Diyarbakır'da bulunan sendika, siyasi parti ve derneklerin kadın aktivistleri, 'Dicle Amed Kadın Platformu' adıyla bir araya geldi.

Hatice Kamer'in BBC Türkçe'de yer alan haberine göre Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde Platform adına basın açıklamasını okuyan Arin Zümrüt, maruz kaldıkları "şiddete, emek sömürüsüne, ayırımcılığa, cinsiyetçi, milliyetçi ve militarist politikalara karşı" kadın dayanışmasının rolünü vurguladı.

Zümrüt, "kadın bakış açısını hakim kılmak ve ortak bir dil yaratmanın" çalışmalarının temelini oluşturacağını söyledi.

Platform, basın açıklamasında kuruluş nedenlerini şöyle açıkladı:

"Modernlik ve demokrasinin kadın üzerinden tartışıldığı ve hatta simgeleştiği günümüz koşullarında, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın ulaştığı nokta üzerinde önemle durmaya, çözüm arayışlarının ortaklaştırılmasına ihtiyaç var.

Platform açıklamasında hükümetin Olağanüstü Hâl (OHAL) koşullarında kadınları özellikle hedef aldığını da öne sürdü:

"İçinde bulunduğumuz OHAL koşullarının ve otoriterleşen yönetimin, KHK'lar (Kanun Hükmünde Kararname) yoluyla tesis etmeye çalıştığı yeni rejimin, toplumsal muhalefeti baskılama yöntemlerinde ilk hedefinin kadınlar olması, tesadüf değildir."

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2017 yılında 409 kadın ve kız çocuğunun öldürüldüğü, 332 cinsel saldırının gerçekleştiği, 387 çocuğun istismara uğradığını açıklamıştı.

Dicle Amed Platform üyelerinden Arin Zümrüt, rakamların yüksekliğinin, "siyasi iktidarın duyarsızlığını da ortaya koyduğunu" belirtti.

Açıklamanın devamı şöyle:

"Müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisinin verildiği, taciz ve tecavüz faillerine iyi hal indiriminin uygulandığı, çocuk istismarcılarının cezasız kaldığı ve çocuk yaşta hamileliklerin gizlendiği bu süreçte, yetersiz olsalarda varolan hukuki düzenlemelerin toplumsal alt yapısının oluşturulması, ivedi bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.

"Bu açıdan, uluslararası sözleşmeler ve ulusal yasal düzenlemelerin uygulanmasına aracılık edecek kadın kurumlarının kapısına kilit vurulmuş olmasını, iktidar tarafından kadınların özgürlük ve eşitlik iradesine karşı ve bilinçli bir tutum olarak ele almaktayız."