ZEYNEP KURAY –ANF - İSTANBUL - Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin, katliamdan sorumlu olan dönemin belediye bakanı Temel Karamollaoğlu’nun, belediye meclis üyesi Cafer Erçakmak’ın Refah Partili (RP) olduğunu, dönemin Adalet Bakanı RP’li Şevket Kazan’ın ve bugünün Devlet Bakanlarından Hayati Yazıcının sanıkların avukatlığını yaptığını hatırlatarak, “Başbakan Recep Tayip Erdoğan da o tarihte RP’liydi. Kim kiminle hesaplaşıyor” diye soruyor. Gültekin, bilim merkezi yapılan otele asılan isim tabelasında iki saldırganın isminin yer almasına da tepki göstererek, “Ben bu utanmazlığa asla izin vermeyeceğim, o tabela oradan indirilecek, başka yolu yok” dedi.

‘Nerelisin’ diye sorulduğunda, üstüne basa basa “Koçgiriliyim ve Kürdüm” diye cevap verirdi. Ozan, şair Hasret Gültekin, Sivas katliamında gericilerin saldırısında yaşamını yitirdiğinde henüz 22 yaşındaydı. Genç yaşına rağmen türküleri dillerden düşmüyordu. 1990’da yaptığı ve Kürtçe müzik yasağını delen “Newroz” albümü çok ses getirmiş, Hasret Gültekin de hedef seçilen, baskılara maruz bırakılan sanatçılardan biri olmuştu. O son yolculuğa hamile olduğu için eşiyle birlikte çıkamayan Yeter Gültekin, yaşadıklarını ve son gelişmeleri anlattı.

“HAMİLEYDİM, HASRETLE GİDEMEDİM”

Eşiyle birlikte o dönem Almanya’da yaşayan Yeter Gültekin o dönem hamile olduğu için doktorun tavsiyesi üzerine eşi Hasret Gültekin’le birlikte Sivas’a gidemediğini belirterek, kara haberi nasıl aldığını anlatıyor:

“O yıllarda cep telefonu olmadığından ancak katliamdan bir gün önce Hasret’le görüşmüştüm. Sokakta bir grup yazara sözlü tacizde bulunulduğundan, onun dışında bir şey olmadığından bahsetmişti. Sanıyorum beni sakinleştirmek için bunları söylemişti, çünkü sonra sırt çantasından çıkanlardan anladığıma göre bir şeylerin normal olmadığını fark etmişti. 2 Temmuz günü akşama doğru Sivas’ta olaylar çıktığını duymuş, Hasret’e ulaşamamıştım. Hasret’in İstanbul’da yaşayan anne babası da ona ulaşamadıklarını söyleyince huzursuz olmaya başladım. Çünkü Hasret nerede olursa olsun her gün mutlaka arardı. Ben Sivas’ta onlara ulaşmaya çalışırken televizyon haberlerinde Sivas katliamı ve eşimin ölüm haberini aldım.”

KAZAN VE YAZICI BU SORULARA YANIT VERSİN

Mahkeme sürecinde adaletin tecelli etmediğine işaret ederek sitemde bulunan Yeter Gültekin, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın ve bugünün Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın bizzat katliamın sanıklarının avukatlığını üstlenmesini, “İnsanları diri diri ateşe verenlerin savunmasını yapma ihtiyacı duyan biri nasıl hukukçu olabilir? Hayati Yazıcı da Sivas sanıklarını savunmuştu, gerekçesi de ‘Herkesin savunma hakkı vardır’ olmuştu. Peki Madımak Oteli’nde katledilenlerin savunma hakkı, 12 yaşında yargısız katledilen çocuklarımızın savunma hakkı ne olacak” diye soruyor.

“KİM KİMİNLE HESAPLAŞIYOR?”

