Rusya ile barış müzakerelerine hazır olunması ve "Rusya’ya güvenlik garantileri" verilmesi sözleriyle Ukrayna başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin tepkisini çeken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu ifadelerine gerekçe olarak Türkiye’yi ve Çin’i gösterdi.

Macron, Ukrayna ve Rusya arasında savaşın sona erdiği ve barış müzakerelerinin başlayacağı ana atıfta bulunarak, "Ertesi gün müzakere edenlerin yalnızca Çinliler ve Türkler olmasını istemiyorum" dedi.

VOA'dan Arzu Çakır'ın haberine göre Macron, Ürdün'de Kral Abdullah ile ortak düzenlediği "Irak’ın İstikrara Kavuşturulması" konulu konferansın ardından, ülkeye dönüşte uçakta Le Monde, Wall Street Journal ve Lübnan’da yayınlanan An-Nahar gazetelerinin temsilcilerine konuştu.

Le Monde’un haberine göre Macron, Biden-Zelenski görüşmesi için "ABD askeri ve mali açıdan çok şey yapıyor. İyi bir gelişme. Özellikle Zelenski’nin bu savaşı sona erdirmek için masaya koyma cesaretini gösterdiği 10 maddelik barış planını sunmak için iyi bir şey" dedi.

Avrupa’nın da Ukrayna için çok şey yaptığını vurgulayan Fransız lider, ABD ile yakın koordinasyon içinde olduklarını söyledi.

Diplomasi saatinin henüz gelmediğini belirten Macron, "Ruslar'ın ateşkese ve barışa hazır olduğunu düşünenler gördüler ki, başından beri Rusya’nın istediği barış değil teslimiyet. Bugünün önceliği Ukrayna'yı savunmak, Ukrayna'nın mutlak savunması. Ukrayna için bir zafer stratejisi içindeyiz ve sonunda yeni bir metin inşa edilecek. Müzakere edilmiş bir çözüm. Ruslar için garantiler öncelik değil; bunun da zamanı gelecek. Bugün öncelik ilk günden beri yaptığımız gibi Ukrayna'yı savunmak" dedi.

Macron, Moskova ile müzakere fikrinden ve dolayısıyla Rusya ile kalıcı bir barış anlaşması çabasından da vazgeçmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bu çatışmanın yalnızca askeri olarak sona erebileceğine inanmadığımı söylerken her zaman net oldum. Bazılarının tek çözümün iki taraftan birinin yok edilmesi olduğunu söylemekten ibaret stratejisini de görüyorum. Bu kişilerin bana nasıl ilerlemek istediklerini açıklamasını isterim. Eninde sonunda herkesin bir masa etrafına toplanması gerekecek. Ve bana ahlak dersi veren tüm Avrupalılar ve Batılılar bana kiminle masaya oturacaklarını açıklamalı. Ben, ertesi gün müzakere edenlerin yalnız Çinliler ve Türkler olmasını istemiyorum"