Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komisyonu’nun (CPJ) "Basına Yönelik Saldırılar" başlıklı raporunda, 2012 yılında 43 gazetecinin görev başında öldürüldükleri belirtildi. Böylece geçen yıla oranla öldürülen gazeteci sayısının yüzde 43 oranında arttğına, 35 gazetecinin ise ortadan kaybolduğuna dikkat çekildi.

Raporda, 2012’de tutuklanan gazeteci sayısı ise 232 olarak belirlendi. CPJ, bunun raporları yayınlamaya başladığı 1990 yılından beri ortaya çıkan en yüksek sayı olduğuna işaret etti.

TÜRKİYE RİSK LİSTESİ'NDE

CPJ ilk defa bu yıl "gazetecilik açısından en endişe verici trendlerin belgelendiği” ülkeleri içeren ‘Risk Listesi’ yayımladı. Türkiye’nin de yer aldığı 10 ülke şöyle: Brezilya, Ekvador, Etiyopya, İran, Pakistan, Türkiye, Rusya, Somali, Suriye ve Vietnam.

CPJ raporunda ‘Risk Listesi’ne Türkiye’yi almasına gerekçe olarak, “1 Aralık 2012 itibarıyla 49 gazetecinin tutuklu olması ve gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesine dönüşmesi” gösterildi.

'BİZ HÜKÜMETİN İNSAFINA KALMIŞIZ'

Raporda, basına karşı kullanılan anti terör ile diğer ‘devlete karşı’ suçları düzenleyen kanunlara dikkat çekilirken, hükümet, özellikle başbakan Erdoğan’ın eleştirilere karşı basını direkt hedef almayı bir alışkanlık haline getirdiğine vurgu yapıldı.  İsmi gizli tutulan bir gazetecinin, “Biz hükümetin insafına kalmışsız” sözleri aktarılarak, işinden olmamak ve cezaevine düşmemek için otosansür uyguladığına işaret edildi.  

Raporda, yüzde 98’i ‘anti-terör‘ ile diğer ‘devlet karşıtı’ suçlamalardan tutuklu gazetecilerin yüzde 74’ünün Kürt basınında çalışan gazetecilerden oluştuğuna vurgu yapıldı.