CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Mersin Mezitli'deki polisevine düzenlenen saldırıyı gerçekleştirdiği açıklanan Dilşah Ercan'ın CHP tarafından 2012 yılında hazırlanan 'Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda adının geçmesine ilişkin açıklama yaptı.

Özel, "11 yıl önceki kişinin bugün terörist olacağını bileceksin de onunla temas edeceksin. Ömürleri, bugün terörist olduğu ortaya çıkanlarla aşna fişne geçenlerin bize söyleyecek bir lafı yok" ifadelerini kullandı.

Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Mersin'in Mezitli ilçesindeki Tece Mahallesi'ndeki polisevine düzenlenen saldırıyı gerçekleştirdiği açıklanan Dilşah Ercan'ın CHP tarafından 2012 yılında hazırlanan 2013 yılında da kamuoyuyla paylaşılan 'Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda adının geçmesine yönelik konuşan Özel, "11 yıl önceki kişinin bugün terörist olacağını bileceksin de onunla temas edeceksin. Sizin gibi rütbe mi taktık biz? Altına Mercedes mi verdik? Siz Mercedes verdiniz. Mehmet Dişli’nin hesabını Hulusi Akar’dan sorma, Zekeriya Öz’ün hesabını Tayyip Erdoğan’dan sorma. CHP’ye Allah’ın cezası bir katilin hesabını sor. Herkes aklını başına alacak" dedi.

'FETÖ'den cezaevinde bulunan Mehmet Baransu'nun tutukluluğuna da değinen Özel, "2012 yılında Mehmet Baransu’ya ne diyordunuz kardeşim? Baş tacı bir gazetecinizdi. Bugün Silivri’de terörist" ifadelerini kullandı.

Raporda birçok gazetecinin adının geçtiğini ifade eden Özel, şunları söyledi:

"Mersin'in Mezitli ilçesinde polisevine yönelen terör saldırısında hayatını kaybeden bir kardeşimiz, bir evladımız, Sedat Gezer'e Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaralı diğer arkadaşımızın ve bir vatandaşımızın da bir an önce sağlıklarına kavuşmasını temenni ediyoruz. Terör örgütünü, bu saldırıyı gerçekleştiren bölücü terör örgütünü, PKK'yı kınıyoruz. Bu ülke teröre uzun yıllardır çok ağır bedeller ödedi. Bu terörle mücadelede mücadele eden bütün polisimizi, jandarmamızı, silahlı kuvvetlerimizi, kayıplarımızı bir kez daha rahmetle anıyoruz; gazilerimize şükranlarımızı, minnetlerimizi sunuyoruz ve bunun son yaşanan kayıp, son şehidimiz olmasını bir kez daha temenni ediyoruz.

Dün akşam olay duyulduğu andan itibaren Mersin il başkanlığımız, ilçe başkanlıklarımız, Mersin milletvekillerimiz, Mersin'deki büyükşehir belediye başkanımız, ilçe belediye başkanlarımız konuya hassasiyet gösterdiler ve sürekli iletişim halinde olduk. Bu konuda büyük bir üzüntü, büyük bir can sıkıntısı, büyük bir yas içinde olduğumuzu ifade etmek isteriz. Öncelikle bunu ifade etmek istiyorum.

'RAPORUN BİR SAYFASINDAN HESAP SORMAYA ÇALIŞAN HADSİZLER VAR'

Ardından tabi olay soruşturuldukça, sosyal medyada son derece çirkin bir saldırı altında Cumhuriyet Halk Partisi. İğrenç bir algı operasyonuna niyetleniyorlar ve öyle bir şey ki, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2012 yılında yapmış olduğu, 2013 yılında da kamuoyuyla paylaştığı, halen daha da o dönem bütün siyasi partilere yolladığımız ve halen daha da referans bir kaynak olarak gösterilen Tutuklu Gazeteciler Raporu'nun bir sayfasından Cumhuriyet Halk Partisi'ne hesap sormaya çalışan, iftira atan hadsizler var.

