Kendilerini ''Ahmet ve Nedim'in gazeteci arkadaşları'' olarak tanıtan bir grup, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutukluluğunu protesto etmek amacıyla Galatasaray Meydanı'ndan Taksim'e kadar ''Adaletin kara 100'ü'' adıyla yürüyüş yaptı.

Galatasaray Meydanı'nda toplanarak çeşitli sloganlar atan grup, alkış ve ıslıklar eşliğinde İstiklal Caddesi boyunca Taksim Meydanı'na kadar yürüdü.

Şık ve Şener'ın fotoğraflarının bulunduğu ''Gazetecilere özgürlük, yansak da dokunacağız'' yazılı tişörtleri giyen ve ellerinde ''Ahmet Şık ve Nedim Şener 100 gündür tutuklu, işte AKP Demokrasisi'' ve Tuncay Özkan'ın fotoğrafının yer aldığı ''Susturulmak için dört duvara mahkum edildim'' yazılı dövizler taşıyan gruba, İstiklal Caddesi'nde karşılaştıkları TKP üyesi bir grup da alkış ve sloganlarla destek vererek, yürüyüşe katıldı.

Taksim Meydanı'nda grup adına basın açıklaması yapan Rıdvan Akar, Şık ve Şener'in tutukluluk süresinin 100 günü geçtiğini belirterek, ''Suçları 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak ama ortada bu iddiayı destekleyen ne bir delil, ne de açıklanmış herhangi bir gerekçe var'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonrası yaptığı ''Balkon konuşması''na atıfta bulunan Akar, şunları kaydetti:

''Helalleşmek istiyor. Böyle bir konjonktürde bizim onunla, o düşünce sistematiği ile helalleşmemiz mümkün değil. Çünkü gazeteci gerçeğin peşindedir, gazeteci soruşturur, gazeteci taraftır. Ancak son zamanlarda kafalara yerleştirilmek istenen 'candaş' ya da 'yandaş' tarafında değil, gerçeğin tarafındadır.''

Türkiye'de halen 60'tan fazla tutuklu gazetecinin bulunduğunu belirten Akar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün istatistiklerine göre de Türkiye'nin tutuklu gazeteci sayısı konusunda şampiyon olduğunu öne sürdü.

Akar, Başbakan Erdoğan'ın, gazeteciler hakkında açtığı davaları geri çekmesinin demokratik rejimle çelişen bir gelişme olduğunu savunarak, ''Ülkemiz demokrasisinin ihtiyacı davalardan feragat değil, güvenilir ve iyi işleyen bir adalettir'' dedi.

Basın için bir başka büyük tehlikenin ise otosansür olduğuna işaret eden Akar, şunları kaydetti:

''Basın özgürlüğü herkese lazım. Çünkü gazetecilerin özgürlüğü aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğüdür. Çünkü biz yazmazsak hiçbir yolsuzluk, hiçbir ihlal haber olmayacak. Eşit, özgür, demokratik, müreffeh bir toplum ancak prangalarından kurtulmuş bir basınla mümkün olabilir. Özgür basın şiarımıza ulaşmak için biliniz ki yansak da dokunacağız.''

Gazeteci Suzan Zengin de yaklaşık iki yıl bulunduğu cezaevinden geçen hafta tahliye olduğunu söyledi.

Zengin, ''Bugün gazeteciler, hapishanelerde gazetecilik yaptıkları için değil, Terörle Mücadele Yasası kapsamında tutuklu oldukları görüntüsü altında. Resmi ağızlar, bugün hapishanelerde gazetecilik yaptığı için tutuklu bulunan herhangi bir gazetecinin olmadığını ya da basın ve benzer suçlardan cezaevinde bulunanların sayısının çok az olduğu propagandasını yapmaktalar. Hatta daha da ileri giderek 'bunlar gazeteci kılığında terörist' demekten çekinmemekteler'' şeklinde konuştu.

Yürüyüşe, İstanbul'dan CHP milletvekili seçilen Melda Onur ile Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

STAR