Sanatçı Ayşegül Aldinç, CNN TÜRK'te Enver Aysever'in Aykırı Sorular programına konuk oldu. Aldinç, "Giderek muhafazakar bir toplum olduğumuzu evet düşünüyorum, kaygı duyuyorum. Türkiye'de insanların artık fikirlerini çok rahat rahat paylaşabilme keyfiyetinin artık ellerinden alındığını bir korku ülkesi haline getirildiğini bütün bunları düşünüyorum" dedi.

 

"Yıldız Porselen'de çalıştığım dönem de annemi mutlu etmek içindi mesela. Hep annemin yönlendirmesi, hayatımda ne kadar dominant, ne kadar baskın karakter olduğunu devamlı annem annem dediğim için anlamış olmalısınız."

 

OYUNCULUK ÜZERİNE...

"Küçük yaşlardan beri oyuncu olmak isteyen insanlardan birisiydim. Kendimi hep oyuncu, şarkıcı ve öğretmen gibi hissederdim."

 

DİNDAR GENÇLİK TARTIŞMASI VE OYNADIĞI GENÇLİK DİZİSİ ÜZERİNE...

"Genel anlamda dindar bir gençlik yetiştirilmek isteniyor. Bizim diziyi o anlamda ölçü almayalım. Ve başarılıyor da sanıyorum. Ama bizim dizi oradaki bütün karakterler deli deli. Biz işin suyunu çıkartıyoruz. Daha kibar olmak için böyle demek durumundayım. Öyle yazılıyor karakterler, öyle oynanıyor ve çok da biz de eğleniyoruz onlar da eğleniyor bizi izleyenler de. Yani böyle bir örnek olamaz reel hayatta."

 

"SEVİŞME SAVAŞ" BİZİM ÜLKE BÖYLE

"...Aslında tuhaf tabi insanların birbirini vurması, kırması, itip kakması sansürlenmiyor mesela "geri zekâlı" lafı sansürlenebiliyor. Hadi laf arasında televizyonlarda söylemesek daha iyi olabilir tabi "lan" lafı sansürleniyor. Şu anda da söyledim ama tırnak içinde söyledim. Hep böyle olmamış mıdır? Sevişme sansürlenmiştir dövüşme çok legaldir. Herkes birbirine tecavüz edebilir, dövebilir, itip kakabilir. Onlara bir şey yok. "Sevişme savaş" bizim ülke böyle."

 

Aysever, Türkiye'de gazetelerde de yayınlanan Amerikalı bir müzik araştırmacısının '12 Eylül'ün zamanlaması Sezen Aksu'nun popülerleşmesine yaradı" sözlerini Aldinç'e sordu.

 

SEZEN AKSU HAKKINDA SÖYLENENLER ONUN HAKKINDA DÜŞÜNCELERİMİ DEĞİŞTİRMEZ

"Sezen'in benim gönül indimde yeri çok farklıdır. O yüzden Sezen hakkında söylenen herhangi bir şeye ben dışardan bakarım ve izlerim durumu. Yani onun hakkında düşündüğüm hiçbir şeyi değiştirmez dışarıdan onunla ilgili söylenen herhangi bir şey. Haklı da olabilirler. Olmaya da bilirler. Ben nasıl algılıyorsam o benim gönül indimde öyledir.”

 

Aldinç programda en çok neye kızdığını da söyledi.

 

EN ÇOK NEYE KIZIYOR?

"Tecavüze uğrayan 14 yaşındaki bir kızın 30 küsur adam tarafından tecavüzü ve kendi idrakiyle, kendi arzusuyla bunu düşünebilen buna inanamıyorum. Yani tecavüz geni diye bir şey varsa bunun ortadan kalkması, kaldırılması falan pek güzel olur. Hayvanlara tecavüz ediliyor bu ülkede. Yani bunlar akıl alır işler değil. Yani bunlara mesela çok takılıyorum." Tabi ki terörün olumlanacak hiçbir tarafı yok. Rezalet ama kardeş kardeşi vuruyor. Erkek kadına tecavüz ediyor, köpeğe tecavüz ediyor bu korkunç bir şey. Hiçbir kadının tecavüzkâr davrandığını gördünüz mü? Ancak filmlere konu olur o. O da kült bir film olarak kalır."

 

Programda giderek muhafazakâr bir toplum olduğumuzu düşünüyor musunuz diye soran Aysever'e Aldinç bu durumdan kaygı duyduğunu söyledi.

 

GİDEREK MUHAFAZAKÂR BİR TOPLUM OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORUM

"Giderek muhafazakâr bir toplum olduğumuzu evet düşünüyorum, kaygı duyuyorum. Türkiye'de insanların artık fikirlerini çok rahat rahat paylaşabilme keyfiyetinin artık ellerinden alındığını bir korku ülkesi haline getirildiğini bütün bunları düşünüyorum."

 

"Bugün bir sürü adı sanatçı adı altında olanlar sanatçı aslında her şeyden önce muhaliftir. Yani sanatçı olmakla muhalefet etmek duygusu çok birbirine paraleldir. Sanatçı düzenden yana olamaz. Olmamalı. Bugün bir sürü unvanında sanatçı yazan bir sürü insan düzenden yana. Ya da büsbütün korktukları için şu kadarını bile söyleyemiyorlar.

 

Programda Altın Portakal'da Hülya Avşar'ın tartışılan jüri üyeliği de konuşuldu. Aldinç kendi jüri üyeliği ve Avşar'ınki için şunları söyledi:

 

ALTIN PORTAKAL JÜRİ ÜYELİĞİ

"Kendimi layık görüyorum, niye görmeyeyim? Kendimi buna layık görmemek diye bir şey söz konusu olabilir mi? Teklif edildiğinde bana Hülya Avşar'ın jüri başkanı olduğunu bilmiyordum. Sonradan bu oldu. Ama hiçbir şey fark etmez. Onun varlığını sonradan öğrendim ve kabul ettim, o çok değerli bir sanatçı. Magazinsel yönünü eleştirenler olabilir ama dünyada magazinsel olmayı popüler olmayı seçmiş mesleğinde yabancı ülkede de bir sürü değerli sanatçı var. Bu ayıp bir şey değil. Arada bir densiz bir takım şeyler söylemiş olabilir ama insanın doğası gereği bazen olur böyle. Onu hepten bu jüri başkanlığına layık görmemek için sebepler olamaz bunlar. ... değerlendirmeyi yapmak için büyük bir sinema külliyatına sahip olmak, en büyük projelerde oynamak gerekmiyor. Halk gözü diye de bir şey var. Ben aynı zamanda bu ülkenin beğendiği bugüne kadar öyle algıladım ben sevdiği sanatçılardan bir tanesi olduğumu düşünüyorum. Hiç beğenmeyenler de olabilir. Saygı duymak gerek. Sadece bu olmak ve bu ülkenin vatandaşlarından bir tanesi olmak da orada jüri koltuğunda oturup bir değerlendirme yapmak için zaten yeterli bir sebeptir her şeyden önce."