Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Ekümenik Patrik Bartholomeos’un davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Papa Francis’in İstanbul ziyareti öncesinde, Patriklik yetkilileri basın mensuplarına özel bir brifing toplantısı düzenledi. Yerli ve yabancı bini aşkın gazetecinin Papa Francis’in İstanbul ziyaretini takip etmek için akreditasyon başvurusunda bulunduğu ve tüm gazetecileri Patrikhane binasına alma imkânı bulunmadığı için, ayrı bir basın merkezi oluşturulduğunu duyuran Patriklik yetkilileri, düzenlenen toplantıda Papa Francis’in İstanbul ziyareti hakkında tarihsel referanslarla bilgi paylaşımında bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

BİRLEŞME KONUSUNDA ORTAK VİZYON

Ekümenik Patrikliğin danışmanlarından Peder John Chryssavgis’in moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda konuşan Bergama Metropoliti John Zizioulas, 1967’de 6. Paul, 1979’da 2. Jean-Paul ve 2006’da 16. Benedict’in ardından Ekümenik Patrikliği ziyaret edecek dördüncü papa olan Francis’in ziyaretinin, 1054 yılında kopma noktasına gelen ve ayrılan Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleşmesi çabaları bakımından önemli olduğunu vurguladı.

Kiliseler arası diyalog, teolojik diyalog ve ekümenik (evrensel) ilişkilerin gelişmesiyle, Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleşmesi yolunda ortak vizyon ve irade oluştuğunu kaydeden Metropolit John, Ekümenik Patrikliğin kuruluş günü olarak kabul edilen 30 Kasım’daki Aziz Andreas Yortusu vesilesiyle Fener’deki Patriklik Katedrali’nde düzenlenecek olan ayine Papa Francis’in katılacak olmasının bu iradenin somut bir göstergesi olduğunu söyledi.

“İLİŞKİLERİN GELİŞMESİ ÖZGÜRLÜKLERE KATKI SUNAR”

Bursa Metropoliti Elpidophoros toplantıda yaptığı konuşmada, Papa 6. Paul ve Patrik Athenagoras’ın 1964’te yaptığı görüşmeyle kiliseler arası ilişkilerin yeni bir boyut kazandığını ve o tarihten bu yana, papa ve patriklerin yaptığı ziyaret ve görüşmelerin karşılıklı olarak rutin bir düzene oturduğunu kaydetti. Doğu ve Batı kiliseleri olarak ayrılan Ortodoks ve Katolik kiliselerinin yakınlaşmasının “sevgide birlik” anlamına geleceğini belirten Metropolit Elpidophoros, Papa Francis ile Patrik Bartholomeos’un bir araya gelmesini “kardeşlerin buluşması” olarak nitelendirdi. Kiliseler arası ilişkilerin gelişmesinin dinler arası diyalogun güçlendirilmesi bakımından da önem arz ettiğini kaydeden Metropolit Elpidophoros, bu alandaki ilerlemelerin din ve vicdan özgürlüğü konusunda da katkı sunacağına işaret etti.

TÜRKİYE’YE MÜTEKABİLİYET ELEŞTİRİSİ

Din ve vicdan özgürlüğü alanında Türkiye’de karşılaşılan sorunlar ve kapalı tutulan Heybeliada Ruhban Okulu konusunda yöneltilen soruyu cevaplayan Metropolit Elpidophoros, Türkiye’de Hıristiyan din adamlarının eğitimi konusundaki kısıtlamaların devam ettiğini belirtti. Metropolit Elpidophoros, din ve vicdan özgürlüğünün evrensel insan hakları bağlamında ele alınması gerektiğini, fakat insan hakları konusunda Türkiye’de hâlâ mütekabiliyet (karşılıklılık) anlayışının devam ettiğini söyledi. Metropolit Elpidophoros, devletin tartışmalı bir uygulamasıyla 1971’de kapatılan Ruhban Okulu’nun yeniden açılması konusunda hükümet yetkililerinin vaatte bulunduğunu, öte yandan da Yunanistan’dan adım beklediklerini, Atina’da cami yapılmasının teşvik edilmesini talep ettiklerini söyledi. Ruhban Okulu’nun yeniden açılması önünde herhangi bir yasal engel bulunmadığını AKP hükümetinin üst düzey yetkilileri tarafından da dile getirildiğini belirten Metropolit Elpidophoros, “Resmi makamların teşvik edici açıklamalarına rağmen Ruhban Okulu hâlâ kapalı tutulmaktadır. Yasal bir engel olmadığı belirtilmesine rağmen okulun kapalı tutulması, meselenin siyasileştirildiği anlamına gelir” dedi.

“PATRİKLİĞİN TÜZEL KİŞİLİĞİ TANINMIYOR”

Bergama Metropoliti John Zizioulas ise, Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğü alanında karşılaşılan sorunlar konusunda verdiği yanıtta, dini bir kurum olan, uluslararası kamuoyu ve resmi kuruluşlar tarafından da tanınan Patrikliğin Türkiye’de tüzel kişiliğe ya da resmi statüye sahip olmamasının yol açtığı sorunlara değindi. Ruhani temsilcilerin, Türkiye’de hukuki statüleri olmadığı için konumlarının belirsizlik içinde olduğunu kaydeden Bergama Metropoliti, Patrikliğin tüzel kişiliğe ya da resmi statüye sahip olmamasının, farklı inanç gruplarının varoluşlarını yakından ilgilendiren ve devamlılıklarını sağlayan faaliyetler bakımından olumsuz etkilere neden olduğunu söyledi.