Antalya’da kendisine şiddet uygulayan ve işkence eden eşi Ramazan İpek’i öldürerek cezaevine giren Melek İpek, 108 gün sonra tahliye edildi.

Cezaevinden çıktıktan sonra ailesine ait çiftlik evine giden İpek, yaşadığı süreci ve gelecekte yapmak istediklerini anlattı.

Ailesiyle vakit geçiren ve çiftlik işleriyle uğraşan İpek, geçmişin yaralarını sarmaya çalışıyor.

‘ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANIYORUM’

Bu süreçteki en büyük destekçisinin kızları olduğunu vurgulayan İpek, “Üniversiteye hazırlanıyorum. Her gün onlarla ders çalışıyorum. İstemedikleri durumla karşılaştıklarında 'hayır' demeleri gerektiğini öğretiyorum" dedi.

Kızlarına en çok iyi insan olmayı öğütlediğini belirten İpek, gençlere de öğütlerde bulundu. İpek, ailelerinden bir şey gizlememeleri, başlarına kötü bir olay geldiğinde korkmadan paylaşmaları gerektiğini söyledi. Yaşanan olay nedeniyle hala üzgün olduğunu dile getiren İpek, bu süreçte kendisini destekleyen başta avukatı Ahmet Onaran olmak üzere herkese çok teşekkür etti.

‘MAHKUM ARKADAŞLAR BANA ÇOK DESTEK OLDU’

Cezaevinde olduğu dönemde, mahkum arkadaşlarının da kendisine destek olduklarını söyleyen İpek, "Orada 108 gün iyi insanlara denk geldim. Herkes iyiydi, yaralarımı sarmamda bana çok destek oldular. İlk gün şaşkın haldeydim. Kimseyi tanımıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ama oradaki arkadaşlar bana yardımcı oldu. Ben oraya ilk girdiğimde hareket etmekte zorluk çekiyordum, işlerimi yapmamda bana yardımcı oldular. Geneli ağır hükümlüydü, kişilik olarak iyi insanlar. Yemeklerimizi yapıyorduk, günlük yapmamız gereken işleri yapıp boş zamanımızı ben soru çözerek kitap okuyarak değerlendiriyordum. Çocuklarıma özlem ve hasret dolu günler geçti" diye konuştu.

‘BEKLEMEDİĞİM BİR KARARDI’

Mahkeme sürecinin hızlı geçtiğini aktaran İpek, "Bu kadar kısa sürede beklemediğim bir karardı. Şok olmuştum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Çocuklara kavuşacağım ama rüyada gibiydim. Çocuklarıma sarılınca rüyada olmadığımı anladım. Rüya değil gerçekmiş" dedi. Üçüncü duruşma öncesi hiçbir eşyasını hazırlamadığını belirten İpek, "O gece uyuyamadım, ama hiç hazırlık da yapmadım. Koğuş arkadaşlarım 'Sen çıkarsın, çıkacaksın' diyorlardı. Bilmiyorum belki de moral olsun, diye söylediler, belki de içlerine öyle doğmuştu. Onlar da şok oldu. Hepsi ağlayarak arkamda kaldı. Oradaki memurlar bile 'Nasıl tahliye oldun' diyerek şok oldu" diye konuştu.

‘BİR İNSAN ÖLDÜ AMA BU, BEN VEYA ÇOCUKLARIM DA OLABİLİRDİ’

Cezaevinden çıktığı sırada kameralar karşısındayken yüzünde olan yara izlerinin hala geçmediğini belirten İpek, "Şu an hala geçmiş değil, izler hala duruyor. Ben her aynaya baktığımda hala hatırlıyorum ama çok şükür hayattayım. Bir insan öldü ama bu, ben veya çocuklarım da olabilirdi. Çok şükür hayattayız, sağlığımız yerinde. Bu günler de geçecek. Birbirimize kenetlendiğimiz sürece o günleri geride bırakacağız. Benim 14 yılım geride kalacak" diye konuştu.

Üniversiteye hazırlandığını ve hedefinin matematik öğretmenliği olduğunu anlatan İpek, "Olmazsa seneye bir daha deneyeceğim. Bunun için çok çalışıyorum. Gelecek nesillere iyi birey yetiştirmek için matematik öğretmeni olmak istiyorum. Amacım, ders verdiğim çocukların gelecekte iyi bir insan olmalarını sağlamak. Kızlarımla birlikte ders çalışıyoruz. Onlar canlı dersteyken ben de sorularımı çözüyorum. Şu an hayalim kızlarıma iyi bir gelecek hazırlamak. İyi bir eğitim almalarını sağlamak" dedi.

'ÇOCUKLARIMIZA, HAYIR, DEMEYİ ÖĞRETMEMİZ GEREK'

Başından geçen olayları ailesine anlatmadığı için pişman olduğunu belirten İpek, "Şimdiki aklım olsaydı kesinlikle en başından aileme söylerdim. Gençler, çocuklar başlarına kötü bir şey geldiği zaman ailelerine söylemeleri gerekir. Çocukları bu yönde yetiştirmemiz gerekiyor. Bizden bir şey gizlememelerini sağlamamız gerekir. O güveni vermemiz lazım. Anne- baba olarak elbette büyük tepki verdiğimiz zamanlar olacak ama çocuklarımıza 'hayır' demeyi öğretmemiz gerekir. Başlarına kötü bir şey geldiği zaman korkmadan söyleyebilmelerini öğretmemiz gerekir. Onların kendilerini güvende hissetmeleri gerekir" diye konuştu.

İpek, böyle bir olay yaşandığı için çok üzgün olduğunu da belirterek, "Ailesi adına da üzgünüm. Böyle olmasını hiçbir zaman istemedim. Bu süreçte emeği geçen avukatıma, gözlemci olarak katılan avukatlara, bu süreci hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlayan mahkeme heyetine, devletimize, milletimize çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.