Küba Komünist Partisi hükümeti, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı operasyona ilişkin bir deklarasyon yayınladı. Küba Devlet Başkanlığı'nın sitesinde yayınlanan deklarasyonda, "NATO'nun Rusya Federasyonu'nun sınırlarına doğru giderek genişlemesi yönünde Amerikalılar tarafından harcanan çaba" ile bu noktaya ulaşıldığı vurgulandı.

Ukrayna'ya modern silahlar tedarik edildiği, ABD ile NATO'nun da son aylarda Rusya Federasyonu'na komşu bölgelerde askeri hareketlilik gösterdiği belirtilen açıklamada, "Yağmacı savaşların bir sonucu olarak yaşanan büyük bir yıkımdır" denildi.

'ABD VE NATO'NUN FAALİYETLERİ ASKERİ KUŞATMADIR'

“Küba, herkesin güvenliğini ve egemenliğini garanti eden bir çözümü savunuyor” başlıklı açıklamada, "ABD'nin, NATO'nun Rusya Federasyonu sınırlarına doğru aşamalı olarak genişlemesine devam etme kararlılığı, öngörülemeyen ancak önlenebilecek etkileri olan bir durum yarattı. ABD ve NATO'nun son aylarda Rusya Federasyonu'na komşu bölgelerdeki askeri birliklerini artırması ve Ukrayna'ya modern silahlar göndermesinin anlamının bir askeri kuşatma olduğu iyi bilinmektedir" denildi.

'RUSYA'NIN SAVUNMASIZ KALACAĞINI VARSAYMAK HATAYDI'

Rusya'nın güvenlik taleplerinin göz ardı edildiğine dikkat çekilen deklarasyonda, "Rusya Federasyonu'nun ABD'ye ve NATO'ya yönelik haklı iddialarını, güç kullanımına ilişkin yasal kurallara uyulmamasına yol açan etkenleri dikkatli bir şekilde değerlendirmeden Ukrayna'daki mevcut durumu titizlikle ve dürüstçe incelemek mümkün değildir. Rusya Federasyonu'nun on yıllardır güvenlik garantilerine yönelik haklı taleplerini görmezden gelmek, ülkenin ulusal güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit karşısında savunmasız kalacağını varsaymak bir hataydı. Rusya'nın kendini savunma hakkı var. Devletleri kuşatarak veya köşeye sıkıştırarak barışı sağlamak mümkün değildir" ifadeleri yer aldı.

'BM'YE SUNULAN TALEPLER BİR ÇÖZÜM OLARAK GÖRÜLMEDİ'

Aynı zamanda uluslararası hukuk kurallarının hatırlatıldığı açıklamada, Birleşmiş Milletler'e (BM) Ukrayna kriziyle ilgili sunulan taslakların reddedilmesine de tepki gösterildi. "Küba'nın bağlı olduğu ve şiddetle desteklediği uluslararası standartlar, hegemonyacılığa, gücün kötüye kullanılmasına ve adaletsizliklere karşı özellikle küçük ülkeler için temel bir referanstır" denilen açıklamada, şöyle devam edildi:

"Küba, uluslararası hukuku ve barışı her zaman savunacak, herhangi bir devlete karşı güç kullanımına karşı çıkacak olan Birleşmiş Milletler (BM) şartlarına bağlı bir ülkedir. BM Güvenlik Konseyi'nde 25 Şubat'ta onaylanmayan ve Genel Kurul'a da sunulacak olan Ukrayna'daki durumla ilgili karar taslağı, mevcut krize çözüm arayışlarına gerçek bir katkı olarak algılanmadı. Çatışmaların tırmanmasını hızlandıran saldırgan eylemleri başlatan veya uygulayanların sorumluluğu da kabul edilmemektedir."

'KÜBA, UKRAYNA HALKIYLA YAKIN İLİŞKİLERE SAHİPTİR'

Krize yönelik barış çağrısı yapılan açıklamada, "Avrupa'daki mevcut krize barışçıl yollarla ulaşılma amacını koruyan, herkesin güvenliğini ve egemenliğini garanti eden, bölgesel ve uluslararası barışı, istikrarı, güvenliği hedefleyen ciddi, yapıcı ve gerçekçi bir diplomatik çözümü savunuyoruz" denildi. Küba'nın Ukrayna halkıyla yakın ilişkileri olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Ukrayna'da masum sivillerin hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyuyoruz. Küba halkı, Ukrayna halkıyla yakın ilişkilere sahiptir. Tarih ise ABD hükümetini, uluslararası barışı, güvenliği ve istikrarı tehdit eden NATO'nun giderek artan saldırganlığının sonuçlarından sorumlu tutacaktır. Endişelerimiz, NATO'nun yüksek hazırlıklı Mukabele Kuvvetleri'ni harekete geçiren kararıyla da pekişmiştir."

'ÇİFTE STANDARDI REDDEDİYORUZ, YAŞANAN BÜYÜK BİR YIKIMDIR'

ABD ve NATO'nun tarihsel saldırganlığının da hatırlatıldığı açıklamada, son olarak şu ifadeler yer aldı: "Küba ikiyüzlülüğü ve çifte standardı reddediyor. ABD ve bazı müttefikleri birçok kez güç kullandı. Toprak bütünlüklerini ve bağımsızlıklarını savunan diğer ulusların iç işlerine müdahale etmek için egemen devletleri işgal ettiler. 1999 yılında ABD ve NATO'nun parçaladıkları Avrupa ülkesi Yugoslavya'ya, BM kararlarını hiçe sayarak büyük bir saldırı başlattığı unutulmamalıdır. Ayrıca 'ikincil hasar' şeklinde tanımladıkları yüz binlerce sivilin ölümünden de sorumlulardır. Milyonlarca yerinden edilmiş insanın yanı sıra yağmacı savaşların bir sonucu olarak yaşanan büyük bir yıkımdır."