HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, İmralı’da çıkan yangın ve Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Başaran,” Bugün İmralı’da bir yangın çıktığı ifade ediliyor. Ancak İçişleri Bakanı katıldığı bir programda, laf arasında, sanki Sayın Öcalan için binlerce insan açlık grevine girmemiş gibi, sanki kendisiyle iki dönem görüşmeler yapılıp Türkiye’de var olan sorunların çözümü konuşulmamış gibi, alelade normal bir durummuş gibi açıklama yaptı. Ama olayın basına yansıdığı saatlerden beri binlerce insan parti binalarımıza, milletvekillerimize, yöneticilerimize ulaşıp durumun netliği konusunda bilgi beklediğini ifade ediyor. Bu olay maalesef tecridin derinleştirilmesi ve Sayın Öcalan ile görüşmenin yapılmaması sonucunda toplumda sürekli bir beklenti halinin oluşmasıyla bağlantılıdır” dedi.

Başaran’ın açıklaması şöyle:

Birkaç saat önce basına İmralı'da yangın çıktığı bilgisi yansıdı. Bunun üzerine İçişleri Bakanı ciddiyetten uzak ve olayın vahametini görmeyecek şekilde bir açıklama yaptı.

‘SAYIN ÖCALAN 22 YILDIR AĞIR TECRİT ALTINDA TUTULMAKTADIR’

Sayın Öcalan 1999’dan bu yana, 22 yıldır ağır tecrit koşullarında yaşamaktadır. Tüm tutsakların temel haklarından aile görüşü, avukat görüşü, toplumla iletişim kurma araçlarından mahrum bırakılarak ağır tecrit altında tutulmaktadır.

Dönemsel olarak Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılmaktadır. Bunların en sonuncusu binlerce kişinin 200 günlük açlık grevine girmesi sonucu yapılan görüşmelerdi. Ama maalesef bu görüşmeler en son Ağustos ayının başında yapıldı ve aylardır sayın Öcalan ile hiçbir biçimde görüşme yapılmamakta, Sayın Öcalan’ın toplumla iletişim kurması engellenmektedir.

‘İÇİŞLERİ BAKANI ALELADE BİR DURUMMUŞ GİBİ AÇIKLAMA YAPTI’

Bunun sonucunu bugün ortaya çıkan haberde görüyoruz. Bugün İmralı’da bir yangın çıktığı ifade ediliyor. Ancak İçişleri Bakanı katıldığı bir programda, laf arasında, sanki Sayın Öcalan için binlerce insan açlık grevine girmemiş gibi, sanki kendisiyle iki dönem görüşmeler yapılıp Türkiye’de var olan sorunların çözümü konuşulmamış gibi, alelade normal bir durummuş gibi açıklama yaptı.

‘BİNLERCE İNSAN BİZLERİ ARAYARAK DURUMUN NETLEŞTİRİLMESİNİ İSTİYOR’

Ama olayın basına yansıdığı saatlerden beri binlerce insan parti binalarımıza, milletvekillerimize, yöneticilerimize ulaşıp durumun netliği konusunda bilgi beklediğini ifade ediyor. Bu olay maalesef tecridin derinleştirilmesi ve Sayın Öcalan ile görüşmenin yapılmaması sonucunda toplumda sürekli bir beklenti halinin oluşmasıyla bağlantılıdır.

‘TÜM KÜRT HALKINI İLGİLENDİREN BU DURUMUN GEÇİŞTİRİLMESİ TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIMDIR’

Çünkü normal koşullarda, herhangi bir cezaevinde böyle bir durumda kişilerin aileleriyle, avukatlarıyla görüşmesine izin verilir. Ancak mevcut durumda özellikle tüm Kürt halkını ilgilendiren ve büyük infial yaratan bu durumun son derece basit şekilde geçiştirilmesi son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. 

‘İMRALI’DAKİ YANGIN TOPLUMDA İNFİAL YARATABİLECEK BİR DURUMDUR, CİDDİ BİR AÇIKLAMA BEKLİYORUZ’

Bizler olayı duyduğumuz andan itibaren araştırıyoruz. Ancak özellikle yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz; bu yaklaşım toplumda infial yaratabilecek bir durumdur. Bu şekilde ciddiyetten ve olayın vahametinden uzak yaklaşımların yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle iktidar cephesinden bütün toplumu ikna edecek, bu konuya özgün bir açıklamanın en kısa zamanda yapılmasını bekliyoruz. Olayların içerisine sıkıştırılmış bir açıklamanın ya da geçiştirilen bir cümlenin bu toplum tarafından ve bizler tarafından yeterli görülmediğini bir kez daha belirtmek isteriz.