'TOPLAM 188 GAZETECİNİN İSMİ VAR BU RAPORDA'

Sosyal medyada bir sayfa ve saldırıda hayatını kaybeden, ölen Dilşah Ercan'ın isminin raporda yazması üzerine diyorlar ki:

"Cumhuriyet Halk Partisi bu kişiye gazeteci" dedi.

Rapor 2012 yılı, oluşturuluş şeklini hepiniz biliyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi, adı bilinen tutuklu gazetecileri cezaevinde ziyaret ediyor. Ancak basın kartı olan, gazetecilik faaliyetinden dolayı içerde olduğu bilinen toplam 71 kişiye de mektup yazıyor: Adınız, soyadınız, çalıştığınız dergi ve faaliyetiniz, varsa uğradığınız hak ihlalleri... 117 kişi de bu sırada önce tutuklu olabiliyor, gözaltında olabiliyor, daha sonra çıkabiliyor. Toplam 188 gazetecinin ismi var bu raporda. Bunun içinden şu anda Meclis'te 3 milletvekili var. 2 tane de Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal da geçen dönem bizim milletvekilimizdi bu raporda. Bu raporda Tuncay Özkan var, Mustafa Balbay var, Hikmet Çiçek var, Yalçın Küçük var, Nedim Şener var. Nedim Şener ile görüşülüyor, Nedim Şener var. Barış Pehlivan var. Barış Terkoğlu var, var oğlu var. Bu raporun yollandığı bize savcılıklardan soruyor ya ifade alırken: Göreviniz? Gazeteciyim efendim diyenlere ve bunu ispat edenlere mektup yazmışız; nerede çalıştın, ne yaptın, suçu ne diye. 2012 yılında buna gelen cevaplardan bir tanesini:

"Efendim Cumhuriyet Halk Partisi'nin raporunda adı geçen birisi, şimdi terörist".

'ÖMÜRLERİ TERÖRİST OLDUĞU ORTAYA ÇIKANLARLA AŞNA FİŞNE GEÇENLER'

Peki, 2012 yılında Mehmet Baransu'ya ne diyordunuz kardeşim? Ey AK Partililer, ey Süleyman Soylu! 2012'de Mehmet Baransu baş tacı bir gazetecinizdi. Bugün Silivri'de müebbet hapis, terörist. Ne diyeceğiz Mehmet Baransu'ya? Ekrem Dumanlı firari terörist, baş tacıydı. Ayırdığı koltuğa oturuyorsunuz Türkçe Olimpiyatları'nda.

Ey utanmazlar, ey Cumhuriyet Halk Partisi'ne bunu söyleyecek haddi bulan ve hudutlarını aşanlar; örneğin Zekeriya Öz, o tarihin en itibarlı savcısı, bugün terörist... Yüksek Askeri Şura üyesi olarak en yüksek rütbeli darbeci Akın Öztürk, bugün terörist, darbeden içeride. Mehmet Dişli; kardeşi yurt dışında Türkiye'yi temsil ediyor, halen daha büyükelçi yapıyorsunuz ama Hulusi Akar'ın en yakını, 12 sene dip dibe, hiç ayırmıyor yanından; o gece darbeci, şimdi terörist. Sonra Recep Tayyip Erdoğan çıkacak, "Rabbim, milletim beni affetsin" diye bu pisliklerden, hepsinden kurtulacak. Siz 188 gazeteci ismi içinde adı geçmiş CHP'den 11 yıl önceki raporun hesabını soracaksınız öyle mi? Terbiyesizliğin lüzumu yok. Hadsizliğin lüzumu yok? 11 yıl önceki kişinin bugün terörist olacağını bileceksin de onla temas edeceksin falan. Rezalete bak! Ömürleri bugün terörist olduğu ortaya çıkanlarla aşna fişne geçenlerin bize söyleyecek lafı yok.

'SİZİN GİBİ RÜTBE Mİ TAKTIK BUNLARA?'

