalı biliyorduk.

                     

TRT’NİN ÖNDERLİĞİNDE AEK’E A-E-K  DEMEYE BAŞLARIZ

AEK, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin en iyi olduğu 1950′lerde Türkiye’ye defalarca gelir. Üç büyüklerle ve Beyoğluspor’la maçlar yapar. Sahaya Türkiye bayrağı ile çıkar. Türkiye’den de birçok takım AEK’le maç yapmaya gider. Balkan Kupası maçları öncesi AEK ve Fenerbahçe oyuncuları ortak moral geceleri düzenlerler.

Ancak ne zaman Kıbrıs olayları patlar, her şey değişir. Önce AEK’in lakabı olan ve Türk basını tarafından da sıkça kullanılan “Enosis”ten vazgeçilir. Zira “Kıbrıs’ın Yunanistan’la Birliği”ni amaçlayan politikaya verilen isim de “Enosis”tir. Ancak kulübün adı halen AEK’tir.

Kıbrıs olaylarının 1960’ların sonunda iyice şiddetlenmesi ardındansa tüm sportif ilişkiler durma noktasına gelir. Beyoğluspor giderek küçülür, oyuncular ülkeyi terk eder, takım 1963-64 sezonunda ikinci lige düşer, maçlara çıkmak giderek zorlaşır, tribünler “Makarios’un piçleri” diye bağırırken, hakemlerin yanlı tutumları Beyoğluspor’un işini daha da zorlaştırır. Bu tarihten sonra Beyoğluspor’un düşüşü başlar.

AEK’te artık İstanbul’a gelmeyecektir. Bu dönemde AEK’e AEK demeyi bırakırız ve o dönemde dilin politik manipülasyonunun başını çeken TRT’nin önderliğinde AEK’e A-E-K demeye başlarız (AEK Yunanca’da birleşik okunur, PAOK gibi, basın o tarihe kadar bu okunuşu gayet iyi bilmektedir)

Ve giderek AEK’in bu şehirden bir takım olduğu, 1950‘lere kadar yaratığı dostluk rüzgarı unutturulmaya çalışılır. Nitekim başarılı da olunur. AEK’in köklü İstanbul geçmişi hafızalardan silinir ve A-E-K adıyla sıradan bir Avrupa takımı olur.

Eski sporcularınızdan yönetimde ya da kulüpte bulunan var mı?

Yok, hayır, kimse yok.  

EZELİ RAKİP TAKSİMSPOR                                         

Taksimspor ile aranızda ki maçlar bir derbi sayılırmış?

Tabi bu kulüpler futbolun beşiğidir. Bizde bir futbolcu vardı adını hatırlayamadım şu an. Bir yıl Taksimspor'da bir yıl Beyoğluspor'da oynardı. Aramızda ciddi bir rekabet vardı. Taksimspor Başkanı Garo ile arkadaşız. Sağ olsunlar bize futbol sahalarını istediğimiz zaman açıyorlar, antrenman yapıyoruz.

Bu gün maçlarınızı nerede oynuyorsunuz?

Şu an belediyenin önerdiği sahalarda yapıyoruz. Basketbol ve voleybol maçlarını burada yapıyoruz. Buradaki sahamız enteresandır, binamızla birlikte sahamızın da önemli bir geçmişi vardır, bununla birlikte belki de daha hiç karşılaşmadığınız bir sahadır zira binamızın üçüncü katındadır. Biz şimdi oraya küçük bir tribün yapmak istiyoruz. İzleyicilerimiz de gelsin istiyoruz.

“ANTRENÖRLERE YENİLİN DİYE YALVARIYORUZ”

Peki bir destek alabiliyor musunuz, sponsor yahut benzeri?

Destek olmak isteyen biri varsa bile biz yanaşmıyoruz. Bir iki sene destekleyecekler, elini çektiklerinde bocalıyacaz, büyük bir külfet altına giriyorsun tutturabilmek için. Söylenmemesi icap eden bir şey söyleyeceğim. Takımlar şampiyonluğa giderken, takım antrenörüne 'Ne olur iki tane yenilgi alın da bir üst lige çıkmayalım’ diye yalvardığımız oluyor, zira masraflar artacak. Bir iki kere de olmuştur bu.

Son olarak Beyoğluspor’un bundan sonraki hedefleri nelerdir, bir gelecek planlaması yapabiliyor musunuz…?

Takımın ismi devam etsin, başka bir dileğimiz yok. Yunanistan'dan gelenler çok. Belki böyle bir durum olur, destek olurlar, durum değişir ama biz göremeyeceğiz herhalde.