Mahkemenin çok tuhaf kararı!Kaldığı pansiyonun emekli öğretmen sahipleri, bekçisi ve milli eğitim müfettişinin tecavüzüne uğradığı iddiasıyla dava açan kadının duruşmasında anne-babasının 25 yıl önceki boşanma dosyası istendi.

Sevgilisi olan emekli öğretmenin tuzağına düşerek, ikisi 18 yaşından küçük 8 erkeğin toplu tecavüzüne maruz kalan turizmci kadının yürüttüğü uzun bir hukuki mücadeleyle açılan davada mahkemeden garip bir ara karar çıktı. Mahkeme, sanık avukatlarının tecavüz mağduru kadının “parçalanmış bir ailenin çocuğu olduğu ve psikolojik durumunun iyi olmadığı için iftira attığı“ gerekçesiyle yaptığı talebi kabul ederek, mağdur kadının anne ve babasının 25 yıl önce açılan boşanma davalarına ilişkin dosyanın getirtilmesine karar verdi.

Tecavüzü kameraya aldılar

Olay tarihinde 25 yaşında olan turizmci kadın, savcılığa başvurarak, 2007 yılında erkek arkadaşı öğretmen M.K ile birlikte Fethiye’de kaplıcaya girmek için bir pansiyona gittiğini, burada başı ağrıdığı için kendisine bir hap verildiğini ve ardından şeftali suyu içirildiğini anlattı. Kadın, aldığı bu ilaçların etkisiyle yarı baygın hale gelmesinin ardından önce erkek arkadaşı M.K’nın, ardından M.K’nın arkadaşları emekli öğretmenler V.K, aynı zamanda pansiyonun sahibi olan emekli öğretmen G.K, milli eğitim müfettişi A.N.O, pansiyonun bekçisi S.K ile G.K’nın 18 yaşından küçük iki oğlu M.K.K ve M.E.K’nın sırasıyla kendisine tecavüz ettiğini anlattı. Şikayetçi kadın tecavüzün M.K tarafından videoya kaydedildiğini söyledi.

Yargıtay ‘Açılsın’ dedi

Adli Tıp Kurumu, mağdur kadında “yaşadığı olaydan kaynaklanan ruh sağlığını bozacak mahiyette travma sonrası stres bozukluğu” tespit edildiğine dair rapor verdi. Fethiye Başsavcılığı buna rağmen, takipsizlik kararı verdi. Karara Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan itiraz reddedildi. Genç kadının başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı, dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi dava açılmasına karar verince savcılık dava açmak zorunda kaldı. Ancak sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmedi.

Kadın örgütü komplosuymuş!

Bu davanın ikinci duruşması, 16 Mart’ta Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya katılan sanıklar, “mağdurun kadın örgütlerinde çalıştığını, bu yüzden davanın kadın örgütlerinin komplosu olduğunu” iddia ettiler. Sanık avukatları ayrıca mağdur kadının “parçalanmış bir ailenin çocuğu olduğu ve psikolojik durumunun iyi olmadığı” gibi gerekçelerle “psikolojisinin ve ailevi durumunun incelenmesini” talep ettiler. Avukatlar bu gerekçeyle mağdur kadının anne ve babasının 1986 yılında açılmış boşanma davaları ile velayet davalarının dosyalarının ilgili mahkemeden istenmesini talep etti.

Boşanma dava dosyası gelecek

Mağdur kadının avukatlarının itirazlarına rağmen mahkeme, 25 yıl önce açılmış boşanma ve velayet davalarının dosyalarının mahkemesinden istenmesine karar verdi. Fethiye’deki toplu tecavüz davasında sanıkların avukatlarını üstlenen ve mağdur kadının “parçalanmış bir ailenin çocuğu olduğu” için bu iftirayı attığı iddiasını gündeme getiren avukatlar arasında yer alan Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan ile Baro Genel Sekreteri Leyla Bişen, kadın örgütleri tarafından görevlerinden istifa etmeye çağrıldı.

Gürkan, “cinsel taciz ve tecavüz davalarında kadının beyanı esastır” ilkesinin evrensel hukukta yeri olmadığını savunarak, davayı kabul etmeden önce karısı Bedriye Gürkan’ın onayını aldığını söylemişti. Gürkan, “Eşim Muğla’da kadın hareketinin etkili isimlerinden. Cumhuriyet Kadınları Derneği Bodrum Şubesi’ni kuruyor. Ona sordum, ‘Kadın hakları bakımından bir sakıncası yok’ dedi” demişti.

vatan/ Kemal Göktaş