Ha biz gidip de bu adı geçen teröristi görüşmemişiz, konuşmamışız, baş tacı etmemişiz; sizin gibi biz rütbe mi taktık bunlara kardeşim? Siz teröristlere rütbe taktınız, bugün terörist oldukları ortaya çıktı. Altına Mercedes mi verdik biz kardeşim? Siz Mercedes verdiniz, terörist oldukları ortaya çıktı. Biz ne yaptık, bunları yanımızda mı tuttuk Ey Hulusi Akar? Mehmet Dişli'nin hesabını Ankara'dan sorma, Zekeriya Öz'ün hesabını Tayyip Erdoğan'dan sorma, Akın Öztürk'ün hesabını Yüksek Askeri Şûra'daki Ak Partililerden sorma, CHP'ye Allah'ın cezası bir katilin hesabını sor. "11 yıl önce sayfanızda yer aldı." Mektup yazmış gazeteciyim, içerdeyim diye. Herkes aklını başına alacak.

'SÜLEYMAN SOYLU HANİ AYAKKABI NUMARASINI BİLİYORDU, BÜTÜN TERÖRİSTLERİN?'

O kadar bedava değil ama bir hesap sorulacaksa şuna soracaksınız: 24 Mayıs, tweet atıyor, ‘Başkomutanımıza tekmilimdir, Amanos Dağları’nda bir tane terörist kalmadı’ diyor, Süleyman Soylu. Devam ediyor, 23 Ağustos günü karşısında, ‘Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başkomutanım Amanos Dağları’nda bir tane terörist yoktur.’ Daha iki gün önce, Ortahisar ilçe başkanlığı açılışında; ‘Karadeniz’de yok, Amanoslarda yok.’ Şimdi; Amanoslardan sızan terörist, gitmiş polis merkezine saldırıda bulunmuş. Kardeşim, temizlemediysen, nasıl gelip tekmil veriyorsun. Orada terörist var, Mersin’de terörist var, Amanoslarda terörist var. Sen böyle bir teröriste yok dersen, meydan okuyoruz dersen tam kökünü kazımadıysan, başımıza bu geliyor.

Hani AK Parti? Bu Süleyman Soylu; görevden alıp alıp alamadığınız Süleyman Soylu hani ayakkabı numarasını biliyordu, bütün teröristlerin? Hani kafalarını çıkaramıyorlardı? Hani Süleyman Soylu, bunların burunlarındaki kılı takip ediyordu? Nasıl oluyor da geliyorlar, evlatlarımızı vuruyorlar?

'BU UTANMAZLARIN BU FIRSATÇILIĞINA MİDE BULANIYOR'

Ondan sonra Süleyman’ın ‘hiç terörist kalmadı’ demesini görme; sonra isim üzerinden başka algılar yaratmaya çalış. CHP’yi bununla anacak adamın alnını karışlarız. Hangi makamda, hangi mevkide olursa olsun. Herkes bu konularda haddini, hududunu, sınırını bilecek. Biz çıkıp, bir şehit cenazesi üzerinden bunları söylemezken; tutup da oradan bir algı operasyonu yapmaya çalışmayın kardeşim. Aklınızı başınıza toplayın. Geçmişte teröristlerle pazarlık yapanlar, masalara oturup kalkanlar, seçim günü mektup yazdıranlar. Bize söyleyecek bir kelime lafınız yok. Bu utanmazların bu fırsatçılığına mide bulanıyor.

