Faruk Encu / Demokrat Haber

Roboskili aileler, katliamın 237. haftasında çocuklarının mezarı başında bir araya geldi.

Aileler," Bir kez daha söylüyoruz tehditleriniz, baskılarınız ve saldırılarınız bizi asla mücadelemizden alıkoyamayacaktır" dedi . 

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde savaş uçakları ile 28 Aralık 2011 tarihinde katledilen 34 yurttaşın aileleri  katliamın 237'inci haftasında çocuklarının mezarı başında bir araya gelerek adalet taleplerini yineledi.

"Roboski’ye adalet için failler yargılansın" pankartının taşındığı açıklamada konuşan Roboski Der başkanı Veli Encu, Roboski katliamı için verdikleri adalet mücadelesini gölgelemek  için her türlü baskılara maruz kaldıklarını ve baskıların, asla kendilerini mücadelelerinden alıkoymayacağını söyledi.

AKP hükümeti tarafından Kürt halkının çoğunlukla yaşadığı il  ve ilçeler de yürütülen operasyonlar sırasında halkın “güvenliğini sağlamak” gerekçesiyle ilan edilen ve tamamen hukuka aykırı bir şekilde yürütülen sokağa çıkma yasaklarının artık köyler de dahi uygulanmaya başlandığı ifade edildi.

Encu,"Bugün hala onlarca mahallede hiçbir çatışma yaşanmıyorken ve yasaklara gerekçe gösterilen “hendekler” kapatılmışken yasaklar hala devam etmekte ve halk evlerine dönememektedir.

"Roboski'de ilan edilen yasakla köylerimizin içinde askerler konuşlanmış ve köylerden çıkışlar yasaklanmıştır. Köy halkının hayvancılık ve çiftçilik faaliyetleriyle dahi engellenmiştir. Köylerimizde  olağanüstü durum yaratılmıştır.

"Ev aramalarında özellikle katliamda yakınları”nı kaybeden ailelerin evleri olmasının nedeni Roboski katliamı sonrası devletin bizlere yönelik baskılarının devamıdır" şeklinde konuştu.

7 Roboskilinin  ve Roboski’de yaşayan barış aktivisti Yannis Vasilis Yaylalı gözaltına alınmasına tepki gösteren Encu," Gözatlına alınan 8 akrabamız  daha sonra  serbest bırakılmıştır. İl ve ilçelerimizden sonra köylerimiz de dahi  uygulanan sokağa çıkma yasakları sıradan bir  uygulamaya dönüşmüştür.

"Roboski'de dün uygulanan sokağa çıkma yasağı ile katliamda çocuklarını ve yakınlarını kaybeden ailelerimizin evlerinin aranması ile 1659 gündür Roboski katliamı için verdiğimiz adalet mücadelesini gölgelemek ve kırmaktan başka bir şey değildir. Bir kez daha söylüyoruz tehditleriniz,baskılarının ve saldırılarınız asla mücadelemizden alıkoyamayacaktır" dedi.



Encu'nün ardından söz alan Roboski'de yaşayan ve dün gözaltına alınan, daha sonra çıkarıldığı mahkemede serbet bırakılan  barış aktivisti Yannis Vasilis Yaylalı Türkiye hukuk sisteminde delilden zanlıya doğru  ilerleme devrinin askıya alındığını, zanlıdan delile gitme dönemi tekrar başladığını söyledi.

Yaylalı,"Türkiye hukuk sisteminde delilden zanlıya doğru  ilerleme devri tekrar askıya alınarak, zanlıdan delile gitme dönemi tekrar başladı. Dün sokağa çıkma yasağının başladığı Roboski ve Gülyazi köyünde evimize gelip, arama yapmanın başkaca açıklaması yok.
"Önceden bir şikayet mi vardı? Ya da yaptığımız,  yazdığımız  bir yazı mı  ihbar sayıldı. Elbette dün  evimizin basılmasının nedeni bunlardan hiç biri değil. İnsan hakları savunucusu ve gazeteciler olarak Sevgili Meral Geylani ile birlikte yıllardır Roboski'de yaşıyoruz. Bu durumdan elbette rahatsız olan  kesimler de var. Şimdi  bu güçler bir taraftan  böyle düşünüp yani hasmane duygular  hissedip hareket edebilirler. Onlara fazlaca bir şey söyleyecek durumumuz yok" diye konuştu.

Yaylalı,"Umuyoruz ki aynı durum yargının içerisinde yer alan bazı kesimler içinde böyle değildir. Elbette tüm yargıyı bunun içerisine dahil etmiyoruz ki aynı yargı sistemi hiç bir somut iddia olmadığı için bizi serbest bıraktı.

“Fakat insan ve doğa merkezli verdiğimiz hak ve adalet mücadelesini başka yerlere çekmeye çalışarak yaptığımız mücadele bilinçli marjinalize edilmeye  çalışılıyor. Nasıl ki  PKK ile mücadele adı altında sağın solun yakılmış  sivil insanların ölümüne neden olunmuş, kentler yok edilmişse aynısı yapılıyor.

“Roboski katliamı sonrası, Roboski katliamına ve diğer katliamlara dikkat çeken ve tekrar barış sürecine çağrı yapan 'Roboski'den Ankara'ya barış yürüyüşü ' sonrası insan ve doğa merkezli hak ve adalet mücadelesi için yerleştiğimiz Gülyazı köyünde verdiğimiz mücadele de aynı kesimlerce yine PKK ile mücadele adı altında geldiğimizden beri marjinalize edilmeye çalışılıyor" dedi.

"Mücadeleye kaldıkları yerden devam edeceğini söyleyen Yaylalı ," Devletin PKK ile mücadele adı altında şehirleri yakıp yıkmak, sivil insanları öldürmek ya da ölümüne sebep olmak Kürt halkının temel sorunlarını nasıl çözmüyorsa hatta içinden çıkılmayacak duruma sokuyor.

"Bizim verdiğimiz mücadeleyi çeşitli yol ve mekanizmaları kullanarak marjinalize etme, bizi hapishaneye atma çabalarınız, Roboski'de 28 12.2011 tarihinde gerçekleşen ve 34 sivilin katledilmesini ortadan  kaldırmayacağı gibi, burada yaşanan katliamı ve travmayı daha da derinleştirir.

“Roboski katliamından sonra yaşanan devlete olan güven bunalımını ise daha fazla arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır" dedi.
Yaylalı, "Bu saldırı ve baskılar bizim buradaki varlığımızın ne kadar doğru olduğunu da göstermiştir. Burada hak ve adalet mücadelesi veren bizler ile uğraşmak yerine, buradaki sorunların daha derinleşmesi istenmiyorsa  devletin bir an önce Roboski katliamı ile yüzleşmesi gerekmektedir.

Geçmiş yaşadığımız deneyimler bize şunu gösterdi ki  zabıtayı yöntemler  ile  Kürt halk meselesi çözülememiştir , çözülmeyecektir. Roboski'de hak ve adalet mücadelesi yürüten aktivistler olarak tarafları onurlu bir barış için, üçüncü bir devletin hakemliğinde savaşa son vererek masaya davet ediyoruz" şeklinde konuştu