Japon Tokyo Üniversitesi’nin deprem araştırma enstitüsünden Prof. Dr. Masataka Kinoşita, deprem ülkesi olmasına rağmen daha az can kaybının kaydedildiği Japonya ile Türkiye arasındaki temel farkın binaların sağlamlığı olduğunu söyledi.

Maraş’ta 6 Şubat’ta ilki 7,7, ikincisi 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmişti. Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olarak belirlenen depremler Hatay, Antep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman ve Kilis’i de sarstı. Resmi verilere göre 6 bin 444 bina yıkıldı, çok daha fazla hasarlı yapı ihbarı geliyor. Bölgedeki binalarınsa en az yarısı 2001’den sonra, yani yeni deprem yönetmeliğine göre yapıldı.

Böylesine bir yıkımın gerçekleşmesi ve müdahalelerin eksik kalması karşısında hükümet eleştiriliyor.

Ancak eleştirilere sinirlenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün “Böylesine büyük bir felakete hazırlıklı olabilmek mümkün değildir” dedi

Daha şiddetli depremler görüp daha az can kaybı kaydedilen Japonya’nın uzmanlarıysa farklı görüşte.

Ekonomi gazetesine konuşan Tokyo Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü profesörü Kinoşita, Japonya’yla Türkiye arasındaki temel farkın binaların sağlamlığı olduğuna dikkat çekti.

Aynı üniversiteden Doç. Dr. Hiroe Miyake de aynı şekilde Türkiye’de meydana gelen depremlerde yapıların çok sağlam olmadığının altını çizerek, Japonya’da olası bir afete hazırlanmak için sürekli altyapı bakımlarının yapıldığını ve sistemin sürekli olarak yeniden değerlendirildiğini belirtti.

Yapıların güçlendirilmesini tavsiye eden Miyake, son yıllarda yıkıcı depremlerin meydana gelmediği yerlere öncelik verilerek yapıların denetlenmesinin faydalı olacağını söyledi. Miyake “Kuzey Anadolu fay kuşağında bir sonraki sismik boşluğun İstanbul çevresi olabileceği söyleniyor. Türkiye’de halihazırda yapılmakta olan bilinçlendirme çalışmalarının yeniden canlandırılması da etkili olacaktır” dedi.