Yasemin Öztürk, 2000’lerin önemli dizileri “Üvey Baba”, “Koçum Benim”, “Kurtlar Vadisi”ndeki rolleriyle dikkat çekti. Oyuncu, karakter oyunculuğu ile hafızalara kazındı.

Öztürk, oyunculuğa nasıl başladığını şöyle anlatıyor:

“Ankara’da doğdum ve büyüdüm. Annem ev hanımı ve babam da memurdu. Daha 5 yaşındayken şarkı söylerdim. Okullarda müzik ve koro bölümündeydim. İstediğim müzikti ama lisede sahnelenen bir tiyatroda rol almam her şeyi değiştirdi.

Üniversitede yeteneğimi kullanmak istedim ve tiyatro sınavlarına girdim. Üniversiteye hazırlandığım Ardından Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü kazandım. Fakat babam memur olduğu için çok heyecanlanmadı bu bölüme. Çünkü nasıl para kazanacağımı düşündüler. Ama her zaman yanımda oldular. Ailem destekledi, köstek olmadı.”

Oyuncu, televiyonda ilk olarak 1999 yılında yer aldığını söylüyor:

“99 yılında Bilkent’ten mezun olduktan sonra İstanbul’a gelmeye karar verdim. İnanın bana Taksim nerede bile bilmiyordum. Ankara’da kısıtlı iş imkanı vardı. İlk projem ‘Bizim Sokak’ diye bir diziydi. Ciguli rol alıyordu ve 25 yaşındaydım. Hayata biraz geç başladım. Ardından ise beni tanıtan ‘Üvey Baba’ geldi.”

ŞEMSİ İNKAYA SETTE ÇOK TATLIYDI

Yasemin Öztürk, “Üvey Baba”da Şemsi İnkaya ile rol alması hakkında şunları söylüyor:

“O dönemin iyi dizilerinden biriydi. Reytingleri de çok iyiydi. Kötü karakter başroldü. Filmlerinde bizi güldüren Şemsi İnkaya, bu sefer kötü bir karakter olarak ekrana geliyordu. Onunla çalıştığım için çok mutluydum. Çok fazla Yeşilçam filmleri izleyerek büyümüştüm. Bizim için çok değerliydi o oyuncular. Hepsiyle çalışmak ve tanışmak imkanı yakaladığım için o kadar mutluyum ki... Sadece ekranda izlerken insana o karakter geçiyor ama Şemsi İnkaya sette çok tatlı bir insandı.”

TARIK AKAN’IN GENÇLERLE ARASI İYİYDİ VE ARKADAŞ GİBİYDİ

Yasemin Öztürk, Tarık Akan, Ebru Cündübeyoğlu, Ozan Güven, Yasemin Özilhan, Engin Altan Düzyatan gibi isimlerle rol aldığı “Koçum Benim”in kariyerinde önemli bir yerde olduğunu söylüyor: “Şahane bir projeydi. 28 yaşındaydım ama 16 yaşındaki bir lise öğrencisini oynuyordum. Göstermiyordum da yaşımı.”

Öztürk, Tarık Akan’ın setteki hallerini ise şöyle anlatıyor:

“İstanbul’a ilk geldiğimde bir sanat evine gitmiştim. Tarık Akan’ı orada görmüştüm. İnanılmaz bir hissiyattı, ekranda gördüğüm kişiyle karşılaşmak. 2 yıl sonra kendisiyle çalışma fırsatı yakaladım. Tarık Akan’ın gençlerle arası çok iyiydi, arkadaş gibiydik. Her şeyi paylaşıyorduk. Gençlerle iletişimi çok güçlüydü. Set dışında da bir araya gelince arkadaş gibiydik.”

Oyuncu, “Orada kendiniz dahil birçok oyuncunun ileri gideceğini tahmin ediyor muydunuz” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Çok hızlı gelişti o diziden sonra her şey. Orada bir sonraki adımı düşünerek hareket etmedim hiç. Ama diyorum ki ne kadar güzel işlerde yer almışım. Mesela ‘Aşka Sürgün’ dizisi de öyleydi. Mahsun Kırmızıgül, Beren Saat ve ben, başrolü paylaşıyorduk. Oradaki herkes de sonrasında başrollere dönüp hep ekranda oldu.”