'GENÇLER SOSYAL MEDYADAN DUYUYOR'

En geç 9 ay sonra seçimler yapılacak. Bir yandan vaatlerimizi anlatmaya çalışıyoruz, bir yandan devletin kurumları, ajansları; medyayı ele geçirmiş birilerinin attığı yalanlara karşı toplumu, seçmenleri ve gençleri bilgilendirmeye çalışıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan, ‘ben istediğim yalanı söyleyeyim, Devlet Bey’e de söyleteyim; nasılsa bütün kanallar canlı veriyor, onları canlı verenler çok az, benim seçmenimin hiçbirisi bu cevapları duymaz’ diye yalana sarılıyorlar. Hafta sonu, ‘Gençler göreve geldiğimizde oy kullanma yaşı 30.’ Yalan 21’di. Hiç 30 olmadı Türkiye Cumhuriyeti’nde. 21’di. 18’e Doğru Yol Partisi-CHP koalisyonu indirdi. Kim karşı çıktı? Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi karşı çıktı. Sadece ret oyunu, Erdoğan’ın il başkanı olduğu Refah Partisi verdi. Bunu bütün gençler duysun. Tayyip Erdoğan, şuna güvendi; ‘At yalanı, sayarız inananı; nasılsa duyamazlar.’

'ALNININ ORTASINA BU HARİTAYI YAPIŞTIRIYORUZ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN'

Gençler sosyal medyadan duyuyor. ‘Abdülhamit döneminde, gram toprak kaybetmedik.’ Neden? Millet ekonomi, yoksulluk, işsizlik konuşmasın… Bu iddiaya karşılık, bütün dünyanın kabul ettiği harita burada. Tunus, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Karadağ, Kıbrıs, Girit gitmiş. (Haritayı göstererek) Alnının ortasına bu haritayı yapıştırıyoruz, Recep Tayyip Erdoğan’ın.

'SÖNMEKTE OLAN MUM, ÇOK DUMAN ÇIKARIR'

Elazığ’da, bizim yaptığımız grup toplantısından önce asılan o afişler bir sahiplenen çıkmamıştı. En sonunda çıktı. Devlet Bey sahipleniyor. Diyor ki, ‘O afişleri ‘gakkoşlar’ astı.’ Öyle bir şey yok. Elazığlılar, ‘Kusura bakmayın çok utandık.’ ‘Ben AK Partiliyim. Ama bunu tasvip etmiyorum’ diyen dünya kadar Elazığlı var. Bunlar kim? Cumhur İttifakı’nın paralı trolleri. Eski FETÖ yurdunun birinci katına oturmuşlar, oradan çalışma yapıyorlar. Devlet Bey de bunların sırtını sıvazlıyor. Yalan. Ama bir kez daha söylüyoruz. Demirtaş’a yapılanın bir hak ihlali olduğunu, hukuksuzluk olduğunu, yattığı her günün de onun mücadelesinde bir nişan olduğunu söyledik. Ama ‘elimle şeref madalyası takacağım’ falan; bu laf ak trollerin, MHP’li trollerin işidir. Bu yalanları söylemekle iktidarda kalacağını düşünen Devlet Bahçeli’nin de erimeye devam etmesi güzeldir. Sesi çok çıkıyor. Öyle; sönmekte olan mum, çok duman çıkarır. Sönen ateşten çok kara duman çıkar. Tükenmekte olan MHP ve AKP herkese kara çalar, bol bol. ‘Karar kesin, aday net’ diyorsun. Olmayacak dediğin kişiyi aday yaptın. Hakaret ettiğin kişiye methiye düzüyorsun. Yüzüne tükürdüğünle kol kola giriyorsun. Biz; 19 Mayıs 1919’da neredeysek, oradayız.

'EKMEĞİN FİYATI YÜZDE 400 ARTMIŞ, AL SANA ‘ERDOĞAN ETKİSİ'

Nureddin Nebati… ‘Erdoğan etkisi diye bir şey var’ demiş. Onun üzerine diyorlar ki, Erdoğan etkisi nedir? Biz çıkardık, Erdoğan etkisini. Tek adam rejimi, 24 Haziran 2018’de başladı. 1 milyon 658 bin kişi artmış, işsiz sayısı. Al sana Erdoğan etkisi. Kişi başına milli gelir, geldiğinde 10 bin 694 dolarmış, şimdi 9 bin 592 dolar. Al sana Erdoğan etkisi. Herkesin cebinden yılda 1100 doları almış götürmüş, Erdoğan etkisi. Türk lirası yüzde 76 değer kaybetmiş. Açlık sınırı yüzde 302 artmış, ekmeğin fiyatı yüzde 400 artmış, ay çiçeğinin fiyatı beş kat artmış, patlıcanın fiyatı yedi kat artmış… Benzin fiyatı yüzde 225, mazot fiyatı yüzde 322… Al sana Erdoğan etkisi. Erdoğan’ı iktidarın başına tüm yetkileri ile getirdikleri günden beri iyiye giden bir şey yok.

