CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, katıldığı bir canlı yayında CHP'nin 36. kurultayındaki genel başkanlık seçimiyle ilgili "Bu yarış bitmedi" ifadelerini kullandı.

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlık seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu'na kaybeden CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce katıldığı bir televizyon proğramında kurultaya dair açıklamalarda bulundu. 

Habetürk'ün haberine göre İnce'nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Bu yarış bitmedi. Pek çok haksızlık yapıldı. Kurultaydan sonra sayın genel başkanın yanına çıkıp '1 saat önce rakibimdiniz şimdi başkanımsınız emredin' yapayım' dedim. Gördüm ki olmuyor.

Türkiye'de demokrasi istiyoruz biz. CHP'de demokrasi istemeyecek miyiz? Nasıl bir Türkiye istiyorsak öyle bir CHP istiyoruz. Ben kimseye hakkımı yedirmem. AKP'ye de yedirmem CHP'ye de yedirmem. AKP'ye karşı mücadele ederken ne güzel hakkımızı savunuyorsun CHP'ye karşı mücadele ederken işleri karıştırıyorsun. Böyle bir şey yok. Biz kendimizi MHP'ye AKP'ye göre mi tanımlayacağız, yoksa çağdaş partilere göre mi? Geçmişimize göre bakarsak Avrupa'daki çağdaş partilere bakarsak biz sınıfta kaldık.

Sayın genel başkandan randevu aldım parti meclisi öncesi. Dosya önümde bunu size bırakayım dedim. Divana bırakırsın dedi. Tehditler savuruyor genel başkan yardımcılarım bunu engelleyin ben aday olmak istiyorum, yarışmak istiyorum, size de başarılar diliyorum dedim. Bunlardan bilgisi olmadığını söyledi daha sonra bilgisi olduğunu gördük. Kurultay salonuna geliyoruz. Bir stant yapılmış güvenlik görevlilerini koymuşlar standın başına buraya seni sokmayacaklar, genel başkan yürüyecek orada. Arkadaşlara kavga gürültü olmasın dedim. Genel başkan da beni bir takım güçler kavga çıkarabilir diye beni uyarmıştı. Stantın önüne geldim. 20 güvenlik görevlisi. 'Buraya giremezsin' dediler. Tersten girin dedim. Tersten girerseniz anlayamazlar, gerginlik olmaz dedim. Normal giriş alanından girmedim tersten girdim. Ben içeriye girerken anons yapmadılar. Trübünler beni alkışlıyordu. Ses duyulmasın diye Kılıçdaroğlu'nun müziğini son ses çaldılar.

"BU TÜZÜĞE AYKIRI"

Sayın genel başkan kurultayı açış konuşması yapar, yaptı. Divan oluştuğunda genel başkanlık biter. Bir felaket olsa genel başkan divan başkanı olur. Sayın Kılıçdaroğlu'nu tekrar konuşmaya çağırdı, bu tüzüğe aykırı. Açılış konuşması yaptı, bitti. Genel başkanı konuşturdun, bir aday daha var burada onu da konuştur. Hayatımda gördüğüm en kötü divan başkanı.

'Bana genel Başkan Adayı Muharrem İnce' dedi, buyurun dedim, konuşma yaptım. Birazdan bir anons 49 imza hem Kılıçdaroğlu'na hem de bana verilmiş. Bu 49 imzanın kim olduğunu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum, siz bilmiyorsunuz, Türkiye bilmiyor. Açıklayın. Delegeleri kandırdılar.

"JEST DEĞİL TAM TERSİ HAKARET"

Kılıçdaroğlu'nun 49 oyu bana vermesi jest değil tam tersi hakaret. Kılıçdaroğlu'nun bana lütufta bulunmaya hakkı yok. Ben gidip mahkemelere gidip partimi şikayet edecek halim yok. 49 delege benden silinsin İnce'ye yazılsın. Oradan bir delege derki bir dakika ben sana oy verdim ona vermedim. Bir hakaret yapıyorlar, 2 bu 49 kişiye sorulmadı. 3 en az 15-20 kişi kimseye imza vermemiş.

Emin olun bu partinin delegelerine o kadar güveniyorum ki, oradan 100 kişi çıkar Kılıçdaroğlu'na vermiştim imzayı vazgeçtim, İnce'ye veriyorum der. Divan Başkanı beni davet ederken, 5 dakikalık konuşmanızı yapın mı dedi. Genel başkan adayı mı dedi? Genel başkan adayı dedi. Faaliyet raporu üzerine 5 dakika konuşmak için davet etmedi.

"İMZA ALIYOR AMA OY ALAMIYOR"

Beni aday olarak çağırdı, adaydım. 49 kişinin kim olduğunu bilmiyoruz, bunu bilmem lazım, divanın da bilmesi lazım. Amaç algı yöneyimi, küçük düşürmekti. Tekin Bingöl başrolde, herkes biliyor ne olduğunu. Önemli olan şu imza buldu mu bulamadı mı? 447 oyu kim aldı? 300 kişi sayın genel başkana imza vermiş ama oy vermemiş. Kendi partisinden imza alıyor ama oy alamıyor. Bir kaç türlü baskı oldu. Kendini genel merkezde pazarlamak isteyenler, hepsi de kazık yedi. Genel başkan sonunda hangi noktaya düştü, kendi partisinin delegesinden imza alıp oyunu alamayan konumuna düştü.

Bir parti meclisi kurultaydan sonra en üst organdır. MYK'sı ise bakanlar kuruludur, o yürütür. Parti meclisi üyesi benim de üstümde. Belediye başkan yardımcısı parti meclisi üyesi orada. Sakarya'da il başkanlığı yarışı yapıldı. Bir aday kazandı bir aday kaybetti. Kaybedeni parti meclisi üyeliğine aldı neden kazanan beni desteklediği için. Partinin genel sekreteri parti meclisi listesinde yok. 2014'te sustuğum gibi bu sefer susmayacağım"