HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Muğla’nın Milas ilçesindeki halk buluşmasında konuştu. 

Cumhur İttifakı'nda yer alanların birbirine düştüğünü söyleyen Temelli, "O kadar alışmışlar ki kavgaya "benim vekilimi çalıyorsun" kavgasına düşmüşler. Bunlar alışmışlar duramazlar. Çalmadan duramazlar" diye konuştu.

Temelli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

7 Haziran’a giderken ne tezgahladılarsa yine aynı senaryolarla karşımızdalar. 1 Kasım’a giderken ne kadar savaş, şiddet dili, nefret söylemi varsa yine onlarla karşımıza çıkıyorlar. HDP’yi baraj altında bırakamayacaklarını anladılar, savaş tamtamlarını çalmaya başladılar. Tüm bunların seçim siyaseti olduğunu herkes biliyor. Biz de oylarımızla buna son vereceğiz. 24 Haziran’da oyumuza, geleceğimize sahip çıkacağız. Ortak vatanımızda bir arada yaşamak için bu bölücülerden, bu savaş çığırtkanlarından, bu yolsuzluktan beslenenlerden hep birlikte kurtulacağız. 

Bizim farklılıklarımız bize güç katandır. Biz farklılıklarımızdan güç alıyoruz. Hangi farklı inançtan, hangi farklı etnik kimlikten olursak olalım; bunlar bizim zenginliğimizdir. Bu ülkeyi var eden farklılıklarımızdır. Farklılıklarımız ortak kimliğimizdir. Ortak kimliğimize sahip çıktığımızda yani bu ülkenin eşit yurttaşları olduğumuzda bu savaş iktidarından kurtulabiliriz. Şimdi Kürt'ün Türk'e, Türk’ün Kürt'e, Ermeni’nin Alevi’ye sahip çıkma zamanıdır. Aramıza düşmanlık tohumu ekmek isteyenlere karşı tek yol yana yana gelmektir. Barajı yıkma, omuz omuz verme zamanıdır. 

İLK ÇÖZECEĞİMİZ SORUN ERDOĞAN SORUNUDUR

Bu ülkede “Kürt sorunu yoktur” diyor. Bu ülkede Kürt sorunu olduğu için demokrasi sorunu var, işsizlik, yoksulluk sorunu var. Kürt sorunu turnusol kağıdıdır. Kürt sorununu çözmeden bu ülkedeki diğer sorunları çözemeyiz. Tersi de geçerli. Bu ülkede demokrasi sorununu çözerseniz, Kürt sorununu da çözersiniz. Bu ülkenin  bütün sorunları birbirine bağlı. Bu sorunların çözülmesini kim istiyor, kim istemiyor. Onlar bu sorunları çözmeden, bu sorunlardan beslenerek bir iktidar var ediyorlar. Saraylarını korumaya çalışıyorlar. 24 Haziran’da bizler HDP olarak parlamento’ya döndüğümüzde, Sevgili Demirtaş, Cumhurbaşkanı olduğunda bu sarayı boşaltacağız ve bu ülkenin önündeki en büyük sorunu kaldıracağız. O da Erdoğan sorunudur. İlk çözeceğimiz sorun Erdoğan sorunudur. 

SENİN VEKİLİN BENİM VEKİLİM KAVGASINA DÜŞTÜLER

Öyle büyük bir sorun haline gelmiş ki, hiçbir sorun çözülmesin, yolsuzluk çarkı devam etsin istiyorlar. Bunun için de bir ittifak kurdular. Cumhur ittifakı. Bu Cumhur ittifakı sabah akşam bize saldırıyor. Ama şimdi birbirlerine düştüler. O kadar alışmışlar ki kavgaya "benim vekilimi çalıyorsun" kavgasına düşmüşler. Bunlar alışmışlar duramazlar. Çalmadan duramazlar. Şimdi nasıl ki HDP’nin 80 vekiline göz dikmişler, birbirlerinin vekiline de göz dikmişler. 

Biz onlara diyoruz ki, biz Türkiye halkları olarak bize hangi zorluğu çıkarırsan çıkar, yüzde 10 barajının üzerine istediğin kadar baraj ekle, 80 değil 180 vekille geleceğiz. 

DANIŞTAY ÜYESİ Mİ AKP KADIN KOLLARI BAŞKANI MI?

Tüm kamu görevlileri HDP barajın altında kalsın diye seferber olmuş. Trafikten terörle mücadeleye kadar teyakkuz halinde. Aman HDP siyasi faaliyet yürütmesin, görünmesin diye. Bütün valiler AKP propagandası yapmakla görevli, ilçe ilçe dolaşıp halkı tehdit ediyor. 19 vali YSK’ya sandık taşınsın diye, HDP’liler ulaşamasın diye yazı gönderiyor. Bugün de Danıştay üyesi konuşmuş; sanki Danıştay üyesi değil AKP’nin kadın kolları başkanı. Böyle bir hukuk tanımazlık olamaz. Sizler bağımsız yargısınız. Sizin vazifeniz hukuku korumak. Bunlar sanıyorlar ki, bu iktidar hep iktidar olarak kalacak. Sizler bu halka hizmet için varsınız. İçinde suç barındıran talimatları yerine getirmeyin. 24 Haziran’dan sonra bütün bu suçların hesabını soracağız. 

Öğrenciler "karneler sizin, gelecek bizim" dedi, Kadıköy’de. Onlara işkence ettiler. Öğrenciler demokratik hakkını kullandı, eğitim sistemini eleştirdi. Öğrenciler de, veliler de 18 milyon kişi; herkes çocuğunun geleceğinden kaygılı. Bu ufacık protestoyu bu denli şiddetle bastırmaya çalıştılar. Çünkü eğitim sistemini bu hale getirenler suçlu olduklarını biliyorlar. Tıpkı Kürt’e yaptığı düşmanlık gibi öğrenciye aynı şiddeti uyguluyorlar. Herkesin yaşam alanına, geleceğine saldırıyorlar. Çünkü sarayın giderlerine, savaş siyasetine kaynak yetmiyor. O yüzden bunlar insana, güzelliğe, doğaya düşman. 24 Haziran’da öğrencilerimize, doğamıza, geleceğimize sahip çıkacağız.