10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü küresel olarak kutlanırken, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye’de basın özgürlüğünü korumak ve gazetecilerin özgür haber yapmalarının sağlanması için Türkiye’ye ve uluslararası yetkililere global çağrıda bulunduğu bir kampanya başlattı.

"#Özgür Basın" sloganı ile başlatılan kampanyanın hedefi ise; Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamındaki ve diğer asılsız suçlamalarla gazeteci yargılamalarının sona ermesi, Yargı sisteminde reformlarla siyasi etkilerden bağımsızlığının sağlanması, Online içeriklere uygulanan sansürlerin sonlandırılması, Medyayı denetleyici kurumların bağımsız medya üzerindeki baskılarının sonlandırılması.

GAZETELERE İLANLAR VERİLECEK

Avrupa Birliği Konseyi’nin AB-Türkiye ilişkilerinin gündeme alınacağı ve 10-11 Aralık’ta gerçekleşecek toplantılarıyla aynı zamana denk getirilen kampanya kapsamında Türkiye’de ve Avrupa’daki bazı gazetelerde yayınlanacak ilanlarla basın özgürlüğünün bir temel hak olarak önemine dikkat çekilecek.

SOMUT İLERLEME BEKLENTİSİ

Kampanya ile Dünya İnsan Hakları Günü’nde gerçekleştirecek toplantıda AB Konseyi'nin, Türkiye ile ilişkilerinde görülecek tüm gelişmelerin, ifade özgürlüğünde ve daha geniş bir kapsamla insan haklarında somut ilerlemenin kaydedilmesine bağlı tutulması için koşullandırması beklentisi söz konusu.

Avrupa Birliği’nin ana karar-alma mekanizması olan AB Konseyi, Ekim ayında Türkiye’yle ekonomik ve politik ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat sunarak, Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmalarında uzlaşma sağlanması karşılığında gümrük birliğinde modernleşme, ticaretin kolaylaştırılması, üst seviye diplomatik diyaloğun sürdürülmesi gibi konularda ilerleme vaat etmişti.

Bu fırsat ise, Türkiye’nin temel insan haklarını korumadaki başarısızlığına ve ülkedeki eleştirel sesleri susturmak için sistematik olarak kullanılan Terörle Mücadele Kanunu’nun istismarına değinilmeden verildi.

AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun 6 Ekim’de yayımlanan Türkiye ilerleme raporu ise, insan haklarının istismarı üzerine detaylı bir belge sunarken, ifade özgürlüğünde ise “ciddi bir gerilemeden” bahsetti.

2016'DEN BU YANA BASKI VE YÖNELİMLER ARTTI

Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlalleri üzerine detaylı çalışmalar yürüten IPI, özellikle 2016’daki darbe girişiminden bu yana eleştirel seslere dönük yönelimi belgeledi.

Ekim ayında IPI öncülüğünde yapılan uluslararası basın özgürlüğü misyonunun yayımlanan raporunda da temel sorunlar sıralandı. Geçtiğimiz bir sene içinde hükümet, yayın ve basım alanında medyayı denetleyici kurumları kullanarak eleştirel medya üzerindeki baskını artırdı.

Bu süreçte, hükümetin rahatsız olduğu konularda haber yapan veya kamu yararına yayın yaparak farkındalık yaratan gazeteciler, para cezaları ve cezai kovuşturmaların hedefi olmaya devam etti.

Yine Ekim ayında, sosyal medya üzerine yeni bir düzenleme getirilerek, dijital mecralardaki sansürü artıracak ve sosyal medya platformlarını Türkiye’nin sansür mekanizmasının birer aracı olmaya zorlayacak bir yasa teklifini Meclis’ten geçirdi.

IPI verilerine göre; Hapisteki gazeteci sayısı 79, 2016’da 'terör' suçlamalarıyla ceza verilen gazeteci sayısı 65, 2020’de görülen bireysel gazeteci davası sayısı 120, 2016’dan bu yana kapatılan medya kuruluşlarının sayısı 170,

2016’dan bu yana gazetecilere verilen toplam hapis cezası 1252 yıl, 2020’nin ilk 5 ayında gazetelere verilen toplan kamu ilan kesme cezaları 352 gün.

Hükümetin son sürat devam eden baskıları ve sansür ortamında okuyucuya ulaşamayan haberler ve özellikle azınlık ve diğer savunmasız grupları etkileyen geniş insan hakları ihlallerini ele alan makalelerin sayısı ise bilinmiyor.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı