Kaos GL Derneği, 2019 yılına ait LGBTİ+’ların İnsan Hakları Raporu’nu yayımladı.

Raporda, yargıya veya basına yansıyan ya da doğrudan Kaos GL Derneği’ne ulaşan başvuru ve bilgilerden yola çıkılarak derlenen 72 insan hakları ihlaline yer verildi. Vakaların çoğunda birden fazla ihlal yaşanıyor.

İncelenen toplam ihlal sayısı ise 134.

BEŞ NEFRET CİNAYETİ

Vaka ve ihlaller arasında beş nefret cinayeti, 13 nefret suçu, altı nefret söylemi, iki cinsel şiddet vakası, on işkence ve kötü muamele yasağı ihlali bulunuyor.

Rapora göre ayrıca kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlali, özel hayatın gizliliği, ifade özgürlüğünün ihlali, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlali, çalışma yaşamında ayrımcılık gibi pek çok alanda ihlaller gerçekleşti.

2019 yılında da LGBTİ+’lara yönelik yoğun hak ihlalleri yaşandığı vurgulanan raporda, buna karşın, ihlale uğrayan LGBTİ+’ların adalete erişim ve ihlallerin telafisine yönelik mekanizmalardan yararlanmaları konusunda kayda değer gelişmelerin olmadığı kaydedildi.

LGBTİ+’LAR LEHİNE KAMU POLİTİKASI EKSİKLİĞİ

Raporda, Türkiye hukuk sisteminde LGBTİ+’ları koruyucu hiçbir düzenlemenin mevcut olmadığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

Bu alanda herhangi bir kamu politikası oluşturulmadığı gibi, bizzat politika yapıcılar ve uygulayıcılar bu alandaki hak ihlallerinin artan şekilde aktörü olabilmekte, ayrımcı söylem üreten otoritelerin yaklaşımları LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı uygulamalarda artış şeklinde kamu politikalarına yansıyabilmektedir.

Rapora göre, hak ihlallerinin sayısı 2018 yılıyla benzer. Bu durum LGBTİ+’lar lehine kamu politikası eksikliğinin bir sonucu olarak değerlendirildi.   

TİHEK VE KDK’YA ELEŞTİRİ

İnsan hakları alanında çalışan devlete bağlı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ile Kamu Denetçiliği Kurumu‘nun (KDK) karar ve uygulamaları şu sözlerle eleştirildi:

Her iki kurumun da doğrudan insan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve kamudaki hukuka aykırı uygulamalara ilişkin kurulmuş ve görevlendirilmiş olmalarına rağmen, konu LGBTİ+’lara geldiğinde, ayrımcı karar ve uygulamaları hayata geçirdiklerini, hak ihlallerini gidermek için görevlendirilmiş bu kurumların başlı başına kendilerinin LGBTİ+ dışlayıcı yaklaşımlar sergileyebildiklerini gördük.

2019 Nisan’ında TİHEK’in düzenlediği Ailenin Korunması Hakkı sempozyumunda konuşmacılardan olan Orhan Çeker, konuşmasında LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminde bulunmuştu.

DEMOKRATİK VE EŞİTLİKÇİ TOPLUM UMUDU BAKİ

Raporun sonuç bölümünde ise, “yoğun bir baskı ve yasaklama”ya maruz kalsalar da, Türkiyeli LGBTİ+’ların “var oluş alanlarını geliştirme konusunda dirençten vazgeçmediği” belirtildi:

…(LGBTİ+’ların) En baskıcı dönemlerde dahi yaratıcı çözümler geliştirerek ayakta kalmaya ve haklarını elde etmeye yönelik inançlarını korumaları, LGBTİ+’larla beraber herkesin özgürleşeceği, daha demokratik ve eşitlikçi bir topluma dair umudumuzu da beslemektedir.

Kaynak: Yeşil Gazete