Otele saldırı sırasında saldırganlara bütün koşulları sağlayarak, ‘gazanız mübarek olsun’ diyen dönemin belediye başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, yangından kurtulanları itfaiye merdiveninden atmaya çalışan Belediye Meclis üyesi Cafer Erçakmak’ın Refah Partili (RP) olduğuna işaret eden Yeter Gültekin, “Başbakan Recep Tayip Erdoğan da o tarihte RP’liydi. Katliamın sanıklarına gönüllü avukat olan Şevket Kazan RP’nin Adalet Bakanı ve bugünün AKP’li Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da sanıkların gönüllü avukatı. Kim kiminle hesaplaşıyor” diye soruyor.

“O TABELA ORADAN İNECEK”

Katliamdan bugüne sürekli olarak mağdurların suçlu muamelesi görmesinden büyük rahatsızlık duyduğunu belirten Yeter Gültekin, katliam haberlerinin basında çarpıtılarak yer almasından da duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Gültekin, katliamda 35 kişinin yakılarak katledildiğini, ancak basında yaşamını yitiren iki saldırganın da bu isimler arasında anılmasına sitem ediyor. Madımak Oteli’nin ‘Utanç Müzesi’ değil de, bilim merkezi yapılmasına ve ölen saldırganların da adının otele yazılmasına tepki gösteren Yeter Gültekin, “Bu saldırganlardan Ahmet Alan’ın adı Madımak’ta öldürdükleri sevdiklerimizden önce ilk sıraya yazılarak, Madımak Oteli’ni kavuran yangın adeta bir kez daha tutuşturulmuştur. Ben bu utanmazlığa asla izin vermeyeceğim, o tabela oradan indirilecek, başka yolu yok” dedi.

“İADE TALEBİNİ DEVLET YAPMALI”

Katliam sanıklarının bir kısmının Almanya, Fransa veya diğer Avrupa ülkelerinde olduğuna işaret eden Yeter Gültekin, “Şehit aileleri olarak bizlerin ve Alevi kurumlarının Türkiye’ye iade edilmesi talebi var. Ama onların yargılanmaları için Türkiye’ye iade edilmesini devletin talep etmesi gerekmekte, devletin ise böyle bir gayreti yok” dedi. Yeter Gültekin, 21 Haziran’da Sivas davasının firari 6 sanığı hakkında savcılığın zaman aşımı nedeniyle takipsizlik kararı vermesini ise “Katliamda tetikçi olarak kullanılan maşalara verilen sözler ve vaatler yerine getiriliyor” diye değerlendirdi. Gültekin, mahkemeden zamanaşımı kararı çıkması durumunda yurtiçi ve yurtdışında olası tüm hukuk yollarına başvuracaklarını belirtiyor.

AKP’nin Alevilere ve Sivas katliamına ilişkin kameralar karşısında söyleyemediği düşüncelerini söyletebilecekleri sözde Alevi, aymaz insanları bulabildiklerini ifade eden Yeter Gültekin, “Gerçek niyetleri bizimle empati kurmak, geçmişle yüzleşmek ve toplumsal barışı sağlamak değildir. Çözüm üretiyor gibi görünüp, 18 yıldır süregelen vazgeçmediğimiz davada bizi yalnızlaştırmak, yıldırmak ve vazgeçirmektir” dedi.

HASRET GÜLTEKİN ÇALIŞMALARI

Yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Yeter Gültekin, İstanbul’da kurdukları Hasret Gültekin Kültür Merkezi’ni ne yazık ki kapatmak zorunda kaldıklarını belirterek, Almanya’daki Hasret Gültekin Kültür Merkezi’nin ise birçok kurumla birlikte barış, adalet ve eşitlik için çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Bir Hasret Gültekin ve bir de Sivas belgeseli çekmeye başladıklarını bildiren Yeter Gültekin, ayrıca Hasret Gültekin’in yayınlanmamış eserlerinden oluşan iki CD ve yaşamını anlatan şiirlerinin de yer aldığı bir kitap yayınlayacaklarını söyledi. Yeter Gültekin, katledilen tüm sanatçıların, aydınların toplum açısından ne kadar önemli değerler olduğunu anlatma, onları ve eserlerini geleceğe taşıma, unutmama, anma ve yüzleşmenin önemini ifade etme çabası içinde olduklarını da sözlerine ekledi.