Son günlerde özellikle Dersim bölgesinde yeniden başlatılan  orman yangınları 1992-94 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde birçok ormanın yakılıp, köylerin boşaltılması operasyonlarını anımsatıyor..

 

Gün geçmiyor ki, Dersim’in herhangi bir köşesinden yangın haberleri gelmesin..

Dersim coğrafyası Hozat’tan Ovacık’a, Pülümür’den Nazımiye’ye kadar ateşler içinde..

Ardarda operasyonlar yapılıyor ve tüm canlılar gözetilmeksizin ormanlar yakılıyor.

Dersim’de börtü böceğin, tüm canlıların nefes aldığı ağaçlar küle dönüştürülüyor.

 

Jar-u Diyar’ın ünlü meşe ağaçları ya askeri operasyonlardaki bombalamalarla ya da Peri’de olduğu gibi baraj inşaatlarını yapan şirketlerce ateşe veriliyor. Yüzyıllardır onlarca defa askeri operasyonlarla, suyla-barajlarla boğulmak istenen, kimi zaman zorla köy boşaltmalarla islah(!) edilmeye çalışılan, uysallaştırılmaya çalışılan Dersim coğrafyasını son olarak ormanları yakarak insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Ormanlarımızı bitireceklerini sanıyorlar. Ama bu öyle kolay değil.. Yaktıkları sadece görünen kısımlardır… Bir de göremedikleri var.

 

Nasıl mı derseniz..  

İşte şöyle…

Yıl 1994 ..

Ovacık’ta bir köy..

 

Bir yıl önce çevredeki ormanları yakıp yıkan, nerdeyse tek bir ağaç fidesi bile bırakmayan askeri birlikler yine bir operasyondalar. Bir yıl önceki orman yakmaları gayet iyi bilen, belki de gerçekleştiren komutanlardan biri köye geldiğinde çevresine hayret edici bir şekilde bakınır.. Her taraf yeniden meşe ağaçlarıyla dolmuştur. Ve adeta eskisinden daha gür ağaçlarla doludur tüm çevre. Sinirinden yerinde duramayan sağa sola saldıran komutan: ”Geçen yıl tüm bu ormanlar yakılmıştı. Nasıl olur da her taraf yine sık ormanlarla kaplanıyor. Tabi ki, teröristleri yakalayamayız. Hepsi bu ormanlarda saklanıyorlar” der ve köylülere bağırır çağırır.

 

O sırada komutanın sözlü ve fiziki saldırılarına uğrayan köylülerden bir yaşlı amca: “Komutan, komutan unuttuğun veya bilmediğin bir şey var. Meşe ağaçlarının kökü çok derinlerdedir. Siz geçen yıl meşe ağaçlarının toprak üstünde kalan bölümlerini yaktınız. Ve işte gördüğünüz gibi o derinlerdeki kökler yeniden ve eskisinden daha güçlü filizlendiler. Yani bilmelisin ki, yakarak bitiremezsiniz Dersim coğrafyasını” der.

 

Çok sinirlenen, ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemeyen komutan köylü amcayı tartaklamaya ve “evet, evet Dersim’in insanı da, ormanları da çok arsız. Ne yakarak ne de öldürerek bitirebiliyoruz” demek zorunda kalır ve operasyona ara vererek köyü terk eder.

 

Ormanlarımızı yakmakla Dersim coğrafyasını yok edeceklerini, insansızlaştıracaklarını, Dersim’linin mücadeleyi bırakacağını, onurunu, tarihini, inancını, kültürünü, topraklarını terk edeceğini sanıyorlar..

O kadar çok yanılıyorlar ki.

 

Askeri operasyonlarla, barajlarla susturulmak, insansızlaştırılmak, yaşam alanları yok edilmek istenen Dersim coğrafyası ve Dersim dostları tüm saldırılara, asimilasyon çalışmalarına, barajlar projesine karşı mücadelesine devam edecek, Dersim insanının özgürlükler için, insanca bir yaşam ve düzen için verdiği mücadele asla durdurulamayacak.

 

Sizler Kürtlerin, Alevi ve Kızılbaşların yaşadığı yerlerdeki ormanları yakabilirsiniz. Yakılmasına müsaade de edersiniz.

 

Bir başka yerde yangın çıktığında uçaklar, helikopterlerle müdahale edersiniz. Halkın yangını söndürme çalışmalarına da izin verirsiniz.

 

Buna karşılık Dersim’de helikopter ve uçakları bombardımanlar için kullanır, ama yangın çıkan yerlere göndermezsiniz. Hatta bizzat o helikopterlerin bombalarıyla ormanları yaktığınızı biliyoruz. Yangını söndürmeye çalışan bölge halkına yasaklar koyduğunuzu da, bunun Dersim’e yönelik politikalarınızın bir sonucu olduğunu da biliyoruz.

 

Ancak sizin de asla unutmamanız gereken önemli şeyler var.. Hem inançsal kimliği, hem etnik kimliğinden ötürü tarih boyunca egemenlerin çeşitli saldırılarıyla karşı karşıya kalan Dersim coğrafyası ve Dersim insanı teslim olmayan, direngen, başeğmez,  isyancı karakterini bundan sonra da ödün vermeden sürdürecektir.

 

Bilmelisiniz ki, yaktığınız, meşe ağaçlarının sadece toprak üstündeki filizleridir.

Meşe ağaçlarının kökleri derinlerdedir.

O kökler yeniden, yeniden filizlenecektir…