Sezai Sarıoğlu ve Bülent Uluer 11 Şubat’ta İsviçre’nin Basel kentindeki Özgür kitapevinde düzenlenen söyleşi ve imza gününde ‘Çerkesim, Türküm, Kürdüm, Sosyalistim’ kitabını kendi deyimleri ile ‘okura emanet‘ ettiler.

Türkiye’nin 80 öncesi ve 80 sonrası sürecinin tanıklarından Bülent Uluer’in anılarını içeren ve Sezai Saıoğlu tarafından hazırlanan kitap okuyucu ile kısa bir süre önce buluşmuştu. “Bizim mahallede konuşulacak laflar var, bizim mahallede kalması gereken laflar da var. Bu kitapta anlatılanlar belki hayatımın yüzde onu, yüzde doksanı hala kapalı kutudadır” diyen Bülent Uluer, bu hatıraların bir dönemi anlattığının altını çizdi.

“Tarih bizi, biz tarihi kovaladık, ve bu bizle başlamadı, böyle de devam edecek” diyen Uluer sözlerini Halim Şefik Güzelson’un bir şiirindeki “Bu bir Kılıçbalığının öyküsüdür / yazılmasa da olurdu” dizesiyle bitirdi.

Sezai Sarıoğlu ise konuşmasına “Neden Yazmalı?” sorusuna cevap vererek başladı. Gelecek kuşakların yaşananları daha yakından kavrayabilmesinden öte, anılarını anlatanın kendisiyle yeniden tanışması ve yaşadıklarını sorgulaması, kaydeden kişi açısından da anlatan ile bir kez daha tanışma serüvenine tanıklık etmek olarak adlandırdığı hatıra aktarımının, dönem tanıklığı açısından önemini vurguladı.

Son zamanlarda Türkiye’nin yakın sürecinin ve özellikle seksen öncesi sürecin anlatıldığı yaklaşık 150 kitabın yayınlanmış olmasını örnekleyen Sarıoğlu, yaşanılanların kendi külliyatını oluşturduğu vurgusu yaptı.

Bülent Uluer’in mücadele içerisinde geçen yaşamından onlarca anının aktarıldığı kitap özellikle Türkiye’de devrimci mücadelenin en hızlı yaşandığı seksen öncesi döneme ışık tutuyor. Uluer ve Sarıoğlu “Biz anlattık, artık kitap okura emanettir” diyerek sözlerini tamamladılar. (Elif Yıldırım / Demokrat Haber İsviçre)