İstanbul'da, bu yılki Nevruz kutlamaları sırasında meydana gelen eylemlerden yola çıkan savcılık, değişik sol gruplara mensup bir grup gösterici ve öğrenci hakkında KCK üyesi oldukları suçlamasıyla dava açtı.

“OLAN BİTEN ŞAŞIRTICI DEĞİL"

Radikal’den İsmail Syamaz’ın haberine göre, halen tutuklu yargılananlardan, Öğrenci Kolektifleri üyesi İhsan Oğuz Yüzgeç'in cep telefonu rehberinde müzisyen İlkay Akkaya'nın cep telefonunun çıkması, polis fezlekesinde 'örgüt bağı' gibi yansıtıldı. Zira Akkaya'nın numarasının Devrimci Karargah operasyonunda gözaltına alınan bir şüphelinin rehberinde de 'kayıtlı' olduğu belirtildi. Akkaya, iki yasadışı örgütün 'ortak bağı' gibi gösterilmek istenmesine ilişkin, "Ben şarkı söyleyen bir insanım, muhalif müzik yapıyorum. İşim bu benim. Dosyaya girmiş olması bile abes. Memleketin durumuna baktığın zaman, olan biten şaşırtıcı değil" diyor.

İstanbul ’da geçen yıl 18 Mart’taki Nevruz kutlamasına izin verilmeyince Kazlıçeşme Meydanı’na yürümek isteyen yüzlerce kişi polisle karşı karşıya geldi. Bu gerginlik Topkapı ve Millet Caddesi’ne taştı; iddiaya göre bir tramvay ve dersane taşlandı. Polis görüntülerinden yola çıkarak, sol gruplardan 11 kişinin evine baskın yaptı. Öğrenci Kolektifleri üyesi İhsan Oğuzhan Yüzgeç ve Kadiv Ev ile Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu’nun da aralarında olduğu altı kişi tutuklandı.

AKKAYA: ABES!

İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nce hazırlanan fezlekede, tutuklu sanıklardan İhsan Oğuzhan Yüzgeç'in cep telefonu rehberinde, müzisyen İlkay Akkaya'nın numarasının kayıtlı olması 'suç bağı' gibi gösterildi. Daha önce Devrimci Karargah'a yönelik bir operasyonda gözaltına alının Yeşim Kantekin'in rehberinde de Akkaya'nın numarasının çıktığına dikkat çekildi. Fezlekede ayrıca, Yüzgeç'in emniyette cep telefonunun pin kodunu vermediği belirtilerek, "Şahsa kullandığı pin kodu sorulmuş, örgütsel tavır sergileyerek, pin kodunu vermemiştir" denildi.

Müzisyen İlkay Akkaya, yıllardır muhalif ölçüde müzik yaptığını ve yasal anlamda sol mücadele yürüten her etkinliğe katılmaya çalıştığını belirterek, şunları söyledi:

"Ne denir ki bu durumda, çok saçma! Ben şarkı söyleyen bir insanım, muhalif müzik yapıyorum. Bu çocuklar da yasal muhalefet yürütüyorlar. YÖK protestoları oluyor, kutlanması gerek yıl dönümlerinde beni arıyorlar, gidiyorum. Ben hepsine yetişemiyorum, yetişebildiğime gidiyorum. İşim bu benim. Bugüne kadar hep böyle oldu. Dosyaya girmiş olması bile abes. Tabii, memleketin durumuna baktığın zaman, olan biten şaşırtıcı değil. Fakat 2005 yılından beri bu tavırla karşılaşmıyordum."

Öte yandan, Kadir Ev'e ilişkin fezlekede de, ev aramasında 'ele geçirildiği' iddia edilen bir öğrenci kampının hazırlık notları ve fiş koçanı bulundu. Legal bir öğrenci gençlik yapılanması olan Öğrenci Kolektifleri tarafından düzenlenen, izinleri alınmış bu kampa ilişkin polis, "Yapılan aramada elde edilen küçük not kağıtlarında 13 kişinin isim listesi ve telefon numaralarının bulunduğu ve bu kişilerde kampa katılacak olan kişiler olabilecek olduğu, bu kampları bireyler arası kaynaşmayı sağlamak, müzik vb. gibi etkinlikler düzenleyerek, eleman temin etmek için düzenledikleri tespit edilmiştir" deniliyor.

İLK DURUŞMA 17 OCAK'TA

İddianamede ayrıca; BDP’lilerle yasal sol partilerin oluşturduğu, kurucuları arasında şair Ahmet Telli, müzisyen Vedat Yıldırım, oyuncu Ayça Damgacı’nın olduğu Halkın Demokratik Partisi de (HDP) Nevruz’a katılım çağrısında bulunduğu ve Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasını protesto ettiği için ‘terörist çatı partisi’ diye suçlanıyor. İddianamede, “ PKK /KCK siyasi uzantıları ile sol terör örgütlerinin HDK çatısı altında birleşerek, alternatif Nevruz kutlamalarında eylem birliği kararı aldıkları” savunuluyor. Ne var ki, HDP adına hareket etmekle suçlanan sanıklardan tamamına yakınının bu yapıya sıcak bakmayan sol gruplara üye oldukları görülüyor. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak sanıkların ilk duruşması, 17 Ocak 2013’te.