Ahmet Örs / Sabah

 

Mantar Dostları grubunun kurucusu Jilber Barutçiyan'ın Türkiye'nin Mantarları-1 adlı kitabı yayımlandı. Kitap, orman köylüleri, zehirlenme vakalarıyla karşılaşan doktorlar ve mantar meraklıları için rehber niteliğinde.

 

Kültür mantarlarıyla siyah trüf dışındaki mantarlardan ödüm kopar, ama onları merak ederim. Yenilebilir bir mantara çok benzeyen bir başkasının öldürücü olabildiğini bilirim. Şimdi mantar zamanı. İnternette gezindim; şimdiden çok sayıda yurttaşımız zehirlenmiş, bir bölümü tedavi edilebilmiş, bazıları ise kendilerinden önceki birçok kişi gibi hayatlarını kaybetmiş. Yıllarca mantar meraklılarına yol gösterecek bir uzman arayıp durdum. Sonunda, bu alanda İsviçre'de eğitim almış, kendisini geliştirmiş bir kişi çıktı karşıma. Jilber Barutçiyan adlı bu yurttaşımız, 20'li yaşlarında İsviçre'ye yerleşip, 20 yıl sonra Türkiye'ye döner dönmez de internet üzerinde 'mantar dostları' adıyla bir grup kurdu; mantara ilgi duyanlarla geziler düzenledi, çeşitli etkinliklerde mantar hakkında bilgi verdi. Barutçiyan nihayet mantar severlerin dört gözle bekledikleri kitabını, geçtiğimiz günlerde tamamlayıp piyasaya çıkardı. Türkiye'nin Mantarları -1(*) adı, ileride bunu başka kitapların da izleyeceğini gösteriyor. Akademisyenlerin desteğiyle hazırlanan eserde, mantarların, zehirli, öldürücü ya da yenilebilir olup olmadıklarını gösteren işaretler kullanılmış. Fotoğraflar kaliteli, her mantar hakkında bilgiler verilmiş. Barutçiyan, kitabı satın alıp, hemen ormanda mantar toplamaya kalkanları daha baştan uyarıyor: "Yalnızca fotoğrafları benzetmek yöntemiyle mantar yemek son derece tehlikelidir. Biri zehirli, diğeri yenen ve birbirine benzeyen mantarlar, sıkça, yan yana görülebilmekte, yeterince bilgili olmayan toplayıcılara ölümcül 'tuzaklar' kurabilmektedirler."

 

YANLIŞ İNANIŞLARA DİKKAT!
"İlkbaharda zehirli mantar olmaz. Hayvanlar yiyebiliyorsa, biz de yeriz. Çayırda ya da ağaçlar üzerinde çıkanlar yenebilir..." gibi mantar hakkındaki yanlış inanışlara da yer verilen kitaptaki bir önemli uyarı da şu: "Bilimsel bir netlikle tanımlamakta zorlanılan, yenebilirliğinden şüphe duyulan her mantar, zehirli, hatta öldürücü kabul edilmelidir!" Barutçiyan, mantarla ilgili ilginç tarihi olaylara da yer vermiş. Örneğin, İrlanda'da1846'daki açlık sırasında yüz binlerce kişinin ölümüne, 2 milyon kişinin dünyanın dört bir yanına göç etmesine neden olan, küçük bir mantar türü. Bu mantar, ülkenin en önemli gıda ürünü patates fidelerini sarmış ve hepsini mahvetmiş. Aynı mantar I. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya da sıçramış. Almanya'nın savaşı kaybetmesinde mantarın yol açtığı kıtlığın önemli rol oynadığı biliniyor. 18. yüzyılda Çar Deli Petro'nun ordusunu ve hayvanların büyük bölümünü hasta eden bir mantar, Osmanlı topraklarını fethetme hazırlığını boşa çıkarmıştı. Roma İmparatoru Claudius, karısı Agrippina tarafından mantarla zehirlenip öldürüldüğü gibi, 1534'te Papa 7. Clemens de aynı yöntemle katledilmişti.

 

NASIL TOPLANIR VE SAKLANIR?
Barutçiyan'ın eserinin en önemli yanı, ülkemizin bütün mantarlarının Latince adlarının yanı sıra her mantarın halk arasında değişen isimlerine de yer vermesi. Kitabın bir bölümü mantarların evriminden sınıflandırılmasına, onların yaşam biçimlerinden büyüme hızlarına, renk ve kokularına, üreme mevsimlerine ayrılmış. Bir başka bölümde ise mantarın nasıl toplanacağı ve saklanacağı ayrıntılarıyla açıklanmış. Tek tek mantarların künyelerinin sıralanmasının ardından, mantar zehirlenmeleri ve hangi durumda ne yapılması gerektiği de ayrıntılarıyla anlatılmış. Böyle bir kitabı uzun süredir bekliyordum. Ama elimde kitap, içindeki bilgileri okuyarak topladığım mantarları yemeye hâlâ niyetim yok. Bunun için bilenlerin yanında epey eğitilmek gerek. Yine de Türkiye'nin Mantarları - 1, doğaya ve mantarlara gönül verenlerin mutlaka edinmeleri gereken bir eser.

 

(*) Türkiye'nin Mantarları - 1 Jilber Barutçiyan, Oğlak Güzel Kitaplar dizisi, 216 sayfa, ciltli. Fiyatı 60 TL.