'SAYIN BAHÇELİ, BU YOLSUZLUK KURUMSAL DEĞİLSE, BU ADAMA NE YAPACAKSINIZ?'

Devlet Bahçeli, dünyayı söyledi, yine dün. Herkese her hakaret var. Kardeşim, sende de bir tane büyükşehir belediyesi var. Manisa. Belediye Başkanı, önce fırında yolsuzluk yaptı, ceza aldı; kılıç gibi tutuyor onu AK Parti. Yanlış yaparsa boynunun vuracaktı, son anda Cumhur İttifakı’na geldiniz, yoksa çoktan görevden alınmıştı. Katı atık arıtma tesisini yandaşa kurdurdu, sonra başka bir yandaşa gidip oraya çöktürdü; normal şartlarda hepsi birden ağır cezada yargılanır. Üçüncü mevzumuz: Bir dağın tepesinde bir arsa, o arsaya özel imar değişikliği, turizm belgesi. Mahkemeye başvurduk, meğer arsayı aldırdığı kızının arkadaşıymış… Kendi kızına, özel villalık arsa. Buna da sustunuz. En son; Manisa’da Bursa- İzmir yolu. Dedi ki, imar planını değiştiriyorum, beş katları 15 kata çıkarıyorum. Bu beş kat, kendinin de 15 kata çıkıyor. Şeytanın aklına gelmez, yeşil alanı kaydıralım, hepsini tek arsa yapalım… Bunu yaptığında bir dakika, 4800 metrekarelik inşaatı, olmuş 22 bin 900 metrekare. Toplamda 350 milyon TL’lik 200 tane fazladan daire… Dedi ki herkes yararlanıyor, baktık. 615 parsel, ileride birleşirlerse yararlanabilecek, şu anda kapsam dışı. Yararlanabilen 83 parsel, 71’i kendinin, 7’si ortaklarıyla, yani 78’i… Geriye 5 parça kalıyor, onlar da Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin. Sayın Bahçeli, bu yolsuzluk kurumsal değilse, bu adama ne yapacaksınız? Her gün dünyaya hakaret edenler, bu konuda işitme engelli, görme engelli olmuşlar. MHP susuyorsa, Genel Merkez payını mı alıyor. Susanların ilişkisi mi var? Eğer ilişkileri yoksa, hangi müfettişi, hangi tarihte yönlendirdiniz? Bütün Manisa biliyor ki, kendi arsalarına imar vermiş durumdadır. Ben bunun peşini bırakmam.

'İKİ YIL SONRA SEN İKTİDARDA DEĞİLSİN'

Toplu konut meselesinde, Tayyip Erdoğan, 250 bin kişiden 500 bin kişiye çıkardı. Sordunuz, ilk çıktığında; dedim 5 milyon kişi başvurur. Başka çaresi yok insanların. 5 milyonun üzerinde başvuru var. 20 kişiden biri alabiliyor, 19’u alamıyor. Tutmuş, 2 yıl sonra bir daha yapacağım diyor. Ama iki yıl sonra sen iktidarda değilsin. 20 kişiden para topluyorlar, bir kişiye ev verecekler, 19’unun parasını seçime kadar kullanacaklar. O bir kişiye de bu akılla giderlerse veremeyecekler. CHP gelince, elinden gelen her şeyi yapacak, geçmişten bitmemişleri yapacak, bu sözlerini de tutacak. Evlerin en alasını da teslim edecek.”