‘SAYIN ÖCALAN İLE YARINI BEKLEMEDEN, HEMEN GÖRÜŞME SAĞLANMALIDIR’

Ayrıca bugün olaydan sonra Asrın Hukuk Bürosu ve Sayın Öcalan’ın ailesi de İmralı Adasına gidip oradaki durumu gözlemleyip, Sayın Öcalan’ın sağlığı ve güvenliği konusunda kendi gözleriyle gözlem yapabilmek için başvuru yapmışlardır. Toplumdaki bu rahatsızlığı, panik havasını, kafalardaki bu soru işaretlerini giderebilecek net bir yaklaşım hemen, en kısa sürede yarını beklemeden en kısa sürede sergilenmeli, Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi sağlanmalıdır.   

Zaten bu yasak, tecrit, aile ve avukatların gidişinin engellenmesi hukuksuzdur, kabul edilemez bir yaklaşımdır. Türkiye toplumunda tehlikeli bir ortam yaratma girişimidir. Bu hukuksuz tavırdan derhal vazgeçilerek, en kısa zamanda, yarını beklemeden avukatları ve ailesini Sayın Öcalan ile görüştürerek kamuoyunun aydınlatılması sağlanmalıdır. Bu işte kolaylaştırıcı olmak gerekir. Çünkü iktidarın görevi bu tür durumlarda kolaylaştırıcı olmak, toplumda, ailede oluşan soru işaretlerini, panik havasını gidermek olmalıdır.

‘MUHATAPLARIN DAHA TATMİN EDİCİ AÇIKLAMALAR YAPMASI GEREKİYOR’

Bizlerde de kamuoyunun kafasında da soru işaretleri var. Bizler olayın takipçisiyiz bu konuda bilgi veriyoruz ama toplum bu açıklamaları yeterli bulmuyor. İktidar cephesinden yetkililerin, bu konudaki muhatapların daha tatmin edici açıklamalar yapması gerekiyor.

Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecridin bu tür olaylarda daha büyük soru işaretleri yarattığı göz önünde bulundurularak bu tecrit politikasına son verilmesi, bu tehlikeli yaklaşımdan vazgeçilmesi, bütün tutsakların hakkı olan ve kanunlarda ve uluslararası sözleşmelerde olan avukat aile görüşlerinin sağlanması gerekmektedir.

Biz durumun aciliyetine, vahametine binaen acil bir açıklama yapma gereğini duyduk. Çünkü tarihte de benzer bir takım haberler servis edilmişti. Ama iktidar bunun toplumda nasıl bir etki yarattığının farkında olmayabilir. Bizler bunun farkında olarak iktidarı daha ciddi olmaya, daha ciddiyetli yaklaşmaya davet ediyoruz. 

Başaran, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Soru: Adalet Bakanlığı ile görüşme gerçekleştirdiniz mi? Bilgilendirme yapıldı mı? 

Bizim bu konuda girişimlerimiz olacak. Ama hiçbir açıklama bizi ve kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Ailesi ve avukatlarının görüşmesinden ve onların yapacağı açıklamadan daha tatminkar, yüreklere su serpecek bir açıklama olmayacaktır. Ama tabii ki bizim girişimlerimiz devam ediyor. Tabii ki Adalet Bakanlığı ile görüşme ve kamuoyunu bilgilendirme konusunda girişimlerimiz, çabalarımız olacak.

NE OLMUŞTU?

Marmara Denizi'nde bulunan Armutlu Yarımadası'nın batı ucundaki Bozburun'a 10,8 deniz mili, Karacabey ilçesi kıyısındaki Susurluk Çayı'na 6,5 deniz mili uzaklıktaki İmralı Adası'nda sabah saatlerinde orman yangını çıktı. Çam ağaçları ve zeytin ağaçlarının bulunduğu adadaki yangın şiddetli lodosun etkisiyle büyüdü.

Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri yangına müdahale etmek için harekete geçti.

Bursa'nın Mudanya ilçesinden Büyükşehir ve ormana ait itfaiye ekiplerinin deniz yoluyla İmralı'ya ulaştırılmaya çalışıldığı ancak denizdeki fırtınanın gemi seferini güçleştirdiği öğrenildi.

Öte yandan Kocaeli'nin Gölcük ilçesinden askeri geminin de arazöz almaya çalıştığı, İstanbul'dan da bölgeye söndürme helikopterinin istendiği öğrenildi.

Yaklaşık 10 hektar büyüklüğündeki İmralı Adası'nda 1999 yılında Kenya'da yakalanan PKK lideri Abdullah Öcalan 21 yıldır tutuklu bulunuyor. Müebbet hapse mahkum edilen Öcalan'ın yanı sıra 2009 yılında benzer suçlardan hükümlü 8 mahkum da adaya gönderilmişti. Adada jandarmaya ait bir komando birliği bulunurken, adanın çevresi sahil güvenlik tarafından korunuyor.