‘KURTLAR VADİSİ’NDEKİ ROLÜM YÜZÜNDEN BENİ ÖLDÜRECEK SANDIM

Yasemin Öztürk, “Kurtlar Vadisi”nde canlandırdığı Sara Vanunu, karakterinin hâlâ daha konuşulduğunu dile getiriyor: “Maalesef o karakterin hikayesi yarım kaldı. Sokakta yürüyemediğim zamanlar oluyordu. Bana düşman olan seyirciler de oldu.”

Oyuncu, bu karakter yüzünden başına ilginç olayı şöyle anlatıyor:

“Yakın zamanda taksiye bindim. İnerken taksici kafasını çevirdi ve ‘Sen, Kurtlar Vadisi’ndeki karaktersin. Seni o kadar öldürmek istedim ki şimdi karşımdasın’ dedi. Bir an panikledim ve sakin olması gerektiğini söyledim. Beni görünce öldürecek sandım. Taksici arkadaşı sakinleştirdim. Biraz ürkmüştüm. Çünkü ilginç bir karakterdi.”

DÖNÜM NOKTAM OLDU

Yasemin Öztürk, bir süredir ekranda olmama nedenini şöyle anlatıyor:

“2010 yılında annemi kaybettim. İnanın bana, 10 yıl geriden geliyorum. Hayatın geç farkına vardım. Annemin şefkatinden mahrum kaldım. Sudan çıkmış Balık gibiydim. Ne yapacağımı bilemedim ve psikolojik olarak da kötüydüm. Bunlardan dolayı biraz uzaklaştım ve kendime gelmem biraz zaman aldı. Hayatın nasıl devam ettiğinin henüz farkında değildim. Farkındalıklarım sonradan gelmeye başladı. 2011’de Behzat Ç.’de oynadım. Tiyatro her daim hayatımdaydı. Tiyatrosuz bir yılım olmadı. Son olarak 2019-2020 arasında ‘Arka Sokaklar’da oynadım. 2020 yılında ‘7 Melek’ diye bir Film çektik ama henüz vizyona girmedi.”

DOĞRU İNSANLA ÇALIŞMAK ÖNEMLİ

Yasemin Öztürk, oyunculuğa devam ediyor ve iyi bir proje için doğru zamanı beklediğini söylüyor:

“Arka Sokaklar’dan sonra ekranla henüz buluşamadım. Benim için uzun bir zaman. Çok özledim, seyirciyi çok seviyorum. Uzun süredir menajerim de yoktu. Tümay Özokur ile çalışmaya başladım. Güzel işlere imza atacağımızı düşünüyorum. Doğru zamanda, doğru insanlarla çalışmak istiyorum. Paşhan Yılmazel ile bir oyun oynuyorduk. 7 yıldan sonra bu sezon oynamama kararı aldık.”

Öztürk, “Nasıl rollerde yer almak isterdiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Sağlam, dişi, ayakları yere basan bir kadını canlandırmak isterim. Aynı zamanda içinde aksiyon olan adam gibi bir kadını da oynamak isterdim.”

NEJAT UYGUR HASTA OLSA BİLE SAHNEYE ÇIKARDI

Çoğu Yeşilçam oyuncusuyla çalıştım onlar özeldir. Hülya Avşar, Halit Akçatepe, Ajda Pekkan, Aytaç Arman, Ediz Hun... Bir tek Kemal Sunal ile tanışamadığım için üzgünüm. Benim için çok değerli o insanlar. Gerçekten gönüllerini koyarak bu mesleği yapmışlar. Onlarla çalışmak gurur vericiydi. İlk tiyatromu Nejat Uygur Tiyatrosu’nda yaptım. Nejat Uygur ile 4 yıl çalıştım. Sahnede inanılmazdı. Hasta olmasına rağmen hâlâ seyirci ile buluşmak istiyordu. Çok etkileyiciydi onunla oynamak da izlemek de...

Kaynak: Hürriyet